KIRKLARELİ DERE ÜSTÜ

Selahattin Dağ ve Cafer Yılmaz'la birlikte Topçu Baba Kültür Merkezi'nin İnşaat durumundaki binasını görmeye gittik.
2009'da temeli atılan binamız ne yazık ki bir kertede takılıp kaldı.
Yürümüyor.
Yürüyecek.
Çaresi yok.
Başka seçeneği yok.
Öyle veya böyle sürdürülecek inşaat.
Binayı görmek için gittik ya…
Önünden geçen dere yatağını gördük.
İncidere yatağını.
Bir çalışmaya tanık olduk.
Geçen hafta Eskişehir'e gitmiştim. Türkiye'nin gözbebeği Eskişehir'i gördüm. Tek sözcükle: Harika.
Yılmaz Büyükerşen, kıraç Anadolu'nun orta yerinde bir şaheser yaratmış. Şu kısa ömürde her insanın mutlaka gidip görmesi gereken bir cennet yaratmış. Fazla kalamadım. Bir tam gün ve o da hep çisentiliydi. Gördüğüm kadarıyla mest oldum. Önümüzdeki bahar, en güzel günlerde gidip daha fazla kalıp görmeye gayret edeceğim.
Bunları başka bir zaman uzun uzun yazacağım.
Dönelim Kırklareli'ye. Kendi şehrimize.
İncidere yatağı ve çevresinde, kıyılarında hummalı bir çalışım var. Bittiğinde kuşkusuz harika bir görüntü, mükemmel bir mıntıka çıkacak ortaya.
Derenin üstünün kapanmayacağını sanıyorum ve umuyorum.
Kırklareli'nin kuzeyinden başlayıp güneyine doğru uzayacak bir derenin yaratacağı mükemmel görüntüyü hayal ediyorum. Kıyıları yeşillenmiş, ağaçlandırılmış, adeta mesire yeri. Üzerinde yer yer estetik köprüler. Tadına, zevkine, seyrine doyum olmaz.
Öyleyse…
Aslında Kırklareli'nin altından dere geçer. Dereköy tarafından, Akalar Mahallesi'nin oradaki deredir her halde bu. Aynı çalışma Akalar Mahallesi'nde de var.
Gidip gördüm.
Akalar mahallesi muhtarı Hakan Ediş'i buldum. Makamındaydı. TV Proğramında birlikte konukluk etmiştik iki hafta önce. Buradan bir duygu akrabalığı kurulmuştu aramızda.
Aldı beni otosuna, Bentler Deresi'ni göstermek için götürdü.
Dün İncidere'de gördüğüm etkinliğin aynısı burada yaşanıyor. Dere yatağı kazılmış, derinleştirilmiş. Etrafı betonlanıyor.
"Üzeri kapanmayacak," dedi Hakan muhtar. İşte, olayın sevindirici yanı bu. O zaman aklıma hemen Porsuk Çayı geldi. "Üzerine, şuradan köprü yapılacak. Kenarları ağaçlandırılacak, çiçeklendirilecek, güzelleşecek!" dedi.
İşte bu.
Durduğumuz yerin tam karşısında yeni hastane yapılıp bitirilmiş. Akalar mahallesiyle Yayla Mahallesinin bitişim yerine yapılmış binalar. Bir bölümü Diş Hastanesi olmuş. Açılmış bile. Bir bölümü de Devlet Hastanesi olarak düzenleniyormuş. "Eski Devlet Hastanesi buraya mı taşınacak?" diye sordum.
Öyleymiş.
"Orası ne olacak?" dedim.
"Doğum ve Çocuk hastanesi olacak!" dedi.
Yeni hastane, Yayla Mahallesindeki çamlığın kıyısına yapılmış. Bu sayede Yayla Çamlığı da hamisine, koruyucusuna kavuşmuş. Bundan sonra buralar gecesinde gündüzünde insanların huzur bulduğu mekânlar, mıntıkalar olur.
Bentler Deresi'nin yatağındaki, yakınındaki "gecekondu"lar ne mi olacak'mış?
Müteahhit girer her halde. Bu insanların da gerek buralarda, gerek başka bir yerlerde doğru dürüst evleri olur.
Çağdaşlığı, uygarlığı, evrenselliği iliklerine dek duyumsayarak yaşamak herkesin hakkı.
Bu dere çalışmaları bittiğinde Kırklareli'ye güzellik gelecektir kuşkusuz.
İyi ki…

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. hakan bey siz kırklarelinde yaşamıyorsunuz herhalde o dediğiniz derelere su nerden gelecek bentler deresinin içine atık su ve kanalizasyon da giriyor bu derelerin o şekilde olması için su akışı devamlı olmalı kırklareli yıllarca pis su içiyor bunu düzeltemediler dediğinizi nasıl yapsınlar bir de hastaneden bahsetmişsiniz biraz doğruları yazalım şu andaki 300 yataklı hastanemiz 250 yataklıya düşürülüp daha modern bir hastane yapılıyor eskisi de toki ye verildi oyle çocuk doğum filan yok.kırklarelinde kırkşehitler şehitliği var 300 m2 lik yer onun bakımını yapamayanlar bu büyük projeleri nasıl yapsınlar