KÖRDÜĞÜMLER

Bazen hissettiklerinden daha sıcak, bazen uzaklardan daha yakın oluşu kör düğümler olup kalmıştı yaşantılarının sahillerinde.
Kendisi ile baş başa kaldığı zamanlarda gönlünü dizine alarak dalsa da anıların derin sularına mutluluk ve mutsuzluk arasında kalır ve hep o kör düğümlere dolaşıyordu.
İşte o zaman parmakları hemen sigaraya uzanır ve yakmadan daha teninde sönerdi.
Ömrünün başköşesine, kalbinin üst katına koyduğu kişinin o neresindeydi acaba?
Bu düşünceler ardından her zaman gözlerinden süzülen incilerin ayazında kalmış gibi titriyordu yüreği dalda rüzgârlara direnen tek kalan yaprak misali.
Bazen unutmalıyım diye geçiriyordu içinden, unutmalıyım bana bu kadar acı vereni derken, zaman onu nerde, nerde bulup getirip sokuyordu gözlerinin içine.
Ne zaman bağlanmıştı bu kör düğümlere, gerçek miydi, yoksa kendisinin yarattığı bir hayal mi, bir türlü çıkamıyordu içinden.
Belki de doğumundan da evvel yaşayandı sanki duygularının denizinde kendisine bir görünüp bir yok olan sevgili.
Ne zaman nerde görse zor tutuyordu boynuna sarılmamak için kendini, onunla geçen kısacık bir zaman sanki dünyalara bedeldi.
Görüştükleri zamanın toplamı ise anca birkaç saatten ibaret geri kalanı hasret yuvasıydı içindeki kara kışlara karşı koyan.
Gidip gelmeyişleri, arayıp sormayışları ölülerin nasıl yaşadığını öğretmişti ona, küllerinden doğmaya, yoktan var olmaya hazırdı bu sonsuz imtihanın içinde.
"Herken sevdiği kadar sevilir" sözünü kim söylediğini bir bulabilse çok şey vardı sorulacak. Unutmak istedikçe yaralanan, yaralandıkça yeniden bağlanan adaletsiz bir sevginin peşinden koşmaktan yıpransa da kaldırımlar, kararlıydı hayalinin peşinde sonsuza dek koşmaya.
Onu ve onsuzluğu yenecekti günün birinde yeniden, yeniden olabilmek için onunla.
Taşlarda bile iz bırakan yağmurların değil de damlaların devamlılığına etkisi altınada.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol