Kıyamıyorum

Bir  cumartesi günü her zaman görüşemediğimiz bir arkadaşım beni çaya davet etti. Yıllar sanki pek cömert davranmamış ona ama,gülüşlerinden bir şey almamıştı.Yine eskisi gibi candan  gülümsüyor,dudaklarının kıvrımlarında  biraz solukta olsa ,eşe dosta gülücükleri sunuyordu,son sınıfta olan yeğeni gelmişti birkaç günlüğüne yanına.Oturduk sohbete,liseli kızın yanında bir kilo kola ve poşet, abur cuburlar.Bizler sohbetle çayın harmanında anılara yolculuk ettik.Bizim liseli zamanımızda evlerde telefon yoktu,şimdi ise birinci sınıfa giden çocukların ellerinde cep telefonları.
Acaba bizler mi  çok eksik büyüdük yoksa, şimdiki çocuklar mı bizden şanslı düşüncesi insanın kafasını karıştırıyor.Bizler öğrenciyken ne ruj,ne oje ne de parfüm kullanma hakkına sahip değildik.Öğrenci öğretmenden ayrılmalıydı,otobüste bizden daha büyüklerine yerimizi vermeyi,hamile ve çocuğu kucağında olanlara sıramızı,yaşlıların yanından geçerken selamsız gecen öğrencinin ahlâkı hemen gözden geçirilirdi. Bizden küçükleri kendi kardeşlerimiz gibi davranmayı borç bilirdik.
Bunları göz önüne getirince hiçte eksik yetişmediğimizi de görüyoruz şimdiki gençliğe bir göz atınca, diye yeniledik anılarımızı  Arkadaşım ayağını incitmiş olduğu nedeniyle kalkıp çay almaya gittiğim mutfakta  kedi yavrusunu kaybetse bulamayacak .Sözde teyzeye yardıma gelen liseli kızımız çekilmiş bir köşeye durmaksızın mesajlaşıyor.Tezgahta bardak koyacak yer bulamamak kızım umurunda bile değil. Ben o günü idare ettim çay demledim ,sundum  öğrenci kızımın ayağına da götürdüm ikramını  da teşekkür etmek bile aklın gelmedi.
Dayanamadım ve arkadaşa ;bu kıza çok yüz vermişsiniz,bu kadarı da kendine zarar bu gün hissetmese de yarınlarda  çok zorlanacak dedim.
Teyzenin bana verdiği cevap ne oldu biliyor musunuz?KIYAMIYORUZ.
Biz  büyükler çocuklarımızdan daima sorumluyuz ve bu kadar da gözden sakınırken yarınlara kediyi sütten kovamayacak,bir düğmesi kopsa annesine yalvaracak,bir  tanrı misafiri geldiğin de bir çayın nasıl   demleyeceğini bilemeyen bir kız çocuğuna  çok yazıktır diye düşünüyorum.
Yarın hayata atıldığında  hiş kimse annesi veya teyzesi olmayacaktır,zaten hayat hak ettiklerimizi mi sunuyor sanki her zaman?
Ama böyle uzaktan tenkit  etmekle de olacak şeyler değil bunlar.
Çocuklarımızı  kız ,erkek ayrımı yapmadan  yarınlarda kendilerine yetecekleri kadar yetiştirmeliyiz bu nuda daha küçükten sevgiyle bize yardım etmesini sağlarsak eğer,yaptıkları bize olsa da bilgileri kendilerine kalacaktır.
Bu gün kıyamıyoruz diye el bebek ,gül bebek yetiştirdiğimiz bu gençliğin yarınlarına şimdiden kıymış oluyoruz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol