KARAGÖZ-KAKAVA KÜLTÜRÜ VE KAYNAKLARI

"Yaşamda umut hep vardı. Bundan sonra da olacak."
Kırklareli yüzyıllardan beri geleneksel olarak, fakat her yerden farklı kutlamakta olduğu Kakava Şenlikleri'ne Karagöz kültür ve sanatını monte ederek yeni bir halk kültürü yaratma denemesine başlamıştır. Hiç kimse farkında değil ama bu aynı soydan gelenlerin bize bıraktıkları büyük bir kültür mirasıdır.
Kakava gerçekte eski Mısır'ın Aşağı Nil bölgesinden kaynaklanmıştır ama kökeni ve mekanı Mezopotamya olan bir kültürdür. Bunun böyle olması kavimler arası geleneklerin tarih boyunca bir sonraki toplumu etkileme gücüne sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Kakava kültü (iç inancı) ve yansımaları bize eski Mısır halkını oluşturan Koptiler'in yaşamsal bir dönemde geldikleri tarihsel "Yol Ayrımı"nı öykülendirmektedir. 6 bin yıllık gelenek onu yapan ve yaratanların serüvenleriyle ve zaman içerisinde değişik coğrafi bölgelerden yeni otantik inançsal figürler alarak günümüze ulaşmayı başarmıştır. Kakava dünyanın çok geniş bir coğrafya bölgesinde çeşitli gelenek ve törenlerle kutlanmasına karşın, kaynağına bağlı, karakterine sahip bir halk kültürü olmak özelliğini korumuştur.
Kakava günümüzde insanın doğaya açılması, doğayı kucaklaması, kırlarda, yeşilliklerde, akarsu boylarında Yaşama Sevinci'ni yansıtmasıdır. Ayrıca doğanın yaratış gücüne, üretkenliğine, değişkenliğine hayranlık, muhtaçlık ifadesidir. En eski inanç totemiktir ve bu Kakava folklorunda açıkça görülmektedir.
Çingen bir folklordan yola çıkan bu altı bin yıllık gelenekte bir başka yansıma da Umut ile Yaşam'ın, Yaşam ile Yeşil'in insanı kucaklaması, gelecek zamanlara ilmik atması, insanı umutlarla, beklentilerle, düşlerle bağlamasıdır. Kakava, baharda randevulaşmaktır.
Bir sevgili dosta imzaladığım kitaba yazmıştım. "Umut yaşamda hep vardı. Bundan sonra da ömür boyu seninle beraber olmasını dilerim." Aslında dilemek de umut etmektir. Kakava insanın umudu doğada araması, yeşilliklerde, akarsu boylarında, kırklarda, yakılan ateşte, çekilen niyetlerde onu yakalamaya çalışmasıdır. Buradan şuraya gelmek istiyorum. Kakava günümüzde moda olan çevrecilik doğacılık akımının da tarihsel kaynağıdır. Bu nedenle Kakava'ya çevrecilik, doğacılık folkloru da demek mümkündür.
Karagöz de marjinal kesimdendir. Bunu Evliya Çelebi'den önce kendisi söylemiştir. Soyuna yabancı olmadığını diliyle, sanatıyla, yaşamı ve davranışlarıyla da kanıtlamıştır. "Asyalı bir halkın muhayyelesinden doğmuş" olmasına karşın izi Kırklareli'de ortaya çıkmıştır. "Sanatı insanları güldürmek, düşündürmek, taşlamak, kötü düşüncelileri teşhir etmek" olmuştur. Şimdi Kırklareli "halkın vicdanında ve beyninde" yaşayan Karagöz Kültürü'nü Mezopotamya kökenli folklorla sentez etmek suretiyle kendisine uluslar arası bir festivalin yolunu açmış bulunuyor. Kırklareliler'in artık Karagöz Kültür-Sanat ve Kakava Şenlikleri'ni bu boyutta düşünmeye, planlar hazırlamaya, projeler üretmeye başlaması gerekir. Bugünden belli olmuştur ki, kentler büyük folklor olaylarıyla kendilerini tanıtma ve pazarlamaya başlamışlardır. Tabii bu bir koşulla gerçekleşecektir. O da gerek Kakava folklorunun, gerekse Karagöz kültürünün özgün ve nostaljik yönlerinin çağdaş şov etkinliklerle gölgelenmemesiyle mümkün olacaktır. Karagöz kültürü geçmişe oranla aktivitesini yitirmiş, ölü bir kültür haline gelmiş ise de Kırklareli, Kakava'nın dinamik figürleriyle bunu canlandırmayı başaracaktır. İnsanlar gibi kentler de, toplumlar da kişiliklerini kültürle kazanırlar.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol