Erdoğan; "OHAL kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değil, tam tersine bu değerleri koruma ve güçlendirme amacına yöneliktir"

15 Temmuz tarihinde gerçekleşen hain darbe teşebbüsünün ardından, yaşanan gelişmeler neticesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm ülke genelinde "Olağanüstü Hal" (OHAL) ilan edildiğini belirtti. Dün itibariyle başlayan OHAL
kapsamında 81 ilin Valisi süper yetkili oldu…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY terör örgütünün tüm unsurlarıyla ve süratle bertaraf edilebilmesi için Türkiye'de anayasanın 120. maddesi uyarınca 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından bir basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan basın mensuplarına, başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"Ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarım, dünyanın dört bir yanında gönlü ve gözü Türkiye'ye kilitlenmiş sevgili dostlar, aziz kardeşlerim; sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum" sözleri ile konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin; 15 Temmuz akşam saatlerinden itibaren tarihinin en kritik günlerinden birini yaşadığını söyledi.
Türkiye'nin ve milletin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanmış bir grubun, emir-komuta zinciri dışına çıkarak darbe girişimi başlattığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fethullahçı terör örgütü üyesi oldukları anlaşılan bu grup, uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, silahlarla devlete ve millete karşı saldırıya geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT yerleşkesi, Boğaziçi Köprüsü ve çeşitli askerî birimlerimiz yoğun saldırı altında kalmıştır" diye konuştu.
"Darbecilerin silahları da, uçakları da işe yaramadı"
Kendisinin ve hükûmetin kararlı duruşu, milletimizin darbe girişiminde bulunanların karşısına cesurca dikilmesi, güvenlik güçlerinin etkili müdahalesi sayesinde bu teşebbüsün amacına ulaşamadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Milletimizin ülkesine ve iradesine kararlı bir şekilde sahip çıkması karşısında darbecilerin silahları da, tankları da, helikopterleri de, uçakları da işe yaramamıştır. Asker elbisesi giymiş teröristler karşısındaki dik duruşlarıyla memleketine ve geleceğine sahip çıkan milletimiz, gece boyunca kahramanlık destanları yazmıştır. Gencinden yaşlısına, işçisinden patronuna, köylüsünden şehirlisine kadar milletimizin tüm fertleri darbeciler karşısında tek vücut olmuştur. Darbe teşebbüsünde bulunan hainlerin karşısına dikilen vatandaşlarımız gözlerinin önünde onlarca kişi vurularak şehit olurken, yaralanan birçok kardeşimiz de bütün bu şehit olan kardeşlerimizi o yaralı hâlleriyle kurtarmak gayreti içerisine girmiş, sabaha kadar kararlı bir şekilde direnişlerini sürdürmüşlerdir. Hamdolsun, kendisini bu vatanın bir evladı, bu milletin bir ferdi olarak hisseden herkes darbe girişiminin karşısında yer almıştır."
Milletin 1960 darbesinde Menderes ve arkadaşlarına sahip çıkamamanın üzüntüsünü yıllarca yaşadığını, 1980 darbesinde 'bir sağdan, bir soldan' anlayışıyla darağaçlarına gönderilen gençlerine sahip çıkamayan toplumun acısının hâlâ taze olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz 2016 tarihi, bu kötü gidişe dur denilen bir dönüm noktası olmuştur. Ülkemiz tarihinde ilk defa bir silahlı darbe girişimi milletin bizzat kendisi tarafından akamete uğratılmıştır. Türkiye, demokrasi ve hukuk devletine olan bağlılığını, vatandaşlarının canı pahasına ispat etmiştir" dedi.
Darbe girişiminde bulunanların açtıkları ateş sonucu sivil vatandaşlardan, polislerden ve askerlerden 246 masum insanın hayatını kaybettiğini, 1536 masum vatandaşın yaralandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, yaralılara da acil şifa temennisinde bulundu.
"Milletimle iftihar ediyorum"
Hiçbir siyasi partili ayrımı yapmaksızın cumhurun başkanı olarak milleti ile iftihar ettiğini, milletin bütün engelleri aşarak demokrasi tarihine bir kahramanlık destanı yazdığını ve bunun böyle anılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: "Aziz vatandaşlarım, darbe girişiminin haber alındığı andan itibaren Cumhurbaşkanı olarak Başbakanımızla, bakanlarımızla, Emniyet Teşkilatımızla, Silahlı Kuvvetlerimizin darbecilere karşı duran komutanlarıyla çok yakın bir çalışma içinde olduk. Tüm tehlikeye ve tehditlere rağmen derhâl İstanbul'a giderek milletimle birlikte darbecilerin karşısında dimdik bir duruş sergiledik. Milletimizin dirayeti ve kararlılığı karşısında darbe girişimi ertesi gün akşam olmadan tamamen bertaraf edilmiştir."
Olağanüstü hâl ilanı
Bugün önce Millî Güvenlik Kurulu ardından da Bakanlar Kurulu toplantılarını gerçekleştirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millî Güvenlik Kurulu üyeleri olarak yaptığımız kapsamlı değerlendirme sonunda, darbe girişiminde bulunan terör örgütünün tüm unsurlarıyla ve süratle bertaraf edilebilmesi için ülkemizde Anayasamızın 120. maddesi uyarınca olağanüstü hâl ilan edilmesini Hükûmete tavsiye etme kararı aldık. Bakanlar Kurulumuz da bu tavsiye doğrultusunda Türkiye'de 3 ay süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesini kararlaştırdı" açıklamasında bulundu.
Anayasa'nın 120. maddesinin; ülkede demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketleri olması durumunda olağanüstü hâl ilan edilmesine imkân sağladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Olağanüstü hâl ilanının amacı, ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gereken adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmektir" şeklinde konuştu.
Bu uygulamanın kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı olmadığını, tam tersine bu değerleri koruma ve güçlendirme amacına yönelik olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşadığımız darbe girişimi Türkiye'de kimlerin canları pahasına demokrasinin ve hukuk devletinin yanında olduğunu, kimlerin de diktatörlük peşinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Hükûmetimiz, siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin emir-komuta kademesi ve elbette en önemlisi milletimiz tercihinin daima demokrasiden yana olduğunu göstermiştir. Bu vesileyle, 15 Temmuz gecesinden itibaren meydanları, sokakları doldurarak devletinin ve hükûmetinin yanında olduğunu haykıran tüm vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Partisi, siyasi fikri, inancı ne olursa olsun tankların karşısında dikilen her bir vatandaşım benim gözümde Mehmet Akif'in ifade ettiği gibi: 'İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür / İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.' Onlar gerçekten o imanlarıyla o tankların karşısında durdular ve şahadete koştuklarını haykırdılar."
Namluların karşısında dimdik duranların arasında beraber yıllarca çalıştığı arkadaşlarının olduğuna; önüne, arkasına bakmadan paletlerin altına yatan 32 yaşındaki genç bir kadının şehadete yürüdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar işte bir bayanı tankla ezecek kadar alçak, bu denli namussuz, bu denli vahşi… Ama o hanım kardeşim benim şahadet şerbetini yudumladı ve oraya yürüdü. Durmadılar, ama milletim de durmadı. Onlarca insan vurulduğu hâlde saatlerce bulunduğu yeri terk etmeyen vatandaşlarımın her biri İstiklal Harbi kahramanlarımızın torunları olduklarını ispatlamışlardır" ifadelerini kullandı.
"Savaş uçakları, helikopterler tepesinde dolaşıp bombalar atmasına, ağır silahlarla ateş etmesine rağmen sokakları, asker kılıklı teröristlerin hedef aldıkları yerleri boşaltmayan kardeşlerimin kahramanlığını ifade edecek kelime bulamıyorum" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe girişiminin bastırılmasının ardından başka birleri yeniden aynı cüreti gösteremesin diye günlerdir tüm şehirlerin meydanlarında demokrasi nöbeti tutan vatandaşların her biri isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdıklarını dile getirdi.
"Polisimizin fedakârlıkları her türlü takdirin üzerinde"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da Gölbaşı'nda bulunan Özel Harekât Daire Başkanlığı ile Ankara Emniyet Müdürlüğü binalarında görev yapanlar başta olmak üzere darbe girişiminde bulunanların ağır saldırıları altında kalmalarına rağmen tereddüt göstermeden görevlerinin başına koşan, mücadele eden polislerin fedakârlıklarının her türlü takdirin üzerinde olduğunu vurguladı ve "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde darbe girişimlerine karşı kararlı bir duruş sergileyen, bu uğurda şehit olan, yaralanan askerlerimizin sağlam duruşlarını da milletimiz asla unutmayacak ve onları sürekli hayırla yâd edecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Kendilerine yanlış emir veren, 'artık komutada bizdedir' diyeni, alnından öldürmek suretiyle daha sonra kendisi de şehit olan askerimizi Niğdeli kardeşimi de ben buradan hayırla yâd ediyorum, mekânı cennet olsun. Valiliklerimiz ve belediyelerimiz başta olmak üzere darbe girişimini haber aldıkları andan itibaren tüm imkânlarıyla, tüm güçleriyle devletlerinin ve milletinin yanında yer alan kurumlarımızın yöneticilerini de tebrik ediyorum. Aynı şekilde darbe teşebbüsü karşısında millet iradesinin yanında saf tutan tüm medya kuruluşlarımıza ve sivil toplum örgütlerimize de şükranlarımı sunuyorum. Aziz milletim, Türkiye tarihinin en güçlü devlet-millet birlikteliğini 15 Temmuz darbe girişimi karşısında ortaya koymuştur, milletimiz devletine, devletimiz de milletine sahip çıkmıştır."
"Bu millet kendi kaderini
belirlemeye muktedirdir"
Demokrasi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler konusunda hiçbir vatandaşın, hiçbir kurumun en küçük bir endişesi olmaması gerektiğinin altını çizerek, hükûmetin ilan ettiği olağanüstü hâlin bu değerleri onlara yönelik saldırılardan koruma amacı güttüğünü ve asli hedefinin bu olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin yaşadığı tehditle mukayese edilemeyecek derece küçük terör olayları karşısında benzer tedbirler alan Avrupa ülkelerine seslerini çıkartmayanların Türkiye'yi eleştirmeye, aldığımız bu kararı eleştirmeye kesinlikle hakları yoktur. Önce onlar kendilerine baksınlar. Biz kimseden ihsan istemiyoruz, sadece gölge edilmesin yeter. Bu millet kendi kaderini belirlemeye muktedirdir, bunu herkes böyle bilsin" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan alınan söz konusu kararla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Olağanüstü hâl ilanının sadece ve sadece ülkemizin karşı karşıya bulunduğu terör tehdidine karşı gerekli önlemlerin alınmasına; demokrasinin, hukuk devletinin, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik bir tedbir olduğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Özellikle ekonominin yurt içindeki ve yurt içindeki unsurlarının olağanüstü hâl uygulaması konusunda en küçük bir olumsuz çekinceleri, tereddütleri olmamalıdır. S&P Türkiye'nin kredi notunu BB+'dan BB'ye, görünümünü de durağandan negatife indirmiş. Türkiye'yle senin ne alakan var? Türkiye senin şu anda zaten üyen filan değil. Daha önce de bunları yaptın, biz dedik ki, 'bizim seninle alakamız yok' ve kestik ilişkiyi. Şu anda siyasi bir karar açıklıyor kendine göre, yani 'ben bunu açıklarsam acaba Türkiye'de yatırımlar durur mu?' S&P, boşuna uğraşma, bizimle hele hiç uğraşma, aynı şeyleri bundan önce de yaptınız tutmadı ve bugün de tutmaz. Biz kararlı bir şekilde yatırımlarımıza nasıl devam edeceğimizi göreceksin. Bak Osmangazi Köprüsü'nü açıktık, şimdi 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de açacağız, 20 Aralık'ta inşallah Avrasya Tüneli'ni Boğaz'ın altından onu da açacağız. Sizin gücünüz bizim bu yatırımlarımızın ne açılmasına, ne de yapılmasına yetmez, biz buna devam edeceğiz."
"Ekonomideki reformlar
kesintisiz sürecek"
Uluslararası kredi ve derecelendirme kuruluşu S&P'nin yaptığı değerlendirmenin Türkiye ekonomisinin gerçeklerini yansıtmadığına, ilgili kuruluşların böyle anları beklediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama şunu çok açık ve net söylüyorum: Bu süreçte Türkiye başta tasarrufların arttırılması konusundaki teşvikler olmak üzere, ekonomideki reformlarını kesintisiz sürdürecektir. Merkez Bankamız gayet güzel açıklamalarını, ön açıcı açıklamalarını da yaptı. Bundan sonra da kararlı bir şekilde yürüyeceğine inanıyorum. Piyasada herhangi bir likidite sıkıntısı söz konusu değil ve olmayacaktır da. Piyasaların kendi kuralları içindeki işleyişleri konusundaki hassasiyet, izlenen rasyonel ekonomi politikası çerçevesinde sürecektir. Her zaman söylüyorum, yine biz mali disiplinden asla taviz vermez, yolumuza böyle devam ederiz" değerlendirmelerinde bulundu.
"Silahlı kuvvetlerimiz
Valilerimizin emrinde"
Başkanlık ettiği Millî Güvenlik Kurulu ile Bakanlar Kurulu toplantılarında alınan kararların hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eyvah, şimdi olağanüstü hâl ilan edildi, yoksa bu süreçte artık valiler devreden çıkıp bu süreçte Silahlı Kuvvetler mi yönetime el koyacak?" şeklindeki endişelerin yersiz olduğunu ifade ederek, "Asla böyle bir şey söz konusu değil. Tam aksine valilerimizin yetkileri, iradeleri bu süreç içerisinde daha da artacak ve Silahlı Kuvvetlerimiz valilerimizin emrinde, onların yönetiminde bu süreci sürdüreceklerdir" diye konuştu.
"TSK içindeki virüsleri
temizleme mücadelesini sürdüreceğiz"
Bugüne kadar demokrasiden asla taviz vermediklerine, bundan sonra da vermeyeceklerine; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hükûmetinin emrinde, hükûmetiyle beraber hareket etme noktasında olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasını şu cümlelerle tamamladı: "Anayasamızın amir hükmü gereği, bu milletin seçmiş olduğu Cumhurbaşkanı olarak, Başkomutan olarak bizler de askerimizle beraber Silahlı Kuvvetlerimizin içerisindeki bütün o virüsleri temizleme mücadelesini sürdüreceğiz. Diğer kurumlarımızda, emniyette ve diğerlerinde bu tür virüsleri de görüyorsunuz temizleme süreci devam ediyor, kararlı bir şekilde bu da devam edecek. Çünkü adeta bir kanser virüsü gibi vücut metastaz oldu, bunu temizlemeye mecburuz ve bunu inşallah temizleyeceğiz ki milletimiz huzur bulsun, milletimiz geleceğe umutla bakmaya devam etsin. Ben milletime şunu hatırlatıyorum: Sakın endişeye kapılmayın, hiçbir endişeye yer yok. Türkiye bu badireyi hamdolsun atlattı ve bundan sonra da yatırımlarıyla beraber bu süreci güçlenerek devam ettirecektir. Hepinize en kalbi duygularla, şükranlarımı sunuyorum ve hepinizi Allah'a emanet ediyorum, kalın sağlıcakla."
OHAL nedir?
Olağanüstü hal "Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde" ilan ediliyor. OHAL süresince yetki hükümet ve bölge-il valilerinde olacak.
OHAL Kanunu'nun 27. maddesine göre, bölge valisi, olağanüstü halin gerektirdiği durumlarda mahalli idarelerin organlarınca alınacak kararlar ile tesis edilecek tasarrufların tamamının veya belli konulara ilişkin olanlarının; il merkezinde kendisinin, görevlendirilmesi halinde il valisinin ve ilçelerde kaymakamların onayı ile yürürlük kazanmasını kararlaştırabilecek. Anayasanın 121. maddesinde "Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarabilir.OHAL'e gerekçe oluşturan konularla sınırlı olabilecek bu KHK'lar Anayasa Mahkemesi'ne taşınamayacak. Kaynaklar, 4 gün olan anayasaya karşı işlenen suçlardaki gözaltı süresinin yeni düzenleme ile 8 güne çıkartılması konusunda kısa zamanda adım atılabileceğine işaret ediyor. OHAL Kanunu'na göre ise hükümet şunlarla yetkili olacak:
- Belirli yerlerde yerleşimi yasaklamak, belirli yerlere girişi, buralardan çıkışı sınırlamak, belli yerleşim yerlerini boşaltmak veya başka yerlere nakletmek.
- Öğrenime ara vermek, yurtlara süreli veya süresiz olarak kapatmak.
- Gazino, lokanta, birahane, meyhane, sinema, tiyatro ve benzeri eğlence yerlerini, otelleri, konaklama tesislerini denetlemek, bunların açılma-kapanma zamanını tayin etmek ve bu yerleri olağanüstü halin icaplarına göre kullanmak.
- Tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanmak, geçici olarak el koymak.
- Tehlike arz eden binaları yıkmak. Zaruri ihtiyaç maddelerinin dağıtımını düzenlemek.
- Temel ihtiyaçlarla ilgili tedbir almak. Bunları depolayın, fahiş fiyatla satanları için kapatma dahil önlem almak.
- Kara, deniz ve hava trafik düzenine ilişkin tedbirleri almak, ulaştırma araçlarının bölgeye giriş ve çıkışlarını kayıtlamak veya yasaklamak.
Olağanüstü hal ilanında; genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak, şiddet olaylarının yaygınlaşmasını önlemek amacıyla 9 uncu maddede öngörülen tedbirlere ek olarak aşağıdaki tedbirler de alınabilir:
a) Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak,
b) Belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini yasaklamak,
c) Kişilerin; üstünü, araçlarını, eşyalarını aratmak ve bulunacak suç eşyası ve delil niteliğinde olanlarına el koymak,
d) Olağanüstü hal ilan edilen bölge sakinleri ile bu bölgeye hariçten girecek kişiler için kimlik belirleyici belge taşıma mecburiyeti koymak,
e) Gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilanı ve benzerlerinin basılmasını, çoğaltılmasını, yayımlanmasını ve dağıtılmasını, bunlardan olağanüstü hal bölgesi dışında basılmış veya çoğaltılmış olanların bölgeye sokulmasını ve dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak; basılması ve neşri yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş ve benzeri matbuayı toplatmak,
f) Söz, yazı, resmi, film, plak, ses ve görüntü bantlarını ve sesle yapılan her türlü yayımı denetlemek, gerektiğinde kayıtlamak veya yasaklamak,
g) Hassasiyet taşıyan kamuya veya kişilere ait kuruluşlara ve bankalara, kendi iç güvenliklerini sağlamak için özel koruma tedbirleri aldırmak veya bunların artırılmasını istemek,
h) Her nevi sahne oyunlarını ve gösterilen filmleri denetlemek, gerektiğinde durdurmak veya yasaklamak, i) Ruhsatlı da olsa her nevi silah ve mermilerin taşınmasını veya naklini yasaklamak, j) Her türlü cephaneler, bombalar, tahrip maddeleri, patlayıcı maddeler, radyoaktif maddeler veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler ve boğucu gazlar veya benzeri maddelerin bulundurulmasını, hazırlanmasını, yapılmasını veya naklini izne bağlamak veya yasaklamak ve bunlar ile bunların hazırlanmasına veya yapılmasına yarayan eşya, alet veya araçların teslimini istemek veya toplatmak,
k) Kamu düzeni veya kamu güvenini bozabileceği kanısını uyandıran kişi ve toplulukların bölgeye girişini yasaklamak, bölge dışına çıkarmak veya bölge içerisinde belirli yerlere girmesini veya yerleşmesini yasaklamak,
l) Bölge dahilinde güvenliklerinin sağlanması gerekli görülen tesis veya teşekküllerin bulunduğu alanlara giriş ve çıkışı düzenlemek, kayıtlamak veya yasaklamak,
m) Kapalı ve açık yerlerde yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak, ertelemek, izne bağlamak veya toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılacağı yer ve zamanı tayin, tespit ve tahsis etmek, izne bağladığı her türlü toplantıyı izletmek, gözetim altında tutmak veya gerekiyorsa dağıtmak,
n) İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet aktinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek,
o) Dernek faaliyetlerini; her dernek hakkında ayrı karar almak ve üç ayı geçmemek kaydıyla durdurmak.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol