Kırklareli Kadın Dayanışması’ndan 8 Mart açıklaması

Kırklareli Kadın Dayanışması, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla dün saat 17.30’da Anıt Park’ta bir basın açıklamasında bulundu. İlkay Budak Cinkılıç tarafından okunan açıklamada şunlar kaydedildi;
“Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri; renkleriyle, sözleriyle eylemleriyle bir araya geldiği, isyanını eyleme dönüştürdüğü, 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü Kırklareli Kadın Dayanışması olarak alanlardayız. Biz kadınlar için hayati bir öneme sahip 8 Martı büyük bir coşkuyla umut ve mücadele azmimizi yükseltecek şekilde kutlamayı planlıyorduk; maalesef 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ili etkileyen iki büyük deprem yaşadık. Ardından 20 Şubat günü Hatay merkezli depremler yaşadık. Bu zorlu ve çok ağır koşulların yaşandığı günlerde tüm gücümüzle enerjimizi deprem bölgesindeki insanlarımızla dayanışmaya, kenetlenmeye ve yanlarında olmaya karar verdik ve elimizden geldiğince bunu yapmaya çalıştık. Çünkü bizler biliyoruz ki DAYANIŞMA YAŞATIR. Rantı önceleyen, insanı ve doğayı hiçe sayan politikalar, on binlerce yaşamı sevdiklerinden, bizlerden kopardı. Siyasi iktidarın DOĞAL FELAKET, KADER PLANI diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu ve bu haliyle sürdürülebilir olmadığını biliyoruz. Zor günler yaşamaktayız! Yaratılan bu korkunç düzen hayatlarımıza her anlamda kast ediyor. 11 ili kapsayan ve milyonlarca insanı etkileyen depremlerin sonucunda, on binlerce insan hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı, milyonlarca insan evsiz kaldı. Milyonlarca insanın ruhsal durumlarında ise ağır travmalar oluştu. Milyonlarca insanda derin acılar bırakan Maraş depreminin etkileri, savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar üzerinde daha ağır yaşanıyor. Başta iktidarın kapitalist politikaları olmak üzere, liyakatsizliğin, bilime kulak vermemenin, insan hayatını hiçe sayan imar uygulamalarının sebep olduğu bu büyük yıkımın sonuçları, zaten yoksulluk kıskacında olan, bölgesel eşitsizliğe, savaşa, emek sömürüsüne ve ataerkil şiddete en çok maruz kalan kadınları daha derinden etkiliyor.
Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar, bir taraftan da güvenlik endişesini yaşıyor. Kadınlar göçe, yoksulluğa, salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturuyor.
İktidar ve kurumları ise deprem ortamında dahi kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını uygulamaktan geri durmuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, “depremzede çocukları evlat edinenle evlenme engeli bulunmadığına” dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar verirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim etmekten utanmıyor!
Türkiye Dünya'da kadın işsizlik oranının en yüksek, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken deprem ile birlikte bu durum daha da derinleşti. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikârdır.
Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazakâr politikaların sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gasp edildiği, kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici- ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AKP-MHP iktidar bloğuna karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.
Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü olan 8 Mart’a, bu yıl, etkilerinin hala sürdüğü ve uzun yıllar da sürmeye devam edeceği bu depremlerin ağırlığıyla, insan hayatının mevcut iktidarın oluşturduğu rant -kar düzeninde hiçbir şey ifade etmediğinin bilinci ve öfkesiyle giriyoruz!
Bu gerçeklik bizlere daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğu yüklüyor.
Dayanışmaya, kenetlenmeye, birlikte olmaya devam edeceğiz. Omuz omuza direnmeye, gücümüzü daha da yükseltmeye kararlıyız.
Kırklareli Kadın Dayanışması olarak ilimizde var olan, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan her örgüt, dernek, parti, sendika bir araya geldik, kadın ve çocuklarının haklarının korunması konusunda şimdiye kadar çaba gösterdik. Bundan sonra da mücadelemize daha büyük azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Ülkemizin yaralarının sarılma sürecinin bir parçası olacağız.
Birlikte güçlü olduğumuzu haykırmak için alandayız, haklarımızı söke söke almak için alanlardayız, iktidarın kadın düşmanı adımlarına, erkek egemen zihniyete, baskılara, törelere, tabulara, cinsiyetçi tüm söylemlere son vermek için alanlardayız. Alanlarda olmaya devam edeceğiz. Yepyeni bir yaşamı birlikte yaratacağız. (Haber Merkezi)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol