Eşitlik ve Özgürlük Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz, İsyanımızı Büyütüyoruz!

Kırklareli Kadın Dayanışması her geçen gün artan kadın cinayetleri doğrultusunda geçtiğimiz gün Kırklareli Merkez Dingiloğlu Parkı önünden yürüyüşle başlayıp Saatli Kule önünde son bulan bir organizasyon gerçekleştirdi. 

Düzenlenen organizasyonda yapılan basın açıklamasını Kırklareli Kadın Dayanışması adına Mine Sobacı gerçekleştirdi. Sobacı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen sisteme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız. 25 Kasım 1960'da Do-minik Cumhuriyeti'nde faşist Trujillo diktatörlüğüne direndikleri için katledilen Mirabel Kardeşlerin anısını devralan biz kadınlar; şiddetin kaynağında erkek egemen siyasetin uygulamaları, kapitalizmin sürdürülebilirliği için kullanılan tüm araçlar, eşitsizlik, dinselleştirme ve savaş politikaları ile yeniden üretilmekte olan ataerkil güç ilişkilerinin var olduğunun bilinciyle mücadelemizi büyütüyoruz. Kadınlar her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek ve erkek devlet şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam etmektedir.

Dünyada ve ülkemizde milliyetçi muhafazakâr iktidarlar, pandemiyi de fırsat bilerek kadın kimliğine dönük saldırılarını arttırırken, AKP iktidarı tekçi, gerici ve cinsiyetçi temelde oluşturmayı tasarladığı yeni toplumsal düzenin inşası için, kadın kazanımlarını zayıflatmayı temel almış, baskı mekanizmalarını tümüyle seferber ederek kadınları ev içinde ve kamusal alanda silikleştirmeye dönük saldırılarına hız vermiştir. İstanbul Sözleşmesi'nin bir gece yarısı feshinden sonra şimdi de 6284 sayılı yasa gibi şiddeti önlemede etkili yasal kazanımlar hedef gösterilmekte ve yargının cezasızlık politikası kadına yönelik şiddetin artmasına neden olmaktadır. Bu cezasızlıktan güç ve cesaret alan erkekler "gücüm yettiği için hedef aldım" diyebilecek cürette ve biz kadınları akıl almaz yöntemlerle katletmeye devam etmektedir. Erkeklerin uyguladığı her türlü şiddete cezasızlık ile kadınlara yönelik şiddet desteklenirken kadınların kendi hayatlarını savunması en ağır biçimde cezalandırılmaktadır.
Kadın emeği ve yaşamı üzerinde denetim kurmaya çalışan iktidarın kamusal alanı dinselleştirerek, Türk İslam sentezli bir kamusallık yaratma hevesi de her fırsatta açığa çıkmaktadır. Üç beş çocuk baskısı, kadın ve aile bakanlığının dönüştürülmesi, kürtaj ve sezaryen yasaklama girişimi, kürtajı kamu hastanelerinde imkânsız hale getirme, şiddet uygulayan erkekle arabuluculuk uygulamasını hayata geçirmeye çalışmak, boşanmayı zorlaştırma raporları, nafaka hakkını gasp etme kampanyaları, AKP’nin kadınları sistematik olarak aileye mahkûm etme çabalarını gösteriyor. Yine yasal düzenlemelerle çocuğun cinsel istismara maruz kalması durumunda somut delil aranması, evlilik yaşının düşürülerek çocuk yaşta evlikleri yasalaştırma çabaları, 5. yargı paketiyle" icra yoluyla çocuğu görme devri artık bitiyor "diyerek çıkardıkları, çocuğun yararını ve kadının güvenliğini gözetmeyen değişiklikler kadın ve çocuk düşmanı uygulamalara devam etmelerinin bir sonucudur.
Emperyalist savaşlar sonucunda birçok kadın ve çocuk mültecileşirken ırkçılık ve yabancı düşmanlığı yanında cinsel şiddet tehlikesiyle de karşı karşıya. Mültecilik dünya halklarının kanayan yarası olmaya ve en çok da kadın ve çocukları vurmaya devam ediyor. İŞİD, Taliban gibi bizzat emperyalistler tarafından beslenmiş desteklenmiş cihatçı çeteler bulundukları her yerde tehdit olmaya devam ediyorlar.
Biz kadınlar şiddete, sömürüye karşı, yaşamın özgür özneleri olma mücadelesini uzun yıllardır ve aralıksız bir biçimde sürdürüyoruz. Kadın hak ve özgürlüğüne dair bugün ne varsa kadınların yıllardır yürüttüğü mücadelenin sonucu olduğunun farkındayız.
Pandemiyle ekonomik kriz bileşkesinde ilk işten çıkarılanlar kadınlar olmakta, kadın yoksulluğu ve işsizliği her geçen gün artmaktadır. Ekonomik kriz çalışma yaşamında var olan cinsiyet eşitsizliğini derinleştirirken, artan kadın işsizliği ve yoksulluğuna dair hiç bir önlem alınmamaktadır.
Pandemi boyunca da ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılırken, daha fazla yoksullaşıp, işsizleşip, güvencesiz- kayıt dışı çalışma koşullarında sömürülürken, istihdamdan kopup hane içi tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda kalırken, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamaya zorlanırken, çözüm üretmek yerine kadına yönelik şiddeti ve istismarı meşru gören bu anlayışı, ürettiği politikaları ve uygulamalarını kabul etmiyoruz. Biz kadınlar toplumsal alanın her aşamasında varız ve var olmaya devam edeceğiz. Dünya emeğimiz üzerinde dönüyor. Hayatlarımıza ve emeğimize sahip çıkmaya her koşulda devam edeceğiz.
Yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz;
”kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir” ve bu şiddeti önlemenin en önemli yolu da kadın mücadelesinden ve kadın dayanışmasından geçer.
Bugün çok daha güçlü ve çok daha örgütlü olarak hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyor ''Eşitlik Ve Özgürlük Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz İsyanımızı Büyütüyoruz!
Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz ve bir kez daha hep birlikte;
• • İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz!
• • Güvenceli İş Güvenli Gelecek Talebimizden Vazgeçmiyoruz!
• • Örgütlenme Özgürlüğü Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz!
• • Barış İçinde Yaşama Talebimizden Vazgeçmiyoruz!
• • Şiddetsiz Bir Yaşam, Eşitlik, Özgürlük, Adalet, Demokrasi, Barış, Laiklik Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz!
• • Eşitlik Ve Özgürlük Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz İsyanımızı Örgütlüyoruz!
- Yaşasın Kadınların Örgütlü Mücadelesi! Yaşasın Kadın Dayanışması” (E.Baycan)

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. TEYZELERİM ABLALARIM KARDEŞLERİM HANFENDİLER SEVGİLİ KADINLAR PSİKOLOĞA GİTMEK AYIP DEĞİL. KENDİNİZİ BÖYLE REZİL ETMENİZE GÖNLÜM RAZI GELMİYOR. EĞER Kİ BİZ İDDİALIYIZ DİYORSANIZ BİZE ACIYIN VE YANSITTIĞINIZ SİZİN YERİNİZE UTANIP YERİN DİBİNE GİRME HİSSİNİNİN BOMBARDIMANINDAN BİZİ KURTARIN. SENE 2021 VE SİZ HALEN YIRTIKLIĞIN PRİM YAPTIĞINA İNANAN BİR KİTLESİNİZ...

  2. Kadınları yırtıklıkla isimlendiren bu köprüaltılı kendini doğuranın da bir kadın olduğunu unutmuş.