Halk Sağlığı’ndan grip uyarısı

Cerit basın açıklamasında şunları kaydetti;
“Mevsimsel Grip; genellikle bahar ve kış aylarında görülen, bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Bu hastalık hafif seyredebileceği gibi bazen hayati tehlike oluşturabilir.
Virüsle karşılaşıldıktan sonra 1-3 gün içerisinde belirtiler ortaya çıkar. Aşağıdaki belirtilerden biri ya da birkaçı görülebilir; Ateş (koltuk altından ölçülen 38 °C ve üzeri), titreme, kuru öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, baş ağrısı, vücut ağrıları, titreme, ishal, nadiren kusma. Gripte; genellikle şikâyetler 7 gün sürer, ilk 2-3 gün içerisinde şiddetlenir ve sonrasında düzelme başlar, ancak iyileşme süresi 1- 2 haftaya kadar da uzayabilir. Grip; Hasta kişilerin, öksürük veya aksırık sonucu etrafa saçtığı damlacıkların solunması veya bu damlacıkların bulaştığı yüzeylere temas edildikten sonra ellerin ağız, burun veya göze sürülmesi ile bulaşır.
Grip en çok
kimleri
etkilemektedir?
Gebeler, 65 yaş ve üzeri ve 2 yaş altı bireyler, Bakımevi / huzurevinde kalanlar, Kronik böbrek yetmezliği olanlar, Astım dâhil kronik akciğer hastalığı olanlar, Koroner arter hastalığı dâhil kalp-damar sistemi hastalığı olanlar, Bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, Kan hastalığı olanlar, Şeker hastalığı olanlar, Nörolojik hastalığı olanlar, Metabolik hastalığı olanlar, Kronik karaciğer hastalığı olanlar, Obezler, sağlık çalışanları, 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gerekenler Risk grubunda yer alan kişilerde hastalık diğer kişilere göre daha ağır seyredebilmektedir. Bu kişilerde zatürre, bronşit ve kulak enfeksiyonları gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlar meydana gelebilir. Aşılama, gripten korunma yollarından birisidir. Özellikle risk grubunda bulunanlar grip aşılarını grip mevsimi boyunca yaptırabilirler. Gripten korunmanın en önemli yolu kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek ve ellerin bol su ve sabun ile yıkanmasıdır. Kalabalık ortamlarda uzun süre bulunmak grip bulaşmasında etkili olduğundan, gerekli olmadıkça bu gibi ortamlardan uzak durulması önerilmektedir. Hasta kişiler ile yakın temastan kaçınılmalıdır .Ağız, burun ve gözlere kirli eller ile temas edilmemelidir.Hastanın temas ettiği veya virüsün bulaşmış olabileceği sık kullanılan ve dokunulan yüzeyler sık sık temizlenmelidir.
Hasta kişiler
ne yapmalıdır?
El yıkama ve kişisel hijyen gripten korunmada en önemli yöntemlerdendir. Hasta kişiler hekim önerisi dışında ilaç kullanmamalıdırlar. Risk grubundaki kişiler mutlaka hekime başvurmalıdır. Hasta kişilerin sağlık kurumlarına ve kalabalık ortamlara gitmek zorunda kaldıklarında maske takmaları, hastalığın diğer kişilere bulaşmasını engellemektedir. Hapşırma ve öksürme sırasında tek kullanımlık kâğıt mendil kullanılmalıdır ve kullanıldıktan sonra etrafa temas ettirilmeden çöpe atılmalıdır. Eğer mendil yok ise kolun iç kısmı kullanılarak ağız ve burun örtülmelidir. Hasta olanların kalabalık ortamlarda bulunmamaları, evden çıkmamaları ve evde istirahat etmeleri hastalık bulaşmasının önüne geçmek için önemlidir. Hasta kişilerin bol sıvı tüketmeye özen göstermesi, beslenmenize dikkat etmesi, özellikle taze sebze ve meyveleri tüketmesi önerilir.
Hastalığın tedavisi var mı?
Gribin genellikle belirtilerine yönelik, hastanın konforunu sağlayıcı tedavi verilmektedir. Hekim tavsiyesi dışında ilaç kullanılmamalıdır. Antibiyotikler gribi tedavi etmezler. Risk grubundakiler, hamileler, kronik hastalığı bulunanlar ve belirtilerin ağır seyrettiği hastalar (nefes darlığı, göğüs ağrısı, bilinç bulanıklığı, yüksek ateş, öksürük) kesinlikle hekime başvurmalı ve hekim gerekli görürse virüse yönelik ilaç kullanmalıdır.
Grip aşısını her yıl
yaptırmalı mıyım?
Evet; çünkü her yıl mevsimsel gribe neden olan grip virüsü değişebilmektedir ve grip aşısının içeriği Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir yıl önce salgın yapan virüs tiplerinin belirlenmesi ile geliştirilmekte ve aşının içeriği de bu uygulamaya bağlı olarak her yıl değişmektedir. Bu nedenle aşı, yapıldığı grip sezonu için etkili olmaktadır. 6 aydan küçük bebeklerde grip aşısı koruyuculuk sağlamamaktadır.Grip aşısı, 65 yaş üzerindeki kişilere ve risk gruplarına önerilmektedir, risk grubunda yer alan kişiler hekime başvurarak reçete ile eczaneden grip aşılarını alabilirler. Sağlık çalışanları için her yıl grip aşısı temin edilmekte ve ücretsiz uygulaması yapılmaktadır. Grip aşısı, vücutta 1-2 hafta içinde koruyucu düzeye erişir.
Soğuk algınlığının
belirtileri nelerdir?
Soğuk algınlığı, influenza virüsü dışında; 200’e yakın virüsün sebep olduğu, çok daha hafif seyirli bir hastalıktır. Burun akıntısı, boğaz ağrısı ve halsizlik ile seyreden üst solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir. Grip ve soğuk algınlığı karıştırılmamalıdır. Belirtileri gripten farklı olup; daha hafif seyreder ve aşağıdaki belirtilerden biri ya da birkaçı görülür; Ateş çok hafif olabilir ya da hiç görülmez, hafif boğaz ağrısı olabilir ya da hiç görülmez, baş ağrısı çok hafif olabilir ya da hiç görülmez, burun akıntısı görülebilir, burun tıkanıklığı görülebilir, öksürük görülebilir, vücut ağrısı görülmemektedir, ishal ve kusma görülmemektedir. Kış mevsimi geldiğinde hepimizin ortak kaygısı soğuk algınlığına veya kışın sıkça görülen nezle veya grip gibi hastalıklara yakalanmaktır. Fakat kış aylarını sağlıklı bir şekilde geçirmekte mümkün. Soğuk algınlığına yakalanmadan kış mevsimini atlatmak isteyenlerin sağlıklı beslenmesi şart. Kış mevsiminde hayatınızda ve beslenme tarzınızda yapacağınız birkaç ufak değişiklik ile hem bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir, hem de kendinizi dinamik ve enerjik hissedebilirsiniz. İşte yapmanız gerekenler;
1-Kahvaltısız çıkmayın
Günümüzün zinde ve güzel geçmesini sağlayacak öğün olan kahvaltı hiçbir mevsim ihmal edilmemeli fakat kış aylarında kahvaltıya ayrı bir özen gösterilmelidir. Çünkü kahvaltı gece boyunca düşen kan şekerinizi dengeler ve metabolizmanızı uykusundan uyandırır. Ayrıca kahvaltı menüsünü sindirirken oluşturacağınız enerji ile sabah titremelerinizi de bir ölçüde azaltabilirsiniz. Kahvaltıda peynir çeşitlerinden, yumurtadan, söğüş mevsim sebzelerinden ve tam tahıl ekmeklerinden vazgeçmeyin.
2-Karbonhidrata yenilmeyin
Kış aylarında karbonhidratlı yiyeceklere olan isteğimiz oldukça artar. Tatlı krizlerinin sıklığı artarken, bir dilim ekmek fazla yesem ne olacak ki düşüncesi galip gelmeye başlar. Fakat karbonhidratların fazla tüketimi diğer enerji veren öğeler olan yağlar ve proteinlerin alımını azaltır. Proteinlerin yetersiz alınması ise bağışıklık sisteminizin mikroplara daha kolay yenilmesine neden olur. Bu nedenle karbonhidrat, yağ ve proteinden dengeli öğünler tüketin.
3-Su tüketimine ara vermeyin
Birçok kişi kış mevsiminde su tüketimini ister istemez azaltır. Fakat bağışıklık sisteminin gücünü azaltabilecek bazı zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılabilmesi için düzenli olarak su içmeye devam etmek gerekir. Her gün en az 8 su bardağı su içtiğinizden emin olun.
4-Vitaminlere özen gösterin
Soğuk algınlığı, grip ve nezleye yakalanmadan kış aylarını noktalamak için bazı vitaminlerin desteğine ihtiyacınız var. Bağışıklık sisteminizi güçlendiren vitaminler ve etkilerine bir göz atın.
A vitamini mikropların ilk takıldığı bariyerdir. Çünkü bu vitamin deri bütünlüğünü sağlayarak, mikropların vücudumuzun iç bölgelerine kadar ulaşmasını engeller. A vitamininden zengin bir sofra kurmak için sarı-turuncu renkli sebze-meyvelere, süte, balığa ve yumurtaya sofrada yer ayırın. B6 vitamini bağışıklık sistemi üzerinde en çok etkisi olan vitaminlerden biridir. Birçok besin kaynağında yer alsa da, en iyi besinsel kaynağı tohum taneleridir. Tam tahıl ürünlerini tercih ederek B6 vitamini ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Folik asit bağışıklık sistemi üzerinde de önemli etkileri olan bir vitamindir. Haftada 2-3 kez kuru baklagil tüketin ve koyu yeşil yapraklı sebzeleri kış boyunca mutfağınızdan eksik etmeyin.
C vitaminin soğuk algınlığından koruduğu genelde bilinen bir gerçektir. Yanlış bilinen ise C vitaminin hastalığa yakalandıktan sonra iyileştiriyor olmasıdır. Oysa C vitamini iyileştirmez, hastalıklara karşı koruma sağlar. Vücutta depolanamadığından ötürü her gün düzenli olarak ihtiyacın karşılanması gerekir. Sebze ve meyveler C vitamini kaynaklarıdır. Asma yaprağı, yeşilbiber ve kuşburnu ise sebze ve meyveler arasında C vitamini açısından öne çıkan besinlerdir. ( Lütfen vitamin takviyesine başlamadan önce doktorunuza başvurun.)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol