KIM DUR DIYECEK...?

Israil, Filistin'i ve Lübnan'i günlerdir bombaliyor. Atilan bu bombalarla yüzlerce insan öldürüldü. Yüz binlerce insanda ölmemek için ülkenin daha güvenli bölgelerine ya da vatanlarini terk edip komsu ülkelere siginmak zorunda birakildi. Kendi çikar ve menfaatlerine uygun düstügü zaman insan haklarindan bahseden ve bu yönde kararlar alip cezalar yagdiran emperyalist devletler kendi çikar ve menfaatlerine uygun görmedikleri ortamlarda ise, yapilan katliam dahi olsa seyirci kalmayi tercih etmektedirler. Hatta olaylari kendi çikarlarina uygun hâle getirmek için bu katliam yapan tarafa arka çikmayi ve onu ödüllendirmeyi bile ihmal etmekten kaçinmamaktadirlar. Hatta ona hamilik yaparak daha saldirgan bir tutum içine gire bilmesi için her türlü destegi vermektedirler.
Bu emperyalist devletlerin yöneticileri, kendi kamuoylarinda bu olaylara karsi çikan vatandaslarinin tenkit ve protestolarina ragmen, bildiklerini okumakta, kendi kamuoylarina, televizyon ve medya yoluyla yanlis ve yanli haberler verdirilmesini saglatmak suretiyle de her firsatta kendilerini hakli gösterme yollarina basvurmaktadirlar. Bunda da basarili oluyorlar.
Israil, Lübnan'i ve Filistin'i vurma hakkini, kendisinin kaçirilan iki askerinin teslim edilmemesini bahane ederek yapmaya basladi. Kendini savunma hakki oldugu çigliklari içinde her zaman ki yaptigi katliamlarina mesru zemin hazirlamak tezgâhindan baska bir sey degildi bu.
Daha öncede bu film A.B.D. de çevrildi. Tipki Amerikanin, Ikiz Kulelere yapilan terör saldirilarina tepki olarak Afganistan ve Irak'i istila etmesi gibi.
Aslinda olaylari baslatan Israil'in kendisi. Sahilde piknik yaparken öldürülen çocuklar, seçimle geldikleri ve mesru olduklari halde Israil tarafindan kaçirilan bakan ve milletvekilleri bu zemini daha önceden hazirlamisti.
Talibani ve Saddami yaratan A.B.D. sonunda onunla bahaneler neticesinde iki devleti isgal etti. Demokrasi getirme ve oraya refah getirme adina. Iki devlette da her gün onlarca masum insan can veriyor. Bu güne kadar öldürülenlerin sayisi yüz binleri asti.
Ne adina yapiliyor bu ? Tabii ki, çagimiz enerji kaynaklarina sahip ülkeleri ele geçirmek için.
Buna karsi gelen devletler, içlerinde iç karisikliklara sebebiyet verdirilmek suretiyle veya çesitli etkin bahaneler çikartilmak suretiyle savaslara itilmekte, yipratilmakta ve sonucunda da istila edilerek yönetimlerine de emperyalist sömürü düzenin bir parçasi olan onlarin her dedigini yapan kisiler ve kurumlar getirilmek suretiyle bagliligi saglanmaktadir. Olan her zaman ki gibi halka olmakta. Sömürülen ama cehaleti neticesinde sömürüldügünün farkina varamayan halka. O devletin asil sahibi olan gerektiginde onun için çekinmeden canini ve malini veren halka olmakta.
Lâkin hepimizin bildigi gibi güçlü olan hakkini daha kolay arayabiliyor. Mazlum her zaman ezilmeye mahkûm. Bu katlim bile olsa sonunda güçlü olan kazanmaya devam ediyor.
Büyük süper güç A.B.D. de gerektiginde Birlesmis Milletler kararlarinin arkasina gizlenerek, gerektiginde bu kararlari hiçe sayarak dünyanin her tarafinda, kendini dünyanin bir kurtaricisi görerek hareket ediyor.
Öyle görülüyor ki, ülkelerin basina emperyalist güçlerin emir ve çikarlarina itaat eden onlarin her dediklerini eksiksiz yerine getiren yönetimler olusturuldukça bu zulüm, isgal ve katliamlarda devam edecek.
Peki o zaman bunlara kim dur diyecek...?
Sizlere asagida yazdigim siirle veda ederken saygilar sunarim.

BITSIN BU OYUN...

Birileri oyun oynuyorlar
Satranç tahtasinin üzerinde.
Insanlarsa sadece bir piyon
Güçlüler perdenin gerisinde.

Genç, yasli, okumus ya da cahil
Deri rengi de önemli degil.
Tek sart kazanmak veya kaybetmek
Ölen kimsenin umrunda degil.

Petrol pahali insan kanindan
Insan degeri bir kursun kadar.
Nereye kadar devam katlim...
Sürecek mi böyle hasr'a kadar ?

Gören göz, duyan kulak nerdesin ?
Düsünen beyinler hani nerede ?
Uyan insan sen bir piyon degilsin
Bitsin bu oyun kapansin perde.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol