GAZETECİLİK

10 Ocak, 1961 Anayasası ile 'Çalışan Gazeteciler Günü' olarak girmiş basın tarihine. Gelişen, modern ve teknolojik ilerlemelerin yaşandığı dünyamızda, gazetecilik adına anma-kutlama gibi etkinliklerin yapılması oldukça gecikmeli başlamıştır. Nedenini bilmiyorum ama, globalleşen dünyamızın sosyal, demokratik, ideolojik iletişim ve dayanışma aktivitelerinin en önemli aktörleri olan gazetecilere bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Toplumların bilgilenme, haberdar olma, yorumlayıp müdahil olma haklarının talepleriyle birbirini tamamlayan nitelikteki gazetecilik, günümüz dünyasında baskı, zulüm, işkence, korkutma vb. faşizan ilkelere dayanan yönetimlerden oldukça çok olumsuz etkilenmiştir.
Bir ülkede görev yapan gazeteciler, çalışmalarını zorlanmadan ve mutluluk içinde yapıyorlar ise; bilin ki, o ülkede yaşayan halk ve toplumlar da mutludur.
Tüm çalışan gazetecilerin 'Gazeteciler Günü'nü yürekten kutlarım.
ÇED MESELESİ…
Geçtiğimiz hafta sonu, Kırklareli Üniversitesi Kültür Merkezinde, TBB ile Kırklareli BARO'su ortaklaşa, Çevre ve Kent Hukuku Komisyonunca organize edilen 'Doğal Varlıklar ve Çevresel Etki Değerlendirmesi' semineri gerçekleştirildi. Bu organizasyonda emeği geçenleri kutluyorum.
Zira; ÇED meselesi, tüm insanların yaşadıkları yöre, bölge, ülke, hatta dünyayı çok yakından ilgilendiren mevzuatların hukuksal tanımıdır. Çevre meselesi ile ilgili hukuksal düzenlemeler, sorunlarla karşılaşma son elli yıldan bu yana fark edilir olduğundan, dünyada olduğu gibi ülkemizde de henüz daha çok yenidir.
Resmi Gazete'de 11/08/1983 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 'Çevre Kanunu'nun fiilen uygulanması için gerekli olan en önemli yönetmeliği, 'ÇED Yönetmeliği'dir ve bu yönetmelik tam 10 yıl sonra 1993'te yayınlanabilmiştir. Ve de, bugüne kadar gelen kısa sürede 20 değişiklik yapıldı. Her değişiklikle biraz daha deforme edilerek, çevrenin korunması yerine sanayicinin, girişimcinin, sermayenin, rantçının çıkarlarına hizmet içeriği ve kapasitesi genişletilerek etkinliği arttırıldı.
Evet, son Çevresel Eki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliği ile, başta halkın katılımı gibi olmazsa olmaz çevresel denetim olanakları ortadan kaldırılarak, sahibinin sesi ÇED Hazırlama Kuruluşları ile doğa, doğal kaynaklar ve ekolojik dengelerin, yok edilme ortamları hazır hale getirilmiştir.
Bilim ve teknolojik olanaklarla gelişmekte olan insan ve canlı yaşamları ile, var oldukları çevresel ortamı korumanın tek yolu; sürdürülebilir kalkınmanın esas alınacağı, doğal yaşam koşullarından asla ödün verilmeyecek yeni yasal düzenlemelerin yapılması ile mümkündür. Zira; çürük bir zemin ve temel üzerinde sağlam bir yapı olamaz.
TEKNİK ELEMANLARIN İSYANI…
TMMOB Üyelerinin haklı mücadelesinden, bir önceki yazımda da kısaca bahsetmiştim. Artarak devam eden mücadele karşısında, iktidardan hiçbir ses yok. Sayıları, 500 bin civarında olan ve istese, hayatı kilitleyecek sayısal, siyasi ve yaşamsal güç ve niteliklere sahip teknik elemanlar karşısında hükümetin duyarsızlığını anlamak mümkün değil. Eskilerin dediği gibi bunlar ya dayak yememişler, ya da bu arabesk neoliberal piyasa düzenini içselleştirmiş olan bir avuç teknik eleman ile işi yürüteceklerini sanıyorlar.
Sonuç olarak; piyasa anlayışını benimseyen mühendis ve mimarlar da, kendi gelecekleri ile bugün mücadele eden meslektaşlarının talepleri aynı olduğunu birgün göreceklerdir. Torbadan çıkacak yeni yasa ile getirilecek olan;
"İşçi sağlığı ve İş Güvenliği alanında…
"Yapı Denetimi alanında…
"Yapılaşma ve Meslek Hakları alanında…
"Tarihi, Doğal, Kültürel Çevreyi ve Özel Mülkiyetlerimizi ilgilendiren alanlarda…
Altyapısı hazırlanan yalana, talana, yıkıma, yağmaya karşı, bugün birlikte davranmış olsalar; emek, barış, özgürlük mücadelesi verenler, hakları olan zafere daha kolay ulaşırlardı. Unutulmamalı ki; mücadele edenler mutlaka zafere ulaşmayabilir. Ancak, zafere ulaşanlar mutlaka mücadele edenlerdir.
YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI ŞÖYLE OLMALIDIR…
Kentin katı atık (çöp) sorununu, çevre sorunu olmaktan çıkarmanın ve bertaraf konusunda çevre ve insan sağlığı için ideal bir çözüm geliştirmenin tek ve en ekonomik yolu, kaynağında ayrıştırmaktır. Bu konuda kafa yorulması ve emek harcanması talep edilir.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 14.01.2015
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol