Kırklareli’nin yüzde 65’i madenlere ruhsatlı

Kırklareli İl Genel Meclisi’nin Ağustos ayı 2’nci birleşiminde söz alan CHP Grup Başkanı Aptullah Mutluer, TEMA Vakfı’nın yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı ve 15 kentin bilgilerini içeren araştırma raporu ile ilgili bilgi notunu Meclis üyeleri ile paylaştı. Tüm Türkiye’de araştırmanın yapılamamasının gerekçesinin ise maddi olduğunu ifade eden Mutluer, maden arama ruhsatlarının nasıl alındığı ve maden ocakları ile ilgili raporda Türkiye’nin yüzde 60’ının maden alanı olarak ruhsatlandırıldığının bilgisi bulunduğunu kaydetti. Mutluer, raporun Kırklareli ve çevre illerimiz ile ilgili bölümünde ise “Tekirdağ ve Kırklareli’nin yüzde 65’i, ormanlarının yüzde 68’i, korunan alanlarının yüzde 83’ü, önemli doğa alanlarının yüzde 78’i, tarım alanlarının yüzde 63’ü, meraların yüzde 73’ü madenlere ruhsatlı” dedi.

Kırklareli İl Genel Meclisi, Ağustos ayı 2’nci birleşimini yaptı. 3 Ağustos 2021 saat 11.00’da yapılan toplantıya Aydın Karakoç Başkanlık etti. İl Genel Meclisi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen Birleşimde Karakoç’un gündem dışı söz verdiği CHP Grup Başkanı Aptullah Mutluer, Türkiye’nin 15 kentinde TEMA Vakfı tarafından yapılan bir araştırmanının verilerini paylaştı. Türkiye’deki maden alanları ve madencilik faaliyetlerine ilişkin raporda Kırklareli’ne ilişkin bilgilerde yer aldı.
Mutluer’in okuduğu raporda şu bilgiler yeraldı;
“Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60’ı maden alanı olarak ruhsatlandırılmış durumda. Maden ruhsatlarının bir kısmı ormanda, bir kısmı yerleşim yerlerinde bir kısmı meralarda. Bu ruhsatlar faaliyete geçerse bir daha geri dönüşü mümkün olmayan bir tahribata yol açacak. İşte bu veriler TEMA Vakfı’nın yaklaşık 2 yıldır üzerinde çalıştığı maden alanları araştırmasında yazıyor.

Bu çarpıcı tabloyu detaylandırmadan önce olayın vahametinin daha iyi anlaşılması için bazı temel bilgilere hakim olmak şart.Türkiye’de maden ruhsatları 3 aşamayla veriliyor.İhale, arama ve işletme. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından koordinasyonunda önce maden sahaları belirleniyor. Bu aşamaya ihale adı veriliyor çünkü devlet ihale ile şirketlere bu alanların maden haklarını satıyor. Ruhsatlandırmada ikinci aşama ihaleden sonra başlıyor. İhaleyi kazanan şirket söz konusu alanda arama faaliyetine geçebiliyor. Fizibilite çalışma ruhsatı ile bölgede 7 yıl boyunca maden arama faaliyeti gerçekleştirilebiliyor. Hatta bu bile kendi içinde ön arama, genel arama, detay arama diye 3 bölüme ayrılıyor ve arama faaliyetlerinde de işin doğası gereği kazı çalışmaları yapılıyor. Üçüncü ruhsat aşamasının adı işletme. Bu da en fazla 49 yıllığına verilebiliyor. Bu ruhsat ile toprağın altındaki maden, ruhsat sahibine ait. Hatta işletme ruhsatı, kendi içinde büyük ekonomik değeri olduğu için şirketlerden şirketlere büyük rakamlara satılabiliyor.”
5 grup maden
“Bu noktada Türkiye’deki maden işletmeciliği gruplarından bahsetmek gerekiyor. Türkiye’de 5 grup maden var; ilki basitçe inşaat ve yol yapımında kullanılan kum, çakıl ve kil türleri olarak tarif edilebilir. İkinci grupta mermer türevleri, üçüncü grupta ise tuzlar yer alıyor. Dördüncü grupta ise kömür, altın, bakır gibi endüstriyel madenler yer alıyor. Beşinci grup elmas, yakut, safir gibi taşlardan oluşuyor. Bütün bunları açıklamamızın sebebi ise TEMA Vakfı tarafından yapılan çalışmanın sadece dördüncü maddeyi kapsaması, yani endüstriyel madenleri incelemesi. Eğer birinci, ikinci ve üçüncü maddeler de çalışmaya katılmış olsaydı ortaya çok daha farklı bir tablonun çıkması kaçınılmaz olurdu.”
Bilgisi de parayla
“Peki TEMA Vakfı bu bilgilere nasıl ulaşmış ve bu çalışmayı yapmış? Türkiye’de maden alanları bilgisi devlet tarafından ücret karşılığı satılıyor, kısaca ticari bir meta. Bilgi Edinme Kanunu kapsamında bu bilgilere ulaşılamıyor. İşte TEMA Vakfı da 15 kent seçerek bu bilgileri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Maden ve Petrol Arama İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) satın alıyor. 15 ildeki maden alanı faaliyetlerinin koordinatları için vakfın kasasından 200 bin liranın üzerinde ödeme yapılmış. Aslında bu maliyet yüzünden de çalışma Türkiye genelinde yapılamıyor. Bu bilgilere ulaşıldıktan sonra eldeki verilerin değerlendirilme aşamasına geçiliyor. Her il için orman alanı, mera alanı, yerleşim alanı, tarım alanı, su kaynağı gibi alanlar belirleniyor ve bunlar katman katman haritalara işleniyor.En sonunda da maden alanları katmanı haritaya işleniyor ve 15 kent için verilere ulaşılıyor. Bu bilgilere hakim olduktan sonra 15 kentle ilgili bilgilerin detayına geçebiliriz.
15 kentte ruhsatlık alan oranı yüzde 62. Ruhsatların en yoğun olduğu bölgelerin başında yüzde 79 ile Kaz Dağları geliyor. Çanakkale ve Balıkesir’in sınırları içinde yer alan bölgede toplam 1634 maden ruhsatı düzenlenmiş durumda. Artvin, Eskişehir, Zonguldak-Bartın, Ordu ruhsatlılık oranının yüzde 70’in üstünde olduğu kentler olarak dikkat çekiyor. Yukarıda açıkladığımız ruhsat türlerinden işletme ve arama safhasındaki ruhsatların en yoğun olduğu kentler ise Zonguldak-Bartın, Çanakkale ve Balıkesir.”
En çok ormanlar
“Peki ruhsatlandırma yapılan arazinin işlevi ne? Ormanların ortalama yüzde 58’i, tarım alanlarının yüzde 60’ı madenlere ruhsatlanmış durumda. Orman ruhsatlılığının en yoğun olduğu alan yüzde 80 ile Kaz Dağları bölgesi; onu yüzde 68 ile Tekirdağ ve Kırklareli izliyor. Tarım alanlarında da yüzde 78 ile Kaz Dağları ilk sırada geliyor. Onu yüzde 66 ile Eskişehir takip ediyor. Korunan alanların ortalama yüzde 59’u, önemli doğa alanlarının yüzde 64’ü için yine maden ruhsatı verilmiş durumda. Ve en çarpıcısı milli parklar ile ilgili olan veriler. İçinde piknik yapmanın bile yasak olduğu milli park ilan edilen alanlarda maden sahası olarak işlenmiş durumda. İl bazında örnek vermek gerekirse Zonguldak ve Tekirdağ-Kırklareli’ndeki milli parkların yüzde 97’si, Muğla’dakilerin yüzde 85’i, Artvin’dekilerin de yüzde 84’ü madenlere ruhsatlı. Ayrıca Zonguldak-Bartın’da milli parkların yüzde 89’u arama ve işletme, Artvin’dekilerin yüzde 30’u arama, Afyon’dakilerin yüzde 10’u da işletme ruhsatına sahip.
Değerli arkadaşlar Trakya ile ilgili veriler var. İhale ruhsat alanlarına bakarsak Trakya’nın ciddi biçimde madencilik faaliyetlerine açıldığını görüyoruz. Bunun geri dönülmez sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.” (H.M.Taner)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol