GELİR ADALETİNİN OLMADIĞI YERDE

THD Genel Merkezi tarafından yapılan bir çalışmaya dayanarak, 2013 yılı sonu itibariyle bankalardaki mevduat ve mevduat sahiplerinin sayısal oranları arasındaki dağılıma bir göz atalım. Ve, görelim ki; yüksek, hatta çok yüksek mevduat sahiplerinin toplam mevduat sahipleri arasındaki uçurum boyutu nedir. Bu durumun ekonomik adalet, sosyal adalet, vicdani adalet, ilahi adalet gibi somut-soyut hangi adalete uygunluğu konusunda bilgi sahibi olarak yorumunu yapalım.
İşte, resmi kaynakların verdiği bilgiler ışığında; Türkiye'deki gelir adaletinin mevduat yüzü!..
" Bankalarda mevduat hesabı olanların %0.5'i, tasarruf mevduatının %61.18'ine sahip.
" Bankalarda mevduat hesabı olanların %1.8'i, tasarruf mevduatının %84.25'ine sahip.
" Mevduat hesabı olanların %4.46'sı, tasarruf mevduatının %95.43'üne sahip.
" Bankalarda mevduat hesabı olanların %95.54'ü, toplam tasarruf mevduatının sadece %4.57'sine sahip.
Bu verilerin ayrıntılı detaylarına gelince;
" Bankalardaki toplam tasarruf mevduatı, 31.12.2013 tarihi itibariyle; 330.986.000.000 TL'dir. Toplam tasarruf mevduatı hesap sayısı ise, 123.553.921 TL'dir.
" Bankalardaki 100.000 TL üzerinde olan tasarruf mevduatı tutarı, toplam olarak 202.488.000.000 TL'dir.
" Bankalardaki 100.000 TL'nin üzerinde olan tasarruf mevduatı hesap sayısı, 621.582'dir.
" Bankalarda 25.000-100.000 TL arasındaki toplam tasarruf mevduatı tutarı 76.378.000.000 TL'dir. Bu miktarın ait olduğu tasarruf mevduat hesap sayısı ise, 1.576.680'dir.
" Bankalarda 5.000-25.000 TL arasındaki toplam tasarruf mevduatı tutarı 36.994.000.000 TL'dir. Bu miktarın ait olduğu tasarruf mevduatı hesap sayısı ise, 3.316.294'dür.
Bu demektir ki;
" Türkiye'de kamu, özel ve yabancı sermayeli bankalardaki mevduat hesabı olanların %0.5'i, toplam tasarruf mevduatının %61.18'ine sahiptir.
" Bankalarda mevduat hesabı olanların % 1.8'i, toplam tasarruf mevduatının %84.25'ine sahiptir.
" Bankalarda mevduat hesabı olanların %4.46'sı, toplam tasarruf mevduatının %95.43'üne sahiptir. Bankalardaki mevduat hesabı olanların %95.54'ü ise, toplam tasarruf mevduatının yalnızca %4.57'sine sahiptir. İşte; Türkiye'deki gelir adaletinin mevduat yüzü!.. Yorumsuz, kamuoyunun bilgilerine sunuyorum.
Ülkemizdeki 'Gelir Adaleti'nde durum böyle ise, diğer ekonomik konuların tartışılması teferruattır. Ancak; öyle sorunlar vardır ki, çözümü teferruatların satır aralarında gizlidir. Örneğin; bir başbakan bir yurttaşının demokratik isyanı karşısında, 'Ananı da, alda git' demiş ise, veya bir vali demokratik bir gösteride slogan atan bir vatandaş için polislere, 'Alın o gevatı' diyor ise, bu anlayıştan bir cacık olmaz.
Bu nedenle, gelin biraz da ayrıntılardan söz edelim. Mesela, son günlerde kontrolü sağlanamayan 'Gıda Fiyatları' ve bundan en çok etkilenen toplumsal kesimler nelerdir?
Bu konuda da, yine THD Genel Merkezi'nin yaptığı bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
" Gıda fiyatlarındaki artış emeklileri ezdi!..
Son bir yılda, özellikle de emeklilerin gıda da satın alma güçleri düştü. Mayıs 2014 sonu ile Mayıs 2015 sonu itibariyle, son bir yıllık dönemde emekli memur ve emekli öğretmenlerin 63 temel gıda maddesinde, emekli işçilerin 52 temel gıda maddesinde, çalışan asgari ücretli işçilerin ise 34 temel gıda maddesinde satın alma güçleri düşmüş ve yoksullaşmışlardır.

TÜİK verilerine göre, Mayıs 2014 - Mayıs 2015 sonu itibariyle gıda fiyatlarındaki artış yüzdesine şöyle örnek verebiliriz: mercimekte yüzde 43.4, dana etinde yüzde 28.6, zeytinyağında yüzde 75, çayda yüzde 21.7, kuru soğanda yüzde 38.3, yeşil soğanda yüzde 37.5, domateste yüzde 71.7, taze fasulyede yüzde 36.4, bezelyede yüzde 40.9, fındık içinde yüzde 68, ceviz içinde yüzde 25.2 artış olmuştur.
" Gıda yoksulluğu ve açlık artıyor!..
Gıda fiyatlarında yıllık ortalama artış %14.70 olmasına rağmen, Mayıs 2014 -Mayıs 2015 döneminde çalışan tüm memurlar ile emekli memur ve öğretmenlerin maaşı %3 artmıştır. Aynı dönemde emekli işçinin maaşı %8.16, çalışan asgari ücretli işçinin maaşı ise %12.18 artmıştır. Zaten yoksulluk ve açlık sınırında yaşayan tüketiciler, en temel ihtiyacı olan gıda harcamalarından keserek, diğer zorunlu harcamaları olan kira, yakıt, elektrik, su, ulaşım ve çocuklarının eğitim giderlerini karşılamaya çalışmaktadırlar.
Bugün itibariyle, ülkemizde TÜİK'in açlık ve yoksulluk rakamı ile TÜİK'in eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarını karşılaştırdığımızda halkın yüzde yetmişten fazlasının yoksulluk sınırında, 14-15 milyon dolayında kişinin ise, açlık sınırında yaşadığı görülür. Türk-İş'in açlık ve yoksulluk rakamlarını dikkate alırsak; 54-55 milyon kişinin açlık sınırında, halkın yüzde doksandan fazlasının ise yoksulluk sınırında yaşadığı görülür.
Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenemeyen çocuklar, gençler ve halk kaçınılmaz olarak çeşitli hastalıklara yakalanmaktadırlar.
" Halk için değil, rant için uygulanan tarım ve gıda politikaları halkı açlığa sürüklüyor!..
Dünyada gıda fiyatları düşerken, mükemmel bir coğrafyaya sahip olan Türkiye'de gıda fiyatlarının artması, uygulanan tarım ve gıda politikalarının ne kadar yanlış olduğunun yanı sıra halk için değil, rant için uygulandığının çok açık bir göstergesidir. Halk için değil, rant için uygulanan tarım ve gıda politikaları halkı açlığa sürüklüyor!..

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol