Gündoğdu; “Asıl sorunumuz yönetim sorunudur”

CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu. Ülkede bir yönetim sorunu olduğunu savunan Gündoğdu, ayrıca gıda krizinin kapımıza dayandığını söyledi. Konuşmasında elektrik faturalarının kira fiyatlarını geride bıraktığını, vatandaşın mazot, benzin fiyatlarından ne aracına nede traktörüne binemez hale geldiğinden bahseden Gündoğdu, ülkede ciddi anlamda bir beyin göçünün de yaşandığını kaydetti. Gündoğdu; “Bizler, vicdanların körelmediği, etik değerlerin her şeyin üzerinde olduğu, ihtirasların, ihtiyaçların önüne geçmediği bir Türkiye’de yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” dedi.

CHP Kırklareli Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Vecdi Gündoğdu, TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grubu adına bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Türkiye’nin birçok başka ülkenin sahip olmadığı önemli üstünlüklere sahip bir ülke olduğundan bahsederek başlayan Gündoğdu, genç ve dinamik nüfus, olağanüstü bir coğrafya, dünyanın 58 ülkesine 4,5 saat uçuş mesafesinde erişimin bunlar arasında yer aldığını kaydetti. Tüm bu zenginliklere rağmen “halkın çıkarlarından çok mutlu azınlıkların” çıkarlarının düşünüldüğünü öne süren Gündoğdu, “Yanlışımız ise liyakatli, halktan yana, planlı bir üretim modelini yaşama geçiren kadroların iş başında olmamasıdır yani asıl sorunumuz yönetim sorunudur, bu da gözle görünüyor. Geleceğimiz için umut ışığı olan, ailelerin, ülkemizin aydınlık yüzü, pırıl pırıl gençlerimiz maalesef çığlık atıyor, ‘Liyakat esaslı adil bir düzen istiyoruz’ diye de feryatlarını dile getiriyor. Gençlerimiz ‘Fırsat eşitliği yok” diye ülkesini maalesef terk etmek zorunda kalıyor. Adaletsizlikte zirve yaptığınız için ülkeyi terk eden gençlerimizden sonra şimdi de beyaz yakalı çalışanlarımız, doktorlarımız, mühendislerimiz, avukatlarımız ülkemizi terk etmeye başladı. ‘Ak’ diye yola çıkıp ülkenin üzerine maalesef kara bulutları da serdiniz” dedi.
Gıda krizi kapımıza dayandı
Gündoğdu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Değerli milletvekilleri, dünyanın olduğu gibi ülkemizin de yakın gelecekte en önemli sorunu gıda üretimi, gıda temini ve gıda fiyatları olacak. Yetersiz üretim nedeniyle iç pazarda ürün arzı azalınca gıda enflasyonu yüzde 55’leri geçti. Bütün ülkeler kendi çiftçisini daha fazla desteklerken AKP çiftçimize zamlarla eziyete de maalesef devam etmekte. Ürün bazında tarımsal dış ticarete bakıldığında geçen yıl 7 milyon 820 bin ton ekmeklik buğday, 2 milyon 127 bin ton arpa, 2 milyon 107 bin ton mısır, 739 bin ton ayçiçeği tohumu ithalatı yapılmıştır. Sadece hububat ürünleri ithalatına ödenen ise 3 milyar 679 milyon dolar olmuştur. Bunun Türk lirası karşılığı ise 49 milyar 666 milyon lira olurken 2021 bütçesinde tarımsal destek ödemelerine ayrılan toplam ödenek tutarı sadece 22 milyar liradır. Geçen yıl üreticiye sağlanan 22 milyar liralık desteğe karşılık, sadece hububat ithalatına yani yabancıların çiftçisine destek tutarına 2 katından fazla ödeme yapılmış, çiftçimiz de bu zulmü hak etmemiştir.
Değerli milletvekilleri, böylesine akıl dışı, tutarsız tarım politikalarının ülkemizi karşı karşıya bıraktığı ağır bedeli 84 milyon vatandaşımız çift haneli gıda fiyatlarıyla ödüyor, çift haneli enflasyonla ve hayat pahalılığıyla da ödüyor. Artık gıda krizi kapımıza dayandı, hiç vakit geçirilmeden de acil tedbirler alınmasının zamanı da gelmiştir. Önümüzdeki yıl için tarımsal üretim planlaması derhâl yapılmalıdır, desteklemeler buna göre bir an önce belirlenmelidir. Bu yıl için arz sıkıntısı yaşanabilecek stratejik tarımsal ürünlerde alım fiyatı ve alım garantisi uygulamasına süratle hemen geçilmelidir. Önümüzdeki yıl çiftçinin kullanacağı gübre maliyetinin en az yüzde 50’si destek olarak verilmelidir. Çiftçimizin kullandığı mazotla ilgili verdiğiniz, hani seçim kampanyalarında söylüyordunuz ya “Yarısı bizden, yarısı sizden.” diye, artık bu sözü tutmanızın vakti gelmiştir. Çiftçimize ucuz tohum, besicimize de ucuz damızlık sağlanmalıdır. Sebze tohumundaki, sebze fidesindeki KDV hemen derhâl yüzde 1’lere kadar çekilmelidir. Tarımsal sulamada kullanılan elektrikte vergi hemen kaldırılmalıdır. Çiftçimizin elektrik bedellerinin hasattan sonra faize tabi olmadan ödenmesi sağlanmalıdır. Peki, bunlar yapılmazsa aksi takdirde ne olur? Pahalı diye bugün ulaşmakta güçlük çektiğimiz temel gıda ürünlerine yarın pahalı da olsa ulaşamayacağız, bulamayacağız; bundan emin olun. Bunun sonunda tarımsal kıtlık vardır.”
Elektrik faturası dükkan
kirasını geçti
“Esnafın elektrik faturası dükkân kirasını geçmiş vaziyette. Yaz aylarında özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde klimalar çalışmaya başlayınca, faturalar ödenmez boyutlara ulaşınca millet nefes alamaz hâle gelecek. Böyle bir zulmü bu millet inanın ne gördü ne de yaşadı. Onu suçladınız, bunu suçladınız “iç güçler” dediniz “dış güçler” dediniz, yirmi yılın sonunda vatandaşı muma ve gaz lambasına da muhtaç ettiniz. Artık sokaklarda “Açız!” diye “Açız!” diye millet bağırıyor; evinin kirasını ödeyemiyor, elektrik faturasını, doğal gaz parasını, su parasını inanın yatıramıyor. Vatandaş, bıraktık eti, sebze ve meyveye ulaşamaz hâle geldi.
Ekonomide emin olun ki âdeta tarih yazıyorsunuz. Sayenizde ilk kez vatandaş pazarda çürük, yaralı sebze meyve peşinde koşar hâle gelmiş. 1 lira tasarruf için baş tacı etmemiz gereken emeklimiz halk ekmek kuyruklarında gecenin ayazını yiyor, soğukta emin olun ki tir tir titriyor.
Elektrik gibi akaryakıt zamları da zulüm oldu, milleti ezdi geçti. Son bir yılda benzine yüzde 9, mazota yüzde 132 zam geldi. Hem benzinin hem mazotun litresi artık 15 lirayı geçti. Millet arabasına binemez hâle geldi, çiftçi traktörünü tarlasına götüremez oldu.
Gübre fiyatlarının son bir yılda 5’e katlaması yetmezmiş gibi 2’ye katlanan mazot fiyatları çiftçimizi de ezip geçiyor.
Çalışana, memura ve emekliye yapılan maaş zamları sadece kırk günde eridi, tükendi, gitti. Ne yapacak yılın kalanında emeklimiz; çalışanımız ne yiyecek, ne içecek, hiç düşünüyor musunuz bilmiyorum. Masal sizde hep aynı masal, her yeni bir ay öncekinden iyi olacakmış nakaratlarını sadece atıyorsunuz. Bu sözleri söyleyen devrik Bakan “At izi it izine karıştı.” diyerek istifa edip sırça köşküne çekildi, gitti. Siz de bırakıp gidin; inanın, bırakıp gittiğinizde, emin olun ki yarın bugünden daha iyi olacaktır değerli arkadaşlar.”
Milletin belini kırdılar
“Değerli milletvekilleri, ekonominin kitabını yazanlar enflasyonun belini kıracaktı ama milletin belini kırdılar. Artık zamlar zam değil, zulüm hâline geldi. Akdeniz'de, Karadeniz'de doğal gaz müjdesi verenler, uzayı keşfedenler, fakir fukaranın iki göz odasını ısıtıp aydınlatamıyor, o günlere geldik. Millet iki göz odasını ısıtamazken, saraylarda milletin parasıyla 1.150 odayı ısıtıp aydınlatanların acaba hiç mi vicdanları sızlamaz, hiç mi yüzleri kızarmaz, iktidar milletvekillerinin hiç mi canı yanmaz? Vicdanı olanlara buradan ben bir kez daha sesleniyorum: Artık sarayın sesine değil değerli milletvekilleri, vicdanlarınızın sesine kulak verin. Kulak verin ki sarayın ışıkları sönmesin diye tüm ülkeyi karanlığa sürüklemekten de artık vazgeçin. Bizler, yürekleri vatan sevgisi ile insan sevgisiyle dolu herkesin özgürce yaşamasını istiyoruz. Herkesin karnının doyduğu, üretime katıldığı, gelirinin hakça paylaşıldığı bir Türkiye, bir ülke istiyoruz. Gençlerin, ülkesi için, insanlık için mücadele ettiği; özgür üniversitelerin bilim ürettiği, caddelerimizde, sokaklarımızda, mahallelerimizde şarkıların, türkülerin söylendiği, mutlu, huzurlu, güvenceli, geleceği iyi olan bir Türkiye istiyoruz.
Bizler, vicdanların körelmediği, etik değerlerin her şeyin üzerinde olduğu, ihtirasların, ihtiyaçların önüne geçmediği bir Türkiye’de yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Unutmayın sayın milletvekilleri, bizi biz yapan, insanı insan yapan düşüncesi değildir; davranışlarıdır ve bu davranışlar doğrultusunda önümüzdeki süreçte millet de sizlere notunu verecektir ama şunu bilin ki notunuz kırık ve gidicisiniz.” (H.M.Taner)

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. insanları seçin 18 Şubat 2022 Cuma 11:16:38

    ATATÜRK: "Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin."

  2. Asıl sorun bunca soruna hükümeti zora düşürecek bunca olumsuzluğa rağmen basiretsizliklerini "altı parti biraraya gelsek ( ha bir de gizli parti var ) belki işe yarar" diyen muhalefet sorunudur. Hala "yaparsa CB yapar" diyen kişiler çare olarak sizi görmüyorlar. Ama bu altılı ganyan muhalefet bir Tarkan şarkısı ile bile kendilerine "bu iş bitti" rahatlığında sayabilecek sığlıkta gidiyor.