Kırklareli’nin sorunlarını Ankara’da dile getirdiler

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun evsahipliğinde,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen “Türkiye Ekonomi Şurası”na Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Soner Ilık ile Başkan Yardımcısı Kanber Üzer katıldı. Başkan Soner Ilık, Kırklareli’nin sorunları ile bu sorunların çözümlerinin yer aldığı dosyayı ilgililere verdi

Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Soner Ilık ile Başkan Yardımcısı Kanber Üzer, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. RifatHisarcıklıoğlu’nunevsahipliğinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Oda ve Borsa Başkanları, Meclis Başkanları, OSB Başkanları ile çok sayıda iş insanının katılımıyla TOBB İkiz Kuleler'de21 Ocak 2019 Pazartesi günü saat 13.00’tedüzenlenen “TOBB Türkiye Ekonomi Şurası”nakatıldı.
Başkan Ilık, Kırklareli’nin
sorunlarını ilgililere iletti
Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Soner Ilık katıldığı “Türkiye Ekonomi Şurası”da Kırklareli’nin sorunlarının ve çözüm önerilerinin yer aldığı dosyayı ilgililere iletti.
Başkan Ilık’ın ilettiği dosyada şu konular yer aldı:
“SORUN: 1
Kırklareli’nin mevcut turizm potansiyelinin bölgesel teşvikler kapsamında olmadığından yeterince kullanılamaması ve turizm gelirlerinin yeterli düzeyde olmaması.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ:
Kırklareli’nin Karadeniz sahili, İğneada,Kıyıköy, Istranca bölgesi ve Longoz Ormanlarının turizm teşvik bölgesi kapsamına alınması.
SORUN: 2
Bölgemiz Hayvan Hastalıklarından Ari Bölge olmasına rağmen Tarım ve Hayvancılık Sektörleri’ni geliştirecek yeterli destek olmaması.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ:
Türkiye'nin Avrupa'da kalan kısmını oluşturan Trakya'da tarımsal yapı, verimlilik ve tarımsal örgütlülük düzeyi ülke geneline oranla tarımsal üretime daha elverişlidir. Bölge, işletme başına düşen arazi miktarı ve girdi kullanımı düzeyi açısından Türkiye'ye oranla daha verimli üretim yapabilmek için uygun şartlara sahiptir. Bunu doğal sonucu olarak da bölgede tarımsal verimlilik değerleri Türkiye'ye oranla, hatta bazı gelişmiş ülkelerden bile daha yüksektir.Ancak Trakya'da tarımsal arazi varlığının Türkiye'ye oranla daha yüksek olmasına rağmen sulanan arazi varlığı ve sulu tarım için uygun üretim desenine ulaşılamamıştır. Su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve üretim deseninin işletme ve ülke ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmesi halinde mevcut potansiyelden daha yüksek oranda faydalanmak mümkün olacaktır. Türkiye genelinde olduğu gibi Trakya Bölgesi’nde de tarımsal üretimle uğraşan kırsal kesimin gelir düzeyi, ekonominin diğer sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelere oranla çok düşük bir seviyede bulunmaktadır.
Kırsal kesimin gelirinin artırılması için öncelikle birim alandan elde edilen gelirin yükseltilmesi gerekmektedir. Verimliliği artıran temel girdi olan SULAMA konusu bölge tarımı için hayati önem arz etmektedir. Ancak bölge sınırları içerisinde bulunan derelerden, akarsulardan tarımsal sulamaya dönük baraj ve göletlerin yeterince yapılmamış olması nedeni ile tam kapasite ile yararlanılamamaktadır. Bölgenin mevcut hayvan varlığının neredeyse tamamı kültür ırkı olup, hayvancılık sektörü için bölge Ülkemiz açısından büyük bir potansiyel durumundadır. Hayvancılık konusunda bölgenin kırsal kalkınmada öncelikli İllerimizde olduğu gibi HİBE kapsamına alınması hem üretimi arttıracak, hem de sulama ile ürün deseninin değiştirilerek hayvancılık sektörünün en önemli girdisi olan kaba yem açığının kapatılabilmesi için yem bitkileri ekiliş alanlarının arttırılmasıyla Ülkemiz için önemli bir kaliteli kültür ırkı damızlık üretim merkezi haline getirilebilecektir.İlimizde 152.000 büyükbaş ve 356.000 küçükbaş hayvan mevcuttur. İşletmelerimiz çoğunlukla aile tipi işletmeler olup, 3200 küçükbaş işletmesi, 7500 büyükbaş işletmesi bulunmaktadır. “Ari Bölge” tanımı şap hastalığından arındırılmış bölge olup, “Ari İşletme” tanımı ise tüberküloz ve brucella hastalıklarından arındırılmış anlamına gelmektedir. İlimiz Türkiye ari işletmelerinin % 15 ine sahip olup, 2018 Yılı itibari ile 10.125.000 TL ari işletme destekleme ödemesi ve ilave olarak 1.889.440 TL onaylı işletme destekleme ödemesi yapılmıştır.
- Çiğ süt satışı yapılabilmesi için Ari işletme olması ön şart olup, bu şekilde küçük köy tipi aile işletmelerin de farkındalık oluşturularak ari işletme olma yönünde desteklenmelidir.
- Diğer illere yapılacak damızlık hayvan hibe alımlarında Ari Bölge olması hasebiyle bölgemizden damızlık hayvan alımı desteklenmelidir.
- GAP, DAP, KOP, DOKAP gibi projelerin bölgemizi de kapsaması sağlanmalıdır. Bu projelerle işletme modernizasyonları da yapılmalıdır.
- İlimiz damızlık hayvancılık yönünden bir merkez olmasına rağmen Bakanlıkça belirlenen hayvancılık yetiştirici bölgeleri arasında yer almamaktadır. Bu kapsama alınması halinde yem bitkisi ekilişlerine % 25 ilave destek alınacağından yem bitkisi üretiminde bir ivme kazanılarak ilimiz için büyük açık olan kaba yem miktarı arttırılabilecektir. Sulama problemlerinin yanı sıra, Bölgede tarım işletmeleri büyüklüklerinin, büyük çoğunluğu 50 da altı olmak üzere, 100 dekarın altında yoğunlaştığını söylemek mümkündür. Bölgede arazilerin küçük ve parçalı olması, mono kültür tarımsal üretim yapısı ile rasyonel bir tarımsal üretimden bahsetmek mümkün değildir. Bu durum bölge İllerinin mekanizasyon düzeyinin yüksek olmasına rağmen sahip olunan alet ve makinelerin ekonomik uygun değer seviyesinden uzak kullanılmasına da neden olmaktadır. Dolayısı ile üretimde verimlilik düşmekte, üretim maliyeti artmakta ve dolayısıyla işletme başarısı düşmektedir. Arazi Toplulaştırması Ve Tarla İçi Geliştirme Projeleri’nin arttırılmasıyla tarım arazilerinin optimum işletme büyüklüklerine getirilmesiyle maliyetler düşecek, verimlilik artacaktır.Bununla birlikte, Ülkemizde tarımla uğraşan kesim kırsal kökenli olup eğitim açısından eksikleri bulunmaktadır. İyi derecede eğitim gerektiren tarım konusunda bilgi yetersizliğinden kaynaklanan maliyet artışı, verim düşüklüğü, ürünlerin sağlıklı olmaması gibi sorunlara yol açmaktadır. Özellikle tarımdaki rolü büyük olan ve dezavantajlı kabul edilen kadınların eğitim düzeyleri yükseltilmelidir. Öte yandan üretilen ürünlerin sanayi ile entegrasyonu yeterince sağlanamadığı için ürünlerin katma değeri düşük kalmaktadır. Tarıma Dayalı Sanayi bölgede teşvik edilerek tarladan sofraya süreçteki entegrasyonun sağlanması, hem katma değerin arttırılmasını sağlayacak hem de üreticinin pazar sorununu ortadan kaldıracaktır.
Bölgemizde süt varlığının artırılmasına yönelik desteklerin artırılması, Türkiye’nin en kaliteli sütlerinden olan bölgemiz sütünün daha fazla kullanılmasını sağlamak amacıyla süt işletmelerinin desteklenmesi önemlidir. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın en büyük sıkıntılarından biri olan yem maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla yem ekim alanlarının artırılması konusunda destek verilmesi, bunun sonucunda hayvan varlığının artırılması sağlanmalıdır. Kırsaldan kente göçü engelleyecek tarımsal destekler artırılmalı, bu bağlamda küçük ve orta ölçekli işletmelerin ayaktakalması için çalışmalar yapılmalıdır.
* SORUN: 3
Bölgesel teşvik kapsamında Kırklareli’nin 2. Bölgede yer alması
ÇÖZÜM ÖNERİSİ:
Bu sıralama illerin sosyoekonomik gelişmişlikleri dikkate alınarak yapılmaktadır. Ancak ilimiz sosyoekonomik gelişmişlik bakımından ilçeleri arasında homojen bir dağılıma sahip değildir. Örneğin Lüleburgaz ilçemiz sosyoekonomik gelişmişlikte daha iyi durumda iken Kofçaz, Demirköy daha alt sıralamalarda yer almaktadır. Bu sebeple de Kırklareli’nin ilçeleri arasındaki bu dengesiz durum dikkate alınarak yatırım teşvikinde 3.bölgede yer almasının ya da ilçelerin kendi içerisinde yeniden değerlendirilerek yatırım teşvikinin il bazında değil de ilçe bazında değerlendirilmesinin daha uygun olacağını ve şehrin gerçek yatırım potansiyelinin ortaya konmasında bu durumun oldukça önemli olduğunu düşünmekteyiz. Coğrafi konumu dolayısı ile potansiyelini tam olarak yansıtamamaktadır. Teşviklerin artması ile göç verme sorununda ortadan kalkacağı düşünülmektedir. Bölgedeki komşu iller baz alındığında Edirne turizm, Tekirdağ ise sanayi ile ön plana çıkmakta iken Kırklareli bu illerin gerisinde kalmıştır. İlimizde bulunan 3 adet OSB’nin doluluk oranları ve geniş tarım arazileri yatırım için bir fırsat olarak düşünülmektedir.GSYİH hasılada Kırklareli ili 2017 TÜİK verilerine göre 37.sıraddadır. Manisa ilinin GSYİH Kırklareli’den yüksek olmasına rağmen 3.Bölge de yer almaktadır.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol