MARTENİÇKA’NIN TARİHİ

Bulgar Han Kubat’ın beş oğlu vardır, bir gün oğullarını yanına çağırır ve hayatta başarılı olmak isterlerse asla ayrılmamalarını tavsiye eder.
Ne yazı ki, oğulları bu tavsiyeye kulak asmazlar.
Han Kubat’ın ölümünden sonra biricik kızı Huba, düşmanlar tarafından kaçırılır.
Hubay’ı kaçıranların başı Hun Asina’dır.
Han Kubat’ın kızının özgürlüğü için, Hun Asina onların ellerindeki topraklara hükümdar olmak ister.
Bu zor karar karşısında Han Kubrat’ın en büyük oğlu Bayan, ister istemez onların teklifin kabul eder.
Böylece kız kardeşinin tutuklu kaldığı yerlerde kalma hakkını kazanır.
Geri kalan erkek kardeşler ise hepsi ayrı birer yol tutmuşlardır, babalarının vasiyetine aldırmadan.
Kardeşlerden biri Kuzeye doğru yol alırken, diğerleri de Asparun’un yanında yer alırlar.
Herkes kendi kabilesini kurma telaşına düşmüş oldukları için, geri kalan iki erkek kardeş Kuber ve Altsek güneye gitmeyi doğru bulurlar.
Kardeşler yollarını ayırmadan ortak bir anlaşma yaparlar.
Bu anlaşma kız kardeşleri Hubay’ı Hunların elinden kurtarma planıdır.
Huba ve kardeşi Bayan han Asina’ın yanında kalacak, geri kalan kardeşler ise kendilerine bir parça toprak bulma çabasındadır.
En uygun bir zamanda Asparun kardeş onlara ayağında altın ipi olan bir güvercin gönderecek.
Güvercin bacağında ki altın ip ise Hunlarda esir kalan kardeşlerin artık oradan kaçma zamanı geldiğinin ifadesi olacaktır.
Uzun bir zaman sonra, Han Asina’ın hükmü altında olan Huba’nın yanına bacağında altın ipi olan bir güvercin gelir.
Bu haberi alır almaz erkek kardeş Bayan, kız kardeşi Hubay’ı yanına alarak kötü handan kaçarlar.
Bir hayli yol geçince Tuna nehrine dayanırlar.
Tuna nehrine yaklaştıklarında, Tuna’nın öbür yanına geçmek için güvercinin yol göstermesi şarttır.
Bayan, güvercinin bacağına beyaz bir ip bağlarlarken, arkalarından yetişen Hun askerleri onlara ateş etmeye başlarlar.
Bayan, vurulunca elinde güvercinin bacağına bağladığı beyaz ipin bir ucu kanlanır.
Ayni zamanda Tuna nehrinin öbür kıyısında adamları ile birlikte Asparuh görünür.
Asparuh’u görünce Hun askerleri korkup geri kaçarlar.
Asparuh kardeşlerine yardım eder ve Tuna nehrini aşarınca onları askerlerinin bulunduğu yere götürür.
Güvercinin bacağında ki o beyaz kırmızı ipi çözerek tüm askerlerinin bileklerine bağlar ve simge olduğunu söyler sonradan Bulgarların başı olacak ASPARUH.
Hem de öyle, böyle değil, Bulgaristan’ın hiçbir zaman parçalanmamasının simgesidir der.
O günden bu günlere kadar ne kadar zaman geçmiş olsa da, Bulgaristan halkı bu simgeyi sevgi ve saygı çerçevesinden asla çıkarmamıştır.
Her yıl Mart ayı geldiğinde, halk yediden yetmişine kadar ama sevgi, ama dostluk, ama sağlık veya kötülüklerden korunma adına süslenirler renklerin beyazıyla alıyla.
1300 yıldan beri Bulgaristan hayat veriyor Martençka’ya.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Takip edebileceğiniz güzel bir sayfa lütfen sizlerde buyurun :) https://m.facebook.com/Martenickam