GÜNEŞ KARANLIKLARDA SAKLIDIR


Bazen hani dara düşer ya insan, nereye gitse, ne yapsa kapana kısılmış gibi hisseder ya kendini. İste öyle anlarda içimdeki o cesur kız bir psikiyatrız edasıyla geçiverir karsıma. Elimde yarı dolu bir bardak, söyle bakalım şimdi bardak dolu mu bos mu?
Yarısı bos diyecek olsam hemen karsı koyar ve hayır efendim, iyi bak bardak yarı doludur der ve bardağın dolu olduğuna ikna edene kadar beni, sürer bos-dolu sınavı.
Bazen elinde bir teraziyle gelip yerleşir beynimin baş kösesine.
Terazinin bir ucunda eksiler öbür ucunda artılar, bir tarafında negatifler, diğerinde pozitifler.
Bak der, üzüldüğün şeylere bak.
"Kazandıklarını hesaba katmayan kaybettiklerinle de üzülmez!"
Görülmeyen elleriyle saçlarımı okşayarak uğurlar yatağıma.
Ne kadar çıkmazlara girmemde o bir çıkar yol bulup serer önüme.
İnatçı tavırlarıyla her uykusuz gecemi paylaşır. Bazen de uysallaşır ve kulağıma:
"Gecelerin en derin karanlığında saklıdır yarınlara doğacak güneş"
"Haydi, ver ellerini ellerime" gibi tatlı sözleriyle beynime uyku tabletleri sunar.
Annem gibi dizlerine alır basımı, tüm negatifleri atar kafamdan, sonra da saçlarını savaş kazanmış bir kişi edasıyla savurarak, görüşürüz, diyerek çekip giderken kalbime fısıldamayı da unutmaz.
Kalbimdeki hüzünleri gerekirse göz yaslarınla silip, umutlara bırakmalısın şüphelerin yerini, negatiflerden nasıl nice kurtulup aşmalısın, sen seni,
Aksi halde ayrılmamız mümkün değil der.
Onunla el ele verip kırarak acıların kabuğunu koşar olduk yarınlara bir elimizde güneş, bir elimizde bahar yağmuru.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol