Kırklareli kanser vakalarında zirvede

“Toprak kirliliği ve gıdada pestisit kalıntılarıyla ilgili, noktasal tespitler yapılmalı, halkın bilinçlendirilmesi çalışmaları hız kazanmalıdır”

Kırklareli İl Genel Meclisi Çevre ve Sağlık Komisyonu ilimizdeki kanser vakalardaki vahim tabloyu gözler önüne serdi. Ağustos ayı birleşimlerinden gündeme gelen raporda belirtilen verilerle ilimizdeki kansere yakalanan bireylerin oranı Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmekle birlikte kansere yakalanma sıralamasında ilk üç içerisinde yer alıyoruz.

Meclis Üyesi Gürcan Kırım tarafından okunan komisyon raporunda kanser vakalarıyla alakalı önemli bilgilere yer verildi. Verilen bilgilerde kanser vakalarının nedenleri ve önlenmeleri konusunda yapılması gerekenlere de önem yer ayrıldı.
İlimizde yüzde 23,33
2013 yılından beri, Ölüm Bildirim Sisteminden itibaren yetkililerinde ifade ettiği gibi TUİK verilerine göre ilimizde kanser ölüm oranında düşüş yada artış göze çarpmazken, ilimiz iller sıralamasında ilk üç ilden biri olarak 1.sırada yer almakta. Araştırmada diğer illerinde bölgemizi yakın yerlerde bulunduğu belirtildi. 2017 TUİK verilerine göre Türkiye kanser ortalaması yüzde 19,6 iken ilimizde yüzde 23,33 olarak göze çarpıyor. Bu durum dolaşım sistemi hastalıklarında da benzer durumlarda seyrediyor. Dolaşım hastalıklarında Türkiye ortalaması yüzde 39.67 iken ilimizde bu oran yüzde 42.77’dir.
“İçme sularımız dönemsel kirliliğe maruz kalabilmektedir”
Raporda kansere neden olan temel nedenleri hakkında bilgi verilerek; “Kanserin çevre kirliliği, genetik, stres, doğal yaşamdan uzaklaşma, obezite, hareketsiz yaşam, sigara, hazır yiyecekler v.s pek çok nedenler sayılabilir. Ancak araştırmamıza konu olan Sağlık Bakanlığı tarafından Antalya, Trakya, Kocaeli üçgeninde ki araştırmanın gazetelerde yayınlanan kısımları ile sınırlı. Bu araştırmanın yayınlanan bölümlerinde içme sularımızda ki kirlilik, gıdada pestisit kalıntıları ve su örneklerinde tespit edilen PAH bileşikleri sayısı ilimizde flören yüksek olması. Yaptığımız araştırmada da ortaya koyduğumuz gibi içme sularımız dönemsel kirliliğe maruz kalabilmektedir. Pazarda satılan her ürünün pestisit kontrolünün yapılması da mümkün değildir. Örneğin bahçesinde maydanoz üreten bir köylümüzün pazara getirdiği ve sattığı ürünün pestisit kontrollerinin yapılması mümkün değildir. Burada önemli olan kanserde erken teşhis kadar, sebeplerin ortadan kaldırılmasıdır” ifadeleri kullanıldı.
“İçme Suyu Yönetim Birlikleri kurulmalı”
Komisyon yapmış olduğu araştırma ve çalışmalar sonucunda konu hakkında çözüm önerileri sunuldu. Önlemlerin başında içme sularının kamu denetim ve kontrolünde olması ilgili yönetmeliklerle güvence altına alınması yer aldı. Öneri olarak Köylere Hizmet Götürme Birlikleri bünyesinde "İçme Suyu Yönetim Birliklerinin "kurulması meclise sunuldu.
Kırklareli’ne özel eylem planı hazırlanmalı
Öneriler arsında; Toprak kirliliği ve gıdada pestisit kalıntılarıyla ilgili, noktasal tespitler yapılmalı, halkın bilinçlendirilmesi çalışmaları hız kazanmalıdır. İl Tarım Müdürlüğümüz bu konuda genel uygulamalar dışında ilimize özel "eylem planı" hazırlamalıdır” cümleleri de yer aldı.
SU ÖRNEKLERİNDE TESPİT EDİLEN PAH BİLEŞİKLERİ ile ilgili hiç bir açıklayıcı bilgiye ulaşamadıklarını belirten komisyon üyeleri özellikle çocukların gelişimini ilgilendiren konuyla ilgili ilimizde İl Halk Sağlığı tarafından çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
365 günün 176'sında havamız kirli
İlimizde havanın kalitesiz olduğunu belirten Gürcan Kırım, “Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2005-2007 yılları arasında 81 ilde kurulan hava kalitesi ölçüm İstasyonlarından toplanan veriler hava kalitesi ölçüm istasyonundaki sisteme entegre, edilerek Türkiye genelinde Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı oluşturuldu. Bu ağ ile hava kalitesinin iyileştirilmesi için hava kirliliğinin doğru bir şekilde ölçülmesi amaçlanıyor.
Bu verilere göre ise Kırklareli'nde 365 günün 176'sında hava kirliliği değerleri Dünya Sağlık Örgütü'nün sınır değerlerini aştı. Konu hakkında sağlık kurumlarına ve yerel yönetimlere görev düşmektedir. Konu hakkında çalıştaylar yapılıp, gerekli tedbirler alınmalıdır. Konu hakkında Tekirdağ Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi ve Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı bölümü araştırma çalışmalar, yürütmektedirler. Komisyonumuz bu konuda detaylı bir rapor hazırlanması konusunda hem fikirdir” ifadelerini kullandı.
İncelemeler detaylandırılmalı
İlimizde kanser oranı ve Solunum sistemine bağlı ölüm oranı ülke ortalamasına göre yüksek seyrederken yeni kirletici sektörlere izin verilmemesi gerekli tedbirlerin alınması söylendi. Raporda öte yandan yeni yatırımlarda sadece ÇED bilgilendirmesi değil, ilimiz özelinde Halk Sağlığı Etkileme Değerlendirme raporlarının da hazırlanması gerektiği vurgulandı Kümülatif etki değerlendirmesi de mutlaka yapılmalı dendi.
“Yerel yönetimlerin katılım sağlamadığı programlar yeterli başarıyı sağlayamayabilir”
Kırım; “Kanserle mücadele hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Obeziteyle Mücadele/Tütün Kontrol Programı, Ulusal Kanser Tarama Programı, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programları yerel yönetimler ve sağlık kuruluşlarıyla ortaklaşa yürütülmelidir. Yerel yönetimlerin katılım sağlamadığı programlar yeterli başarıyı sağlayamayabilir” diyerek ortak çalışmaların önemine değindi.
Geniş katılımlı bir çalıştay yapılması planlanıyor
Geniş katılımlı bir çalıştay yapılmasının önemli olduğundan bahseden Kırım, “İlimizde 600-670 arası ortalama kanser vakası ortaya çıkmakta ve ilçelere dağılımına baktığımızda Lüleburgaz ilçemiz yoğunluk kazanmaktayken, hizmet anlamında bakıldığında da maalesef özellikle Lüleburgaz’da, hastalarımızın tedavi aşamasında ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Lüleburgaz Sosyal Yardımlaşma Müdürümüzle yaptığımız görüşmede 'yapılan yardımlarının çoğu kanser tedavisi için talep edilen yol parası oluşturmakta "demiştir. Yerel yönetimler bu Sosyal Devlet anlayışı çerçevesinde çalışmalarını yürütmelidirler. Aile Çocuk ve Engelli Komisyonu olarak Lüleburgaz’da yapmış olduğumuz komisyon çalışmasında hiç adım atılmadığını üzülerek gördük. Lüleburgaz'da konu ile ilgili kurum, STK’ların, Üniversitelerin katılacağı geniş bir çalıştay yapılmalı ve eşitlikçi yaklaşım çerçevesinde, sosyal yönetim ilkesiyle organize edilmelidir. Meclisimizin uygun görüşü ile komisyonumuz bu çalıştayı önümüzdeki aylarda organize ederek bir rapor hazırlayacaktır” dedi.
Lüleburgaz’da palyatif bakım merkezi bulunmuyor
Kırklareli’nde palyatif bakım merkezlerinin yetersiz olduğunu dile getiren Kırım, Lüleburgaz’da ise bulunmadığını söyleyerek, “Kırklareli devlet hastanesinde 1 onkoloji uzman görev yapmaktadır. Yeni açılacak onkoloji hizmet birimi ile kanser hastalarının tedavilerinin ilimizde gerçekleştirilmesi sağlanacak. Kırklareli Devlet hastanesinde 9 yataklı, Babaeski Devlet Hastanesi’nde 8 yataklı olmak üzere; toplam 17 yatak kapasiteli 2 palyatif bakım merkezi mevcuttur. İlimizde hastalıklarla birlikte 33 bin vatandaşımızın yaşamaktadır. Bu rakamın yüzde 52’si Lüleburgaz'da yaşamasına karşılık bu vatandaşlarımız İçin Lüleburgaz ilçemizde palyatif bakım merkezi söz konusu değildir” şeklinde konuştu.
KETEM’lerde tarama sayıları
İlimizde Merkez ilçe ve Lüleburgaz'da yer alan iki adet "Kanser Erken Teşhis ve Eğitim Merkezi"(KETEM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde kanser taramaları yürütülmektedir. KETEM’lerde rahim ağzı kanseri, kolon kanseri ve meme kanseri aile sağlığı merkezlerinde ise, rahim ağzı kanserleri ve kolon kanserleri taramaları yapılmakta, meme kanseri içinde KETEM’lere yönlendirme yapılmaktadır. Müdürlüğümüzce temin edilen minibüs ile de aile hekimleri ve sağlık evleri koordinasyonuyla vatandaşlarımız ücretsiz olarak KETEM’lere taşınmaktadır. Böylece; KETEM’lerin bulunmadığı ilçelerden ve köylerden kanser taraması hizmetine erişim sağlanmaktadır. 2014 yılından itibaren; 16 bin 520 kadın meme kanseri yönünden, 15 bin 898 kadın rahim kanseri yönünden ve 30 bin 564 kişi kalın bağırsak (kolon) kanseri yönünden taranmıştır.
“Antalya, Ergene Havzası, Kocaeli” üçgeni
Komisyonumuz tüm veriler çalışmaları doğrultusunda bir an önce “Antalya, Ergene Havzası, Kocaeli” üçgeninde yapılan araştırmanın sonuç raporunu açıklaması, kamuoyunda tartışılması ve tüm kurum, kuruluş, sivil, yerel yönetimlerin gereğini acilen yerine getirmesi yönünde ortak görüşe sahiptir” diyerek sözlerini noktaladı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol