Kırklareli’nin şifalı parmakları görev başında

Kırklareli Devlet Hastanesi’nde Fizyoterapist doktorları ve çalışanları 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Gününü kutladı...

Kırklareli Devlet Hastanesi’nde görevli Fizyoterapist Fatih Özen 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. Özen “Her yıl tüm dünyada ve ülkemizde 8 Eylül “Dünya Fizyoterapistler Günü” olarak kutlanmaktadır. Fizyoterapistlik mesleği, fiziksel uygunluğun sürdürülmesinde, hareket bozukluğuna yol açan doğuştan veya sonradan oluşan her türlü yaralanma, hastalık veya yaşlanma ile ilişkili ağrı ve fonksiyon bozukluklarının önlenmesi ve tedavisinde rol alan bir meslektir. Fizyoterapistler, uzman bir hekimin tanısı sonrası, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon’a özgü, bir çoğu dünyada fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş ve bilimsel kanıtlara dayalı değerlendirme ve tedavi yaklaşımlarıyla uygun değerlendirmeler doğrultusunda tedaviler uygulayarak, sağlık ve sağlıkla ilgili yaşam kalitesinin arttırılmasında, özürlü ve engellilerin çevreye uyumsuzluklarının azaltılması, mesleki ve sosyal entegrasyonlarınının sağlanması ve mevcut çevre ve toplumda gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla, rehabilitasyon hizmetlerinin planlanması ve yürütülmesinde önemli görevler üstlenmektedirler”
“Yanlış tedaviler kötü sonuçlara yol açabilir”
Fatih Özen yanlış tedavi hakkında etkileyici açıklamada bulundu. Özen “ Bazen vatandaşlar bize uzak duruyor. Dışarıda artık babasından mı öğrenmiş ustasından mı belli değil. Dışarıda yapılan yanlış tedavi ile kötü sonuçlar gerçekleşiyor. Bu tedavileri teknik bilgisi olmadan, bir yerden mezun olmadan tedavi yapmaya çalışıyor. Vatandaşlarımız dikkat etmeli. Vatandaşımız bizden çekinmemeli kötü sonuçlar olmadan biz fizyoterapistlere başvurun”
“Fizyoterapide istihdam az”
“Ben okula 2011 yılında girdiğimde devlete tercih veren tüm fizyoterapistler aşağı yukarı yerleşebilmekteydi. Bölüm çok hızlı yayıldığı için ve çok sayıda mezun verdiği için devlet hastanelerine çok yüksek puanlarla yerleşebilmekte. Birçok mezunda iş bulamamakta. Bu durum öğrencilerimiz çok üzüyor. Bu açıdan mesleği bırakmaya kadar öğrencilerimiz düşüyor. Aynı zamanda yüksek puanla ve çalışma ile bu bölüme girip istediği tercih edememesi sonucunda çok işsiz ve işini sevmeyen öğrenci ve meslektaşlarımız var. Bu duruma çözüm üretilmeli.” dedi
Olumlu sonuçlar alınıyor
Fizyoterapist İlker Özkan tedavi yöntemlerinden uygulamalı olarak gösterdi. Özkan “ Bülent amcamız kolunun kırık tespitinden sonra bize gönderdiler. Bizde Bülent amcamız ile birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bülent amcamızın elinde belli problemler var bu problemlerden bir tanesi de elinin açılıp kapanmaması gibi. Normal bir insanın yaptığı el hareketlerini yapamıyor, elini kaldıramıyor ve el bileğini oynatamıyor. Bizde onun elini açmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda Bülent amcamızın bileğinde şişme ve ödem var. Bu yaptığımız egzersizler ile şişmeyi ve ödemi azaltmaya çalışıyoruz” dedi. Tedavi gören Bülent doktorlardan çok memnun kaldığını belirtti. Bülent “ Doktorlarımızdan Allah razı olsun. Bileğindeki arı sebebi ile geceleri uyuyamaz halde idim. Daha sonra beni Fizyoterapiye gönderdiler. Çok olumlu sonuçlar aldık. Bu gün onların günü, bende doktorlarımızın 8 Eylül Dünya Fizyoterapistler Gününü kutluyorum” dedi.
“Fizyoterapistliğin 120 yıllık geçmişi vardır”
Fizyoterapist Alper Yılmaz Bakal Fizyoterapi tarihi hakkında bilgi verdi Bakal “Fizyoterapinin geçmişi Hipokrat zamanına kadar gitmektedir. Hastalar o zamanlarda da masaj, manuel terapi yöntemleri ya da hidroterapiyle, yani suyun tedavi edici özellikleri kullanılarak tedavi edilmeye çalışılıyordu. Ancak profesyonel manada ilk fizik tedavi çalışmaları 17. yüzyılın başında Avrupa'da gerçekleşmiştir. İsveç'te 1813 yılında kurulan Royal Central Institute of Gymnastics (RCIG), fizik tedavinin de yapıldığı bilinen ilk kurumdur. Bu merkezde masaj, manipulasyon ve egzersiz yapılıyordu. İsveç, fizyoterapistlerine resmi sicillerini 1887'de İsveç Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Ulusal Heyeti aracılığıyla vermeye başladı. 1894'de İngiltere'de dört hemşire tarafından Chartered Society of Physiotherapy kuruldu. 1913'te Yeni Zelanda'da Otago Üniversitesi'nde Fizyoterapi Okulu açıldı. 1921'de Amerika'da Mary McMillan tarafından ilk Fizyoterapi Derneği kuruldu. 1961'de Türkiye'de Hacettepe Üniversitesi'nde Prof. Dr. İhsan Doğramacı tarafından Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu'nun açılmasıyla fizyoterapistlik mesleğinin Türkiye'de temelleri atıldı. Fizik tedavi, ya da İngilizce konuşulan ülkelerde yaygın adıyla fizyoterapi, yaralanma, hastalık, travma ya da yaşlılık gibi nedenlerle eksilme gösteren fonksiyonel hareketleri geri kazandırma amaçlı yapılan, elektrik akımı, sıcak ya da soğuk uygulaması, egzersizler ya da çeşitli dalgalarla hastaların tedavisine verilen isimdir. Fizik tedavi,tıp fakültesinden sonra fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlık eğitimini almış olan doktorlarca (fiziatrist) tanısı konmuş ve çok geniş hastalık durumlarını kapsar.Uzman doktor tarafından tanısı konmuş tedaviyi fizik tedavi eğitimini almış olan kişiler fizyoterapist planlar ve uygular. İlgili tedavi merkezlerinde doktor ve fizyoterapistler birlikte çalışmaktadır. Tıp dilinde; "optimum nöromüsküloskeletal fonksiyonu edinme veya geri kazanmayı amaçlayan tedavi" olarak açıklanan fizyoterapinin uygulanması bazen uzun yıllar sürebilir. Fizyoterapide amaç, bireylerin yaşamsal faktörleri sağlıklı olarak yerine getirebilmesini sağlamaktır. Fizyoterapi, fiziksel uygulamanın dışında duygusallık ve sosyal ilişkiler gibi unsurları da kapsar. Tedavi uygulaması öncesinde bir takım laboratuvar bulguları ile muayeneye başvurulur. Elektrodiagnostik elektromiyografi (sinir iletim hızı) testi gerekli görülebilir. Fizik tedavi için özel bakım merkezleri, geriatri, nörolojik, fitness merkezleri ve spor eğitim tesisleri gibi alanlar bulunmaktadır” dedi.



Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol