GÜMRÜKTEKİ KÖRDÜĞÜM

15 Haziran 2014 y.güzel bir Pazar günü Bulgaristan'a gittik iki günlüğüne,16 Haziran'da Dere köy gümrük kapısından dönüş yapıyoruz saat 15. 30. ve 16 sularında.
Gişedeki gümrük memuru,  Bulgaristan plakalı araç Türkiye'ye giremez diye diretti.  Oysa Bulgaristan pasaportunda aracımızın 2014 yılı aralık ayına kadar giriş ve çıkış izni açık seçik okunmasına rağmen, vurulan mühürlerin hepsi yanlış diye geçişimizi vermedi.
Beni ilgilendirmez, bu kaşe geçerli değil, yanlış yapılmış, kim vurduysa ona gidin, diye, diye arabamıza el koydular.
Eşim mecburen Bulgaristan'a döndü ve ben, oğlum, gelin kızım ve 10 yaşındaki torunumla kaldık huduttan geçeceklerin insafına.
Torunum, yüksek sesli tartışmalardan korktu, bizi artık Türkiye'ye neden salmıyorlar, ben Bulgaristan'da kalmak istemiyorum diye sayıklıyor ve iki gözü iki çeşme olmuştu vatanından ayrı kalma korkusunun acısı minicik kalbine fazla gelmişti, küçücük bir çocuğa bu kadar karmaşık bir hikâyeyi anlatmak o günkü gümrük memuruna söz anlatmak kadar zor ve imkânsızdı o anda.
Ayrıca ben o gümrük memurunun ismini de vermek isterdim ama ne yazık ki, o memur o gün sivil giyinmiş, üstelik yaka kartı bile olmadığından kiminle muhatap olduğumuzu anlayamadım.
Ne kadar bekledik kapıda bilemiyorum, çok sağ olsun, kapıdan bir gümrük memuru halimize acıyarak Bulgaristan'dan Çorlu'ya giden Bulgaristan plakalı bir araca bindirdi bizleri.
Torunum hala büyükbabasının aramızda olmadığının nedenini tam olarak algılayamamış ve ağlamaktan yorgun düşerek uyumuştu.
Bizleri arabasına alan beyefendinin yanında ön koltukta bir de şube müdürü vardı.
Şoför bey isminin Rujdi ve Dulovo'dan olduğunu söyledi ve Müdür beyin ismini sordu. Ender, dedi güleç yüzlü şube müdürü, Edirneliyim ama Kırklareli'de ikamet ediyorum cevabını verdi.
Yolculuk sırasında araç sahibi ile şube müdürü arasında kısa da olsa bir diyalog kurulmuş olduğu için şoför bir aralık müdür'e; ben müzisyenim her hafta Türkiye'ye ye düğünlere çağrılıyorum pasaportumda mühür vurulacak yer kalmadı bir bakar mısınız, ricası üzerine pasaport gözden geçirilir geçirilmez bir şikâyet daha geldi şoför beyden.
Müdür bey, bu kapıda ki gümrük memurları arasında kötü muamele eden kimileri var ki, çok kırıcı oluyorlar, geçenlerde biri bana; ne gezip duruyorsun iki arada, öbür defaya seni tekmeyle atacağım bu kapıdan gibi davranışlara ne dersiniz? Sorusu Şimdiye kadar sakin görünen sayın şube müdürümüzün yüzüne gölgeler düşürse de konu hakkında yorum yapılmadan yola devam ettik Kırklareli Valiliği önüne kadar.
Bu yazımı okurlarsa eğer, sayın şube müdürüm o günkü yolculuğu ve bu sohbetleri muhakkak anımsayacaklardır.
Bu yolculuğu kaleme almam ise yaşadıklarımın delilidir.
Bulgaristan plakalı araçlarda bu gibi sıkıntıların Dere köy kapısında sık, sık olduğunu duyuyordum eşten dosttan ama inanmak ta zorluk çekiyordum.
Ta ki yaşadığım bu talihsiz olaya kadar, artık neyin doğru, neyin yanlış olduğunu kestirmek zor. Mührü vuran da onlar, arkadaşlar yanlış yapmış diyen de onlar, ayrıca 6 aydan beri ayni kapıdan sorunsuz gelip geçen bir aracın bir anda sorun haline gelmesi ayrı bir sorun değil midir acaba?
Bir de başka bir durum daha var, dün bu kapıdan çıkan araç "son çıkışınız "  diye neden uyarılmıyor?  İnsanlar uyarılırsa eğer geri dönüşlerinde bizim gibi sefil kalmazlar yollarda. Ayrıca kim bilir daha bizim gibi kaç insan vardır gümrük yollarında çözüm arayan?
Ben buradan tüm yetkililere seslenmek istiyorum, lütfen bu kördüğüme bir el atılsın. Kanunlara boynumuz kıldan ince olsa bile, kanun içinde kanuncukların kişilere göre renk değişmesi hiç hoş bir şey değildir.
Oradaki memur beylere de, hakkımızı sonuna kadar arayacağımızı söylerken, sen kimsin der gibi gözlerime bakanlara cevabım var.
Ben, kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatırasıyım ve bununla gurur duyanlardanım, üstelik yirmi beş yıldan beri Türk vatandaşıyım ne kimsenin hakkını yer, ne de hakkım olandan geçerim
Dilerim adalet güçlü olanların değil, haklı olanların yanında olur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol