Kent hakları Kent Konseyinde tartışılacak

Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Seyfi Meriç, 27 Mayıs’ta Kırklareli’nde yapılan Trakya Kent Konseyleri Birliği (TKKB) Olağan Genel Kurulu sonuç bildirgesini yayımladı. Meriç, yerel yönetimlerin belediye hizmetleri ve kentsel faaliyetlerinin birer lütuf olarak algılandığı günümüzde kent hakları konusunun detaylarıyla Trakya Kent Konseyleri Birliği Genel Kurullarında tartışılması ve kamuoyuyla paylaşılması kararı alındığını açıkladı.

Trakya Kent Konseyleri Birliği Olağan Genel Kurulu 27 Mayıs 2018 tarihinde Kırklareli Kent Konseyi’nin ev sahipliğinde Kırklareli’de gerçekleştirildi.
Gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul’un sonuç bildirgesi dün Kırklareli Kent Konseyi Başkanı Seyfi Meriç tarafından kamuoyuna sunuldu. Meriç, toplantıda aldıkları kararlara ilişkin şu açıklamayı yaptı;
“Trakya Kent Konseyleri Birliği, kentin sakini değil sahibi olma yaklaşımıyla, kentlerde yaşanan sorunların açığa çıkarılması çalışmalarını ve kent, doğa, çevre alanlarında talan ve yıkım boyutuna ulaşan projelere karşı kamucu bir yaklaşımla mücadelesini sürdüren Trakya’da örgütlü 19 Kent Konseyinden oluşmaktadır.
Genel Kurulumuz; Kent Konseylerinin Görev ve Yetkileri, Kent ve Kentli Hakları, Bölgemizde Çevre Mücadeleleri başlıklarını görüşmüş, tartışmış ve konulara ilişkin gerekli kararları almıştır.
Yrd. Doç. Dr. Metin Erten’nin sunumuyla kent konseylerinin oluşumu, gelişimi tarihsel süreç içerisinde ele alınmış, kent konseylerinin yasal mevzuatı ve katılımcılık, mevcut yaşanmış örnekler ile açıklanarak ülkemizde Fatsa deneyiminin kent yönetimlerinde ‘katılımcılık’ için en iyi örnek olduğunun altı çizilmiştir.
Kentlilerin yönetime doğrudan katılımı için katılımcılık konusunun tartışılmasına devam edileceği ve kentlilerin söz, yetki, karar süreçlerine dâhil olacağı araçların yaratılması için yapılan çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceği genel kurulda bir kez daha vurgulanmıştır.
Kent konseylerinin, belediye yönetimleri ve siyasal iktidardan bağımsız, tüm kentlilerin katılımına açık olması gerektiği katılımcıların ortak görüşü olarak belirtilmiş ve bu yaklaşımın kent konseylerinin var oluş nedeni olarak ısrarla sürdürüleceğinin altı çizilmiştir.
Kentli Hakları; Mimar Mücella Yapıcı’nın sunumuyla görüşülmüş, kentlerde yaşayan insan sayısının %73’lerde olduğu, yeni liberalizmin kentleri yeni bir pazar alanı olarak gördüğü, kentlerde yağmanın ve yıkımın yoğun bir şekilde yaşandığı tespitleriyle bu duruma karşı örgütlü ve dayanışma içeresinde Trakya Kent Konseyleri Birliği’nin mücadele yürütüleceği genel kurul toplantımızda belirtilmiştir.
Genel kurulumuz; nasıl bir kent istediğimizi talep etmemizin kent hakkı olduğu, kent hakkı (kentli hakları)’nın evrensel, şarta tabi olmayan, vazgeçilemez ve özgür kullanma şartlarından oluştuğu belirtilmiş, kent hakkı beyannamesi olan Avrupa Kentsel Şartı’nı ülkemizden hiçbir belediyenin imzalamadığı vurgulanmıştır. Yerel yönetimlerin belediye hizmetleri ve kentsel faaliyetlerinin birer lütuf olarak algılandığı günümüzde kent hakları konusunun detaylarıyla Trakya Kent konseyleri Birliği Genel Kurullarında tartışılması ve kamuoyuyla paylaşılması kararlaştırılmıştır.
Katılımcılık şartı olarak belediyelerin karar almadan önce halka sormasının kabul edilebilir kararlar alınmasını sağlayacağı bilinmelidir. Kent konseylerinin de haklarını bilerek kentliler olarak taleplerini yükseltebilmeleri için mahalle ve sokak örgütlenmelerini başarmaları önerilmiştir. Kentlilerin nasıl bir kent istedikleri ve üretime dönük neler yapılacağı gibi çalışmaların yapılarak paylaşılmasının kent konseylerinin etkinliğinde yararlı olacağı vurgulanmıştır.
Trakya Platformu dönem sözcüsü Av Bülent Kaçar tarafından; Trakya’da termik santraller ve taş ocaklarına karşı verilen hukuk mücadeleleri aktarılmıştır. Ayrıca Av. Bülent Kaçar Kıyıköy, Uçmakdere ve Saroz’a yapılması planlanan deniz üstü RES’ler hakkında detaylı bilgileri paylaşmıştır. Bu bölgelerde Danıştay’ın koruma kararları olmasına karşın RES’lerin yapılmak istenmesi anlaşılır değildir. Yapılacak RES’lerin kıyılarda ağaç ve doğa katliamına, denizlerde kazalara neden olabileceği, deniz üstü RES’lerin montaj ve bakım açısından maliyetinin düşük olmadığı, en önemlisinin ise doğa harikası bu yerlerin yurttaşlardan koparılmış olacağı açıklanmıştır.
Doğa ve çevre konusunda Genel Kurulumuz; taş ocakları, termik santraller, RES ve nükleer santrallerin bölgemizde kurulmasına ilişkin Trakya Platformu ile birlikte yürütülen hukuk ve toplumsal mücadeleye devam edilmesini kararlaştırmıştır. Kent ve çevre ile ilgili olarak halkı bilgilendirme, toplu itiraz dilekçesi verme ve belediyelerin karar alarak dava açmaları yönünde çalışma yapılması uygun görülmüş, tarımsal ve hayvansal üretimde ülke olarak kendimize yeter olabilmemiz için Ergene Havzası’nın Tarımsal SİT olması bir kez daha önerilmiştir.
1/25 ve 1/100 binlik Çevre Düzeni Planlarında yer altı su besleme alanlarından malzeme alımı ve hafriyat dökülmesi yasaklanmışken onlarca taş ve kalker ocağı faaliyet göstermekte ve bir o kadar da dosya sırada beklemektedir.
Genel Kurulumuzda, Trakya Kent Konseylerinin bölgedeki tüm kent konseyleriyle buluşmasına,
Kent konseylerinin bağımsız ve sivil yönünün güçlendirilmesine, kentlerimizin yağmalanmasına karşı ısrarlı kararlı mücadele yürütülmesine karar verildi.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol