KIBRIS GEZİSİ 7

Yüz ölçümü 226 x 96 = 9237 kilometre kare.
Nüfusu, 3237 Türk (% 33), 6000 % 67.
Ada'da genel nüfus oranı da % 30 Türk, % 70 Rum.
Kullanım değeri: % 47 verimli, % 53 atıl.
1974'te toplu mezarlar bulunmuştu üç köyde: Atlılar, Sandallar, Muratağa köyleri.
Muratağa köyünün şehitliğine gittik. Bu köyden Kâmil Meriç, bize o günleri anlattı. O günlerin canlı tanığı. Olayların ardından uzun süre psikolojik tedavi görmüş.
20 Temmuz-14 Ağustos arası bu köylerde toplu katliam yapılmış.
Muratağa köyünde 89 kişi, Atlılar'da 37 kişi. İki köyde toplam 126 kişi öldürülmüş. 4 aylık bebekten 95 yaşındaki yaşlıya kadar ayrımsız.
Sandallar köyünde köy içinde hayvancılık yapılmıyor. Hayvancılık, Avrupai biçimde köy dışına çıkarılmış. Üç beş kişi birleşiyormuş, devlet ona göre kredi verip alt yapıyı hazırlıyormuş.
Mustafa Karaca buralarda coşkulu bir muhabir titizliğiyle çalışıyor adeta. Sarantalı Köylüm gazetesine sağlıklı veriler, bilgiler, havadisler yapabilmek için hazla ve herkesten gazla ilgileniyor sağıyla soluyla.
13;30'da GaziMağusa'da olduk.
Namık Kemal'in yattığı zindanı gördük.
Mağusa (veya Magosa, o da olmazsa Mağosa, artık hangisi doğruysa,) Kalesi ve limanında resimler çekildik.
Türkiye'den Maraşlı Mehmet, asker olarak buraya gelmiş. Başarılı bir insanmış. Burada kalmış askerden sonra. Petek Pastanesi'ni açmış. Bazen değişik işler denemiş. Dış ülkelere ihracat yapmış. Başarısız olduklarında enseyi karartmamış.
Burada eğleştik. Dondurma, meşrubat şu bu…
Japon kızlarıyla resimler çekinildi.
Pastane çalışanı Karslı Necati Devrim, dondurma şovlar yaptı müşterilere...
Burada bir hata yaptım. Fotoğraf makinemi boşaltıp rahatlatmak için işletmenini bilgisayarını kullandım. Makinemdeki fotoğrafları ekrana kes-yapıştır yaptım. Flaş belleğimde almayıverdi bu dosyayı. Fotoğraflar, bilgisayarın ekranında kalakaldı. Alamadım. Necati Devrim'le gmail veya face yoluyla haberleşip alacağız sözde. Aceleye geldi, orada halledemedik. Dilerim başarırız.
Oteldeki bilgisayarda bayağı uğraştık ama Necati Devrim'le birbirimizi ekleyemedik ne hikmetse. O, fotoğrafları bana gönderdiğini söylüyor ama demek ki başka Hasan Öztürk'e gönderiyor. Ben de onu bulduramıyorum facede, böyle bir illet. Gmail'e gönderdiğini de söylüyor ama yok.
BEŞPARMAK DAĞLARI
18 Eylül Perşembe.
Sabah kahvaltısının ardından lobide otururken…
İneceli Hasan agayın Kırklareli'de kapı komşusu olan Mestan Çavuş geldi. Hasan agayla baba oğul ilişkisi gibi güzel bir bağ var aralarında. Burada Uzman Başçavuş'muş. Eşi Kırklarelili, kendisi Muğlalı. Kırklareli'de evlendikten sonra tamamen yerleşmiş. Eşi, Kırklareli'de öğrenci yurt müdiresi imiş.
Mestan kumandan gerçekten içtenlikli, üşenmeyen, katılımcı, yapıcı, çok güzel bir insan.
Mestan Başçavuş, Hayrabolulu bir Uzman'ın otosunu alıp gelmiş. Bizi gezdirecek bugün. Hasan aga, yeğeni Mustafa, Tatlıpınarlı Veli Kayan, Mustafa Karaca ve ben, beş kişiyiz. Şişmanlığından dolayı Veli'yi öne oturttuk. Veli, şişmanlığının mükâfatını gördü. Biz geriyi dörtledik.
Buraya yaptığımız bu geziyi arzulayan, ne pahasına olursa olsun buraları gezip görmek, belgelemek isteyen de Mustafa Karaca idi. Onun arzusu, isteği doğrultusunda yapıyoruz bu turu, bu geziyi, incelemeyi.
Beşparmakların zirvesine tırmanmak bu, hem de otoda bir kişi fazlasıyla ve de Veli gibi yüz küsurluk bir vatandaşın da olduğu halde.

DEVAM EDECEK...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol