KEBUTER SEZENCAN İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA TRAKYA’YI ANLATIYOR

İstanbul Tarih Vakfı "Tarihe 1000 Canlı Tanık" dizi yazısının 13. sayısında Kebuter (Güvercin) Hanım'ı tanıtmıştır. İstanbul'da doğmuş, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Adana'ya yerleşmişler. Babası trende görevli hat memurudur. Kebuter Hanım Halep'te okumuş, üniversiteye gitmiş fakat evlilik dolayısıyla bitirememiş. Eşi doktor olduğu için savaş yıllarında Amerika'ya KAN NAKLİ'ni öğrenmeye gönderilmiştir. O sıra İkinci Dünya Savaşı yıllarıdır. Eşi Amerika’da kan naklini öğrenmiştir ama Türkiye'ye gelmesi zordur. Savaşın yasakları vardır. Dönmesine engeldir. Epey zaman sonra dönme imkanı bulur. Fakat bu kez eşini eski görevinde bırakmazlar, KIRKLARELİ SEYYAR ASKERİ HASTANESİ’NE gönderirler. Savaş devam etmekte, Alman orduları Türkiye'nin sınırına kadar gelmişler, Yunanistan ve Bulgaristan'ı almıştır. Savaş korkusu her tarafta kendini göstermektedir. İki milyonun üstünde asker Trakya'ya yerleşmiş, kışlaların yetmediği yerlerde halkın boş ağır ve evleri, depoları kullanır hale getirilmiştir. Bu arada Kebuter Hanım eşine de bir ev bulmuştur ama oturulur gibi değildir. Bu konuda şunları söylüyor Kebuter Hanım:
"Kocam Amerika'dan döndükten sonra savaş nedeniyle Kırklareli Seyyar Askeri Hastaneye gönderildi. Arkadan yatağı, yorganı, tası tarağı toplayarak Kırklareli'ne gittim. Bize bir oda verdiler, dört tane gaz sandığı üstüne bir yatak serdim. Samanlık seyran oldu. Kırklareli'nde askerlere bir sürü mektup geliyordu. Emniyet Müdürü tanıdığımızdı. Su buharına tuttuğu mektupları açar okur, bazılarını da bana okuturdu. Savaş korkusu ile Kırklareli boşaltılmaya başlandı. Zengin aileler gitmişlerdi. Kalanları da devlet, İstanbul'a gönderiyordu. Bizi de Çorlu'ya naklettiler. Çorlu berbat bir yerdi. Berbatta bir eve yerleştik. Trakya'nın boşaltılması bir facia idi. İnsanlar nesi varsa tavuğunu, köpeğini götürmeye çalışıyordu. Eşyalarını yükledikleri arabalarla Çorlu'ya doğru geliyorlardı. Her taraf asker, her taraf göç edenlerle dolu. Ana baba günü yaşanıyordu. Kocalar askere alındıkları için onların işini kadınlar yapıyorlardı. Çorlu'dan kalkıp Bakırköy'e yerleştim. Ancak bu kolay olmadı. Hüzün verici bir durumdu. Trakyalılar yıllardan beri göç halindedirler. Savaşın, göçmenliğin ne olduğunu bilirler."
Savaş korkusu kalktıktan sonra göç eden Trakyalıların geri dönmeye başladıklarını anlatan Kebuter Hanım kendi özel hayatlarını anlatmaktadır.
Kebuter Hanım anıları ilginç bir hanımdır. Birçok işlere girip çıkmış, hayatı yaşamıştır. Anlattıkları, yaşadıkları hikaye değildir. Söyleyecekleri bitmemiştir. Bu ülkenin insanlarının savaş hikayeleri yazılı hale getirilseydi çok renkli, çok öğretici bir başka tarih çıkardı ortaya.
1938-1940'lı yılların başında Trakya Karartma Gecelerini yaşıyordu. Çocuktuk ama savaş korkusunu yaşıyorduk. Zaten Trakyalılar Osmanlı Devleti’nin son 40-50 yılını savaşlarla yaşamıştır. Rumeli insanı Balkanlarda kazandığını Balkanlarda bırakarak geri dönüyordu. Bu trajedi Rumeli insanından neler alıp götürmüştür, onda nasıl psikoz yaratmıştır. Savaşlar sonrası insanlar dinlenseydi savaş korkusunun bu insanları nasıl etkilediği görülüp anlaşılacaktı. Tedbirli, temkinli olmak, tasarrufları iyi korumak, büyük yatırımlardan kaçınmak, işletmeleri aile bazında tutmak Balkan Savaşlarının geride bıraktığı olumsuzluklardır. Böyle biline.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Trakyada yaşayanlar 22 Ocak 2016 Cuma 11:59:50

    O zamanlarda yaşanan zorluklar ve mücadeleler daha sık gündeme getirilmeli ki yaşadığımız yerlerin değerini çok daha iyi bilelim.