Geçenlerde kargodan bir paket aldım.
Baktım ALANYA'dan geliyor.
"Özledim seni çok özledim, sadece sesini duymak yetmiyor yakında ziyaretine geleceğim" diyordu mektubunda çok eski bir arkadaşım.
1989 yılında zorunlu göç nedeniyle kaybetmiştik birbirimizi.
Gerçekler aramakla bulunmaz deseler de bulanlar yine arayanlardır.
Bizde araya araya bulduk izlerimizi, 20 yıldan beri yüz yüze gelme sekte telefonlarla hal hatır sorup doğum günlerimizde de ufak hediyeler göndeririz birbirimize. Eskiden olduğu gibi yakın olamasakta engelleri yine aşıyor sevgimiz.
"Gözden ırak olanlar gönülden de ırak olur" denir ya hani, buna da laf deyip geçiyorum.
Gerçek sevgiler, dostluklar zamana karşı koyabilir.
Ayrılık aşkın, dostluğun bir terazisidir bence, ya ağır basar ya biter. Nice kişiler gördüm kısacık bir ayrılığın bile sularında boğulan.
Sana zincirlerle bağlıyım deyip giderken, zamanla zincirlerin pamuk ipliğinden daha çürük olduğunu yaşadım. İki kız kardeşin uzun yıllar birbirlerini aramadıkları sevginin kalplerde buz kestiğine şahit oldum.
Demek akrabalığın derecesi değil duyguların derecesi koyuyor son noktayı.
Hayatta ölmemek yaşlanmamak gibi imkânsız şeyler de vardır.
Almadan vermek, sevilmeden sevmekte bunun gibidir.
Sevmesini bilmezsek sevilemeyeceğimizi de bilmeliyiz.
Nerde o eski sevgiler, dostluklar, diyerek gerçekleri örtmemeliyiz.
Geçmişin kölesi olmaya gerek yok, bugünün, yarınların mimarı olalım yeter.
Zaman duygularımızı silip süpürecek, çorak bir toprağa dönüşecek kalplerimiz.
Gözlerden akacak bir damla yaşa, bir zerre duyguya hasret kalmadan önce, kaybedecek bir şeyimizin olmaması kaybetmekten daha zor gelecek insanlara.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol