HAYAT

Ne zaman anıların tozlarını silmeye kalkışsak, yitirilmiş bir şeylerin kaygısı dolar içimize.
Solgun gözlerin bakışından düşer yüreğimize geçmişin tortusu.
Zaman parmaklarımızın arasından su gibi akıp giderken bizleri de sürüklüyor peşinde.
Değişmeyen kanunları vardır hayatın, yaşlanmamak, ölmemek gibi mesela.
Onları düşünmekten bu günlerin hakkını veremeyiz çoğu zaman.
Kaybedilmiş fırsatlar, yaşanmamış pişmanlıklar isyanlarla geri gelmez. Bazen insan eksikleri kendinde aramasını bilmeli, geçmişin yanlışlıkları bu güne ders olmadıysa kaybetmeye mecburuz tarzımızı değiştirmedikçe.
Çok sevdiğimiz biri için” yolu bana düşmedi” diyeceğimize, biz ona varmalıyız.
Unutulduk mu?
Muhakkak unutmuşuzdur.
Pişmanlıklarımız geçmişin izini sürüyorsa hâlâ, bu günlere daha yakından bakmalıyız.
Durup, durup kalemimiz ayni adresi yazıyorsa, kalemi kalleşlikle suçlamak yerine daha dikkatli bakmamız gerekmez mi gönlümüzün çerçevesinin içindekileri ne?
Sevgiyle sarıp sarmaladıklarımız ne kadar uzaklarda kalırsa kalsın bir gün döneceklerdir geriye.
İnkâr etmeler, kendimizi savunmalar boşuna, verilecektir hesabı yaşananların.
Hayat bir savcıdır, geçikmiş olsa bile ama asla bırakmaz yarım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol