KOFÇAZ'DA AZİZ ZENGİN

Aziz Zengin'le öyle veya böyle yılların yılı tanışırız.
Ben her ne kadar tanımıyor, tanışmıyor gibi bir pozisyonda rol almış görünsem de…
Şurda burda yığınla insanla tebelleş olurken burnumun dibinde akıp giden insan selinin kimliğini, niteliğini, niceliğini kaçırsam da…
Yaşıyoruz.
Bir yerlerde karşılaşıyoruz.
Geçmişimiz var, bugünümüz var, geleceğimiz de cabası… Garantimiz olmasa da…
Aziz'le zaman içinde değişik mekânlarda birliktelikler yaşamışız, birlikte olmuş, bazen duyguları, bazen kadehleri, bazen söyleşileri, birliktelikleri, gün olup düşünceleri, idealleri paylaşmışız.
Bazen burun buruna, bazen gönül gönüle, bazen emek emeğe…
Bir nedenle ilçeye, Kofçaz'a gittiğimde… "Hasan hocam! Gel, çay içelim!" dedi.
Kahvehaneye girdik. Aziz Zengin'le bir kere daha tanıştık.
Adliye zabıt yazmanlığından emekli olmuş. Yazmanlığı askerde öğrenmiş. Tıpkı Derviş Kemal gibi.
Jandarma olarak yaptığı askerlikte yazmanmış.
Ortaokulu Kofçaz'da okumuş ve polisliğe başvurmuş. Sınavlara çağrılmış…
Kazanmış ama…
80 öncesi olaylarda, günlük arenada çok polis vuruluyor.  O yüzden, babası göndermiyor.
Askerliği bitirip gelmiş, askerde de yazmanlığı öğrenmiş ya… Zabıt yazmanlı için dilekçe vermiş.
Böyle başlamış adliye yazmanlığı.
Vize, Demirköy ve Kırklareli'de geçici görevlerden sonra Kofçaz'a gelmiş ve kadrolu olarak sürdürmüş mesleğini.
2003'te emekli olmuş.
"2003'te emekli olduğumda mazot 800 liraydı.
Buğday 500 liraydı.
Üzerinden on yıl geçti. Bugün 2013'te mazot 4,5 lira, buğday tüccarda 5,5 lira. Nereye gidiyor bu memleket hocam?" diyor.
"Karaumur'da büyük camide bir cenazedeyiz. 250 gramlık bir su aldım, 75 kuruş verdim. Su satan kişiye de, 'yahu, bu ülkede sütün litresi 75 kuruş. Sen 250 gramlık suyu bir litre süt ederine veriyorsun' dedim. Ağırıma gidiyor hocam."
"İşin daha da kötüsü, bazen aynı suyu 50 kuruşa veriyorlar da tuvalete gittiğinde onu boşaltmak 1 lira. Burada ayrı bir tezat," dedim
Birkaç yıl önce Aziz'le Karaumur caddesinde karşılaşmıştık ta… "Artık tahammül edemiyorum hocam. Bu gidişat karşısında silahı elime alıp terörist olmak geliyor içimden!" demişti de…
"Hiç olur mu öyle şey! Sabredeceğiz ve akıllı, mantıklı davranacağız!" demiştim.
Canına geçiyor insanın. Gidişat, özellikle Trakya'nın duyarlı insanlarını çok yoruyor.
Dana çok sabırlı olmasa, kuyruğu koptu kopacak.

Aziz arkadaş, sözlerimizin en başında, "Hocam! Bir roman yazmayı düşünmüyor musun?" diye girmişte muhabbete.
Yani, birbirimizi tanıyoruz ama ne kadar?
Hani ben Aziz'i bir anda bilemedim, kim olduğunu çıkaramadım, ancak birkaç söz ettikten sonra "haaaa! Tamaaaam!" dedim ya.
Eh! Aziz de beni o kadar tanıyor aslında.
Yayınlanmış romanlarım, şiir kitaplarım ve 1999'dan bu yana piyasada bulunan müzik çalışmalarımı bilmiyor.
Yaşıyoruz bir arada, birbirimizi bilmeden, tanımadan, anlamadan, algılamadan.
Tanışmayınca, algılamayınca, bilişmeyince de ne oluyor?
Kopuyoruz, birbirimizden haberimiz olmuyor.
Onun için bu gün sizlere Aziz Zengin'i anlatmaya gayret ettim.
Tanıyalım, tanışalım istedim.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Tespitler pek yerinde olmuş. Öğretmenim