Hardaliye; Osmanlı’dan sofralarımıza gelen lezzet

10. Kırklareli Yayla, Bolluk, Bereket, Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri bu yıl da birçok yerel üreticiyi stantlarında ağırladı. İlimize ve bölgemize has birçok ürün kurulan stantlarda hem satıldı hem de çevre illerden festivale gelen misafirlere tanıtıldı. Misafirler tarafından çok sevilen bu ürünlerin başında da ilimize özgü, yüzyılların kültürünü barındıran hardaliye geliyor. Hardaliye Üreticisi Rahman Özkaynak ile hardaliye içeceğinin tarihi, yapılışı, yararları gibi pek çok konu hakkında konuştuk.

Kırklar Haber
Kırklareli Yayla Meydanı’nda gerçekleştirilen Yayla, Bolluk, Bereket, Hasat Ve Bağ Bozumu Şenliği kapsamında açılan tanıtım stantları Kırklareli’nin yerel ve en eski lezzeti olan hardaliye dışarıdan gelen turistlerin ve şehir dışından gelen ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
“Hardaliye'yi Türkiye genelinde yaymaya çalışıyoruz”
Son yıllarda popülerliği artan hardaliyenin ilimizdeki üreticilerinden Rahman Özkaynak, ''Hardaliye eski yıllarda üzüm şırasını korumak amacıyla geliştirilmiştir, mucizevi bir içecektir. Vücudu güçlendirdiği için bir sürü hastalığı iyileştirdiği TUBİTAK'ın yaptığı araştırmalarla belirlenmiştir. Vitamin, antioksidan ve kan yapma özelliği yüksektir. Kırklareli coğrafi işaretini de almış bulunmaktadır, şu an tescilli tek ürünümüzdür. Hardaliye'yi Türkiye genelinde yaymaya çalışıyoruz. Bir sürü büyük markette satışı başlamıştır. Tanıtımı ilk gün ki heyecanla devam etmektedir.” sözleriyle hardaliye hakkında temel bilgiler verdi.
“2 şişe hardaliye içmiş iyileşmiş insanlar var”
Bağ Bozumu etkinliklerinin güzel geçtiğini söyleyen Özkaynak, “Birçok etkinlik ve aktivite mevcut. Sadece hardaliye ve üzüm ürünleri değil diğer yerel üretimler ve el işi tarzında örgülerde var. İnsanlar hardaliyeyi tanıdıkça seviyor sevdikçe tanımak istiyor. Ben yeryüzünde hardaliyeden daha güçlü daha lezzetli bir içecek tanımıyorum. Çünkü hiç tahmin etmediğimiz hastalıkları tedavi ediyor. TUBİTAK'ın araştırmalarına göre bir çok hastalığın tedavisinde yardımcı oluyor. Örneğin torbalarca ilacı 6 yıldır kullanmış bir faydasını görmemiş ama 2 şişe hardaliye içmiş iyileşmiş insanlar var. İnsanlar bunları anlattığı zaman bizlerde mutlu oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Bu işi yapmak sadece malzemeleri
birleştirmekle olmuyor”
Özkaynak Hardaliyenin yapım aşamaları hakkında bilgiler vererek, “Hardaliyenin yapımında kullanılan üzümün çeşidi ve özellikleri eskiden daha çok pamit ve papaz karası ağırlıklı üzümlerden yapılıyordu, şimdi ise en kaliteli üzümler kullanılıyor. Yapılırken hardal ile laktik asit bakterilerini devreye sokuyoruz bu işin püf noktası da budur. Tohum hardalı hafif çatlatıyoruz ve yüzde 1 oranında kullanıyoruz. Bu işi yapmak sadece malzemeleri birleştirmekle olmuyor. Her aşamasına dikkat etmek ve her aşamada işin başında olmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Hardaliye 5 asırdır insanlara şifa oluyor
Hardaliyenin bilinen tarihinin 500 yıl olduğunu belirten Özkaynak, “İnsanlara şifa dağıtan ve lezzetiyle nam salmış olan hardaliye bildiğimiz kadarıyla 500 yıldır yapılıyor. Belki de yapımı daha eskilere de dayanıyor olabilir. Osmanlı zamanından miras kalan bir içecektir. Gayrimüslimler buraları terk ettikten sonra Türkler yerleşmiş ve üzüm şırasını korumak, kış aylarına stok yapmak amacıyla hardileyeyi bulmuşlar. Bakteri kırıcı hardalın gücünden faydalanmışlar” diye konuştu.
2 senedir üzümün turşusunu yapmaya çalışıyoruz
Üzüm Turşusundan da bahseden Özkaynak planları içerisinde Üzüm Turşusu üretmek olduğunu söyledi, “Bir de üzümün turşusu vardır. O ise irenle yapılır. 2 yıldan beri üzümün turşusunu yapmak için deneyler yapıyoruz. Doğal bir şekilde dana lalesi olarak bilinen iren kullanarak üzüm turşusu yapmaya çalışıyoruz. Üzüm turşusu bildiğimiz tuzlu olan turşulardan farklı olarak üzümün tadından kaynaklı mayhoş çok güzel bir turşu yapmaya çalışıyoruz.”
Son yıllarda problemlerden ötürü üzüm sıkıntısı yaşadıklarını kaydeden Özkaynak, “Üzüm problemimiz var, üzümler bu yıl da dahil olmak üzere 4-5 yıldır fazla yağmurdan dolayı mantar hastalıklarına yakalanmaktadır. Bu nedenle verim oldukça düştü. Sadece Kırklareli'nde değil Trakya genelinde ve Denizli ile Manisa çevresinde aynı sıkıntılar yaşanıyor. Bu problem nasıl çözülür bilmiyorum, yetkililerin bu konuda yardımlarını istiyoruz” dedi.
“Ziraat Odaları gibi bir statüye girmemizi talep ediyoruz”
Bağcılar Birliği adı altında bir oluşumları olduğunu dile getiren Özkaynak, birliği çalışır hale getiremediklerini söyledi. Getirisi olmadığından dolayı bu durumun söz konusu olduğunu ifade eden Özkaynak, “Bağcılar Birliğini yaşatmamız için ekonomik desteğimiz yok. Ziraat Odaları gibi bir statüye girmemizi talep ediyoruz. Bu yapılırsa bağcılık konusunda her imkanın önü açılacaktır” sözlerini sarf etti.
“Yerel halkımız bağcılığı unutmuş”
Hardaliye yapımında kalifiye eleman bulmak da zorlandıklarını söyleyen Özkaynak, “Bu yılda ki hasatta işçi sıkıntısı çekiyoruz. Bizim yerel halkımız bağcılığı unutmuş. Bağı budayan da yok, yaz budamalarına işçi yok, hardaliye yapmak için kalifiye eleman yok. Bu konular da bizim için büyük problemler teşkil ediyor. İşin her aşamasında benim olmam gerekiyor. Bende elimden geldiği kadar her işi yapmaya çalışıyorum” dedi.
Birçok kurum ve kuruluştan destek alıyoruz
Özkaynak ilimizde bulunan birçok kurum ve kuruluşun desteğini aldıklarını ifade etti. “Kırklareli'nde Ticaret ve Sanayi Odası, Kırklareli Belediyesi, Kırklareli Tarım İl Müdürlüğü, TUBİTAK başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluştan destek aldık. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Onlar sayesinde büyük ve zorlu bir yolu geride bıraktık. Her şey çok güzel gidiyor'' diyen Özkaynak bu cümlelerle açıklamasını sonlandırdı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol