GALATASARAY SONUNDA

Romanya takımının karşısında Galatasaray'ı izlerken ilk olarak keyif aldık ve tuttuğumuz takımın güzel futbolu karşısında umutlandık.
Geçen yıl öyle böyle şampiyon olunmuştu tamam da...
Bu yıl, lig başladığından bu yana Galatasaray'ın bir tek maçından, hiç keyif almamış, hiç umutlanmamıştım.
Ne ilk maçında Kasımpaşa'yı yenmesinden ki o da hakemin itiklemesi, koruması, kollamasıyla olmuştu...
Ne Beşiktaş'la berabere kalırken, ki o da aynen Kasımpaşa maçı gibiydi...
Ne de ligin yeni takımlarından Akhisar'ı, ellerini kollarını sallaya savura, asfalt yolda göbek ata ata yürürcesine yendiklerinde...
Bir de baktık ki, karşılarına adam gibi oynayan takımlar çıkınca yenilmekten, en iyisi berabere kalmaktan bir türlü kurtaramamışlardı kendilerini.
Mençistır karşısında da "Yenildik ama ezilmedik!" martavalıyla avunmuşlardı, taraftarını da avutmaya, aldatmaya kalkışmışlardı.
Arenada, koskoca statta, kendi seyircisi önünde, bir takıma 2-0 yenildiklerinde, nasıl anlatabilirlerdi hezimetin nedenini, bunun mantığını nasıl açıklayabilirlerdi?
Yine Rumen rakiplerinin karşısında, yağmur raksında, "Sulugölü Balesi"nde son anda berabere kalabilmelerini de aynı biçimde, nasıl yutturabilirler?
Hiç keyif almıyor, hiç umutlanamıyor, sevinemiyorduk şu son maça gelene kadar, 7 Ekim akşamına kadar.
Hem de yabancı sahada...
Hem de kendi sahasında yenemediği bir takıma karşı 3 gol atarak...
Sevindik 7 Kasım gecesi.
Bilemedik, bizi sevindiren neydi.
Fatih Terim'in bir tılsımı var mıydı bilmem sonuçta?
Yoksa baştan sona Burak Yılmaz'ın kişisel başarısı ve becerisi mi?
Sonuçta...
Sonuç olarak...
Taraftarı olarak...
İyi bir Galatasaray izlemek istiyoruz artık.
Aynen...
İyi bir Türkiye istediğimiz gibi.
İyi bir CHP istediğimiz gibi.
Hakkımız vardır, hak ediyoruzdur sanıyorum.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol