Kırklareli’nin yüzde 10’u maden sahasıymış

Kırklareli İl Genel Meclisi Çevre ve Sağlık Komisyonu İl Genel Meclis üyelerinin yazılı önergesi üzerine Kırklareli’ndeki maden ocakları ve maden ruhsatları hakkında bir rapor hazırladı. 2018-2020 yıllarını kapsayan raporda Kırklareli sınırları içerisinde 155 adet maden ruhsatı bulunduğu bunlardan 6 ruhsatın çalışmasına devam ettiği, aktif olarak 47 adet alanda çalışmaların sürdüğü belirtildi. Bu ruhsatların 32 tanesinin iptal
edildiği de vurgulanırken, 24 tanesinin de terk edildiği, 48 tanesinin ise faaliyetini durdurduğu aktarıldı. Tüm Kırklareli’nin 640 bin hektar araziye sahip olduğu açıklanan raporda bunun 60 bin 445 (yüzde 9,44) hektarında maden çıkartmak için ruhsat verildiği kaydedildi. Ruhsatların kopyala yapıştır yöntemiyle yapıldığının bazı ruhsatlarda alanın bir bölümünün Bulgaristan'da çıkmasından, Istrancalar'dan Ege denizinin görülmesinden anlaşıldığı ifade edilen raporda bunun ruhsatlar verilirken alanda ve bilimsel raporlarda hiçbir inceleme yapılmadığının bir göstergesi olduğu kaydedildi. Raporda ayrıca patlatmalı maden ocaklarının yer altı sularına verdiği zararlardan da bahsedilerek yer altı suları ve depolarının bu şekilde devam edilmesi durumunda yok olacağı anlatıldı. Meclis Başkanı Aydın Karakoç’un okuduğu komisyon raporu kabul edildi. Raporun genişletilerek ilgili kurumlara da iletilmesi yönünde görüş birliğine varıldı.

Kırklareli İl Genel Meclisi Ağustos ayı toplantılarının 4’ncüsünü 11 Ağustos 2020 Salı günü yaptı. Aydın Karakoç Başkanlığında saat 11.00’da İl Özel İdare Hizmet Birimlerindeki İl Genel Meclisi Toplantı Salonu’nda bir araya gelen Meclis, gündeminin 5’nci maddesinde
İl Genel Meclisi üyeleri Abdullah Mutluer, Ufuk İn, Volkan Ertan, Arif Akdoğan, Yeşim Girgin, Okay Şeran, İlhan Okumuş, Hüseyin Taşkın, Nilüfer Erol, Zeki Akın tarafından 2018, 2019 ve 2020 yıllarını kapsayacak şekilde Kırklareli’ndeki maden ruhsatları ve maden sahaları konusundaki Çevre ve Sağlık Komisyonu raporunu görüştü.
Raporu Meclis Başkanı Aydın Karakoç okudu. Karakoç, rapordan çıkan sonuca göre ilimiz sınırları içerisinde 155 adet maden ruhsatı bulunduğunu ve 6-7 ruhsatın çalışmasına devam ettiğini belirtti. Bunlar incelendiğinde aktif olarak 47’sinin alanda çalışmalarına devam ettiği, bu ruhsatların 32 tanesinin iptal edildiği, 24 tanesinin terk edildiği ve 48 tanesinin faaliyetini durduğu açıklandı.
1/25.000 ölçekli, Kırklareli Çevre Düzeni Planı ve Plan Hükümlerine uyulmuyor
Karakoç, “İlçelerin toplam arazi miktarı orman, mera ve tarım arazileri olarak 640.000 hektar olup, bu toplamın içerisinde 60.445,46 hektar alan maden çıkarmak için bugüne kadar ruhsatlandırılmıştır. Bu da ilimizin yüzdesel olarak topraklarının %9,44'üne tekabül etmektedir. En yüksek oran %20,95 ile Pınarhisar, %16,19 ile Demirköy, %10,28 ile Vize, %8.43 ile merkez ilçelere aittir. Tamamı da orman ve orman kenarı alanlarda olup, Kırklareli İl Genel Meclisi ve Kırklareli Belediye Meclisi tarafından kabul edilen ve İlgili Bakanlık tarafından onaylanıp kanunlaşan Kırklareli ili 1/25.000 ölçekli, Kırklareli Çevre Düzeni Planı ve Plan Hükümlerinin 3.1.1.1 ORMAN VARLIĞI MUTLAK KORUNACAK ALANLAR ve 3.2 ÖZEL ÖNLEM GEREKTİREN ALANLAR, 3.2.1 YERALTI SUYU BESLEME ALANLARI'NDA bulunmaktadır. 3.1.1.1 ORMAN VARLIĞI MUTLAK KORUNACAK ALANLAR f bendinde orman alanları içerisinde maden ocağı işletmesi kurulumu taleplerinde Birlik ve su yönetim Birliği görüşleri alınarak Orman Kanunu'nun hükümlerine uyulur denilmesine karşılık bugüne kadar Birlik oluşturulmamış ve bu hüküm yerine getirilmemiştir…” dedi.
2010 yılından sonra alınan tüm ruhsatlar hükümlerle çelişkili
2010 yılından sonra alınan tüm ruhsatların bu hükümle çeliştiğini belirten Karakoç, “Bu kesin hükümlere karşı MİGEM (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) ve Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ilgili alanlarda 120 civarında maden ruhsatı verilmiştir. Bu maden ruhsatlarının verilmesinde %90'ı aşan oranda ÇED'e gerek yoktur hükmü verilerek alanlar ruhsatlandırılmıştır. Bu alanlarda muhtarlar, İl Genel Meclis Üyeleri, Kent Konseyi, bireyler, çevre dernekleri ve belediyeler ÇED'e gerek yoktur hükmünü iptal ettirmek için Çakıllı, Evrenli, Vize Merkez, Pazarlı, Doğanca, Evrencik, Soğucak, Poyralı, Kaynarca, Kırklareli Merkez, Yenice, Kapaklı, Koruköy, Dereköy, Koyunbaba köylerinde İdare Mahkemelerine ve Danıştay'a davalar açılmış, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne itirazlar yapılmıştır. Mahkemeler bozma gerekçelerinde; orman varlığının bütünlüğünün bozulması, yeraltı besleme suyu alanlarının zarar görmesi, ekolojik turizm faaliyetlerinin zarar görmesi, turizm mastır planına aykırılık teşkil etmesi, bölgede bulunan mağaraların yeraltı su kaynaklarının, tarihi eserlerin zarar görmelerinin ve sürdürülebilirlik ilkesine aykırı olduğunu uluslararası çevre sözleşmelerine aykırılık, biyosfer rezerv alanlarını bozma, il çevre düzeni planına aykırılık, Istranca Dağları flora raporuna aykırılık, ruhsatın alındığı alanın tamamına değil izinlerin parça parça alındığına ve Danıştay kararına göre tek parça olarak alınması gerektiği, bölgede yaşayan halkın istememesi, koruma altında olan Trakya arısının zarar göreceği, Istıranca'ların Avrupa'nın en önemli 5 doğa alanından biri olması, maden işletmelerin ekosisteme etkileri, yeraltı sularının kaybolması, av hayvanlarının zarar görmesi, trafik olarak zorluklar yaratması, ocaklarda patlatmalardan dolayı yeraltı su havzaların karstik yapı olmasından, su geçirmesinin engelleneceği, malzeme alımından önce orman toprağı kazılarak kenara alınacağından yağmur sularını tutacak katmanın yok olduğundan dolayı mahkemeler ÇED'e gerek yoktur hükümlerini bozmaktadır. Bugün bu ruhsatlar alınırken, bu ruhsat alanları teker teker değerlendirilmekte ve alanın tamamı bütün olarak değerlendirilmemektedir. Yukarı vermiş olduğumuz 60.445,46 hektar bunun belirtisidir. Kırklareli topraklarının %40'ı orman alanı olduğundan ve ruhsatların büyük bölümünün orman alanı üzerinden verilmiş olması ve dar bir bölgeye sıkışması bölge içerisinde bu alanın 160.000 hektar olduğunu varsayarsak basit hesaplamayla hemen hemen 1/3'ü maden sahası olarak ruhsatlandırılmıştır. Bu da çok büyük bir rakamdır. Hepsinin aktif olarak çalışması durumunda çok büyük bir doğal alan yok olacak ve sürdürülebilirlik ilkesi ortadan kalkacaktır.
Sahada yaptığımız araştırmalar ve maden ocaklarından çıkan kamyon sayılarının sayımından Dereköy-Kırklareli, Koyunbaba-İnece-Edirne, Kırklareli merkez-Babaeski, Ocaklar-Pınarhisar Kireç ve Çimento Fabrikası, Dereköy-Poyralı, Pınarhisar-Vize-Saray, Evrencik-Vize, Poyralı-Lüleburgaz, Pınarhisar-Lüleburgaz, Evrencik-Pazarlı-Vize, Akpınar-Aksicim-Çakıllı, Doğanca-Lüleburgaz otoyollarında maden taşıyan kamyon sayısı günlük 40 ton yaşıyan araçlar ile 1.000 sayısına ulaşmaktadır. Bu da karayollarının bozulmasına, İl Özel İdaresi'nin yetki alanında bulunan asfalt yolların büyük bölümünün zarar görmesine neden olmaktadır” diye konuştu.
Yeraltı sularından faydalanan
köy sayısı azaldı
Karakoç. Söz konusu maden faaliyetlerinin yer altı sularını da çok ciddi bir biçimde etkilediğini aktararak, “Istranca eteklerinde yer altı sularının debisi uzun yıllarda incelendiğin Çakıllı, Evrenli, Vize Pazarlı, Soğucak ,Kaynarca, Sazara, Beypınar, Armağan, Koruköy, Kapaklı, yer altı sularında sapmalar olduğu suların azaldığı örneğin Soğucak Kaynaklarında eski yıllarda Lüleburgaz ilçesi köyleri dahil 27 köye içme ve kullanma suyu verilirken bugün Soğucak ve Doğanca Köyüne bile sular yetmemektedir. Ayrıca dinamit patlatmalarından sonra bazı kaynaklarda sular bulanmaktadır. Bunun en son örneği Koruköy, su kaynaklarıdır. Patlatma sonrası sular uzun müddet bulanık akmaktadır” şeklinde konuştu.
Maden sahasının bir bölümü
Bulgaristan’da çıkıyor
Ruhsatların verilirken sağlıklı çalışılmadığı aktaran Karakoç, öyle ki bazı ruhsat sahalarının Bulgaristan sınırları içinde kaldığının tespit edildiğini ifade ederek, “Maden sahalarının ruhsatlarının MİGEM tarafından Istranca'lar üzerinde verdiği ruhsatların alanın bütünü ve eski ruhsatların hiçbirinin durumunun incelenmeden verildiği yapılan tüm itiraz ve davaların kazanılmasında ortaya çıkmaktadır. Ruhsatlar verilirken Istranca'lar orman, yer altı, yerüstü suları, 1/25000 Kırklareli Çevre Düzeni Planları, Bilim adamlarının bilimsel raporları, alanın kümülatif olarak değerlendirilmesi yapılmadan bir tek ruhsat baz alınarak yapılmaktadır. Öyle ki bazı ruhsatlarda alanın bir bölümü Bulgaristan'da çıkmakta, Istrancalar'dan Ege denizi görülmekte çoğu dosyada kopyala yapıştırma olarak hazırlandığı, alanda ve bilimsel raporlarda hiçbir inceleme yapılmadığı görülmektedir” dedi.
Komisyondan çözüm önerisi
Karakoç raporunun son bölümünde Komisyonun çözüm önerilerini sıraladı. Kırklareli İl Genel Meclisi Çevre Komisyonu’nun sunduğu çözüm önerileri şöyle;
1- Her yıl tüm maden ocakları bir kez yerlerinde incelenerek kapanan, terk edilen, ruhsatlarını sırf elinde tutmak için senede birkaç ton malzeme çıkaran ocakların ruhsatları iptal edilmeli. Ruhsat alanı içerisinde maden rezervi var ise yeni ruhsatlar yerine öncelikle bunlar değerlendirilmelidir.
2- Ruhsat verme aşamasında MİGEM temsilcileri Ankara'da harita başında karar vermemeli, alanı yerel yöneticiler, muhtarlar, alan ile ilgilenen uzman ve bilim adamları ile gezip değerlendirmeli mutlaka ÇED istenmelidir.
3- Terk edilen faaliyeti duran ve içinde maden biten tüm ocaklar derhal kapatılarak ıslah edilmeli üzerine kenarda duran ilk aşama alınan yüzey toprağı serilmeli ve ağaçlandırılmalı. .İşlem yapmayan ruhsat sahiplerine doğaya verdiği zarardan dolayı her türlü cezai işlem uygulanmalıdır.
4- Yer altı su kaynaklarına patlamalardan ve malzeme aldıktan sonra yer altı suyunu yüzeye çıkarmaktan dolayı zarar veren ocaklar derhal kapatılmalıdır.
5- Çıkarılacak yasayla Istranca'ların Ergene havzasına ve İstanbulun suyunun kaynağı olmasından dolayı Biyosfer Rezerv Alan ilan edilmelidir.
6- Istrancalar Natura 2000 alanı ilan edilmelidir.
7- Uzun yıllar ve emekle resmi kurumlar tarafından hazırlanan Bölge Turizm Planı onaylanmalıdır.
8- 2010 yılında tamamlanan Biyosfer Rezerv Alan çalışması onaylanmalı ve Istrancalar koruma altına alınmalıdır.
9- Istrancalar'da orman bütünlüğü korunmalı,yollar, maden ocakları için orman alanları bölünmemelidir.
10- Toprak ile ilgili her türlü müdahalede " Valetta Sözleşmesi " kurallarına uyulması ve toprağa ait arkeolojik verilerin korunması mutlaka sağlanmalıdır.
11- Su havzalarının korunması konusunda " Ramsar Anlaşması" kapsamına alınması ve bu kuralların herhangi bir nedenle esnetilmemesinin sağlanması.
12- Mevzuatta yer alan "Yeraltı Su Besleme Alanları "nın üzerinde her türlü madencilik faaliyetine kapalı olması ibaresi uyarınca yer altı su kaynaklarının korunması konusunda adli ve idari tedbirlerin etkin olarak uygulanması.
13- Maden sahasının altında su kaynağı olup olmadığı uzmanların katılımı ile yapılmalı altta su varlığı tespiti durumunda ocakta patlatma yöntemi ile maden çıkarımına son verilmelidir.
14- Çevre ve Sağlık Komisyonumuzun hazırladığı bu rapor ÇED'e gerek yoktur,ÇED'e gereklidir kararı veren ,ayrıca ruhsat aşamasında görüş sorulan il müdürlüklerine ,MİGEM'e ve İlgili Bakanlıklara bildirilmeli kurumlar arası iletişim mutlaka sağlanmalı ,her yöne çekilebilen esnek görüşler değil, uygun veya uygun değildir hükmü kesin olarak kullanılmalıdır.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol