EMEĞİN ÇİÇEĞİ

Gündüzün demini içer içmez gece seriverir üstümüze o siyah perdesini.
Günün yorgunluğu hüküm sürse de, düşünceler gecelerin çok, çok ötesindedir. Bazen yalnızlığımızı doldurup kadehlere içerken sessizliğin kollarında, dalıp gideriz çok, çok uzaklara. Bazen uzakları yakın eden düşünceler gelip bağdaş kurar bu günün yankılarına.
Ben bilgisayarımın başına geçmiş paylaşırken içimden geçenleri, ansızın çalan telefon, gelen mesajlar alır düşüncelerimden beni.
Yüzlerini görmediğim ama o tanıdık seslerle geceler yol alıverirken gündüzlere emeğimin çiçek açmış duyguları hafif bir gülümseme ile uyanır sabah seherinde.
"Şiirlerinizle hayat buluyorum,"
Köşe yazılarınız çok eğitici, süper, gibi gönül okşayan sözler güç verir kalemime.
Mesela geçenlerde, yolda rastladığım biri önümde saygıyla eğilerek sizi resminizden tanıdım, siz o, heyecanla beklediğim köşe yazılarının sahibisiniz, sakın ama sakın vazgeçmeyen sizleri sererek okuyoruz demesi hoşuma gitmedi desem yalan olur. Kimliğini bilmesem de o bir vatandaştı ve özgürce fikirlerini bildirip önümde yeniden saygıyla eğilip gitse de, bende yarattığı heyecan sürüyordu. Bir emeğe saygı duymak, verilen emeklerin çiçeklenmesine yol açar. Kim ne iş yaparsa yapsın hizmetimiz bu ülkeye, çok sevdiğimiz vatanadır.
Bu durum karşısında, hepimiz hepimizin yaptığı işe saygıyla yaklaşmalı kimse kimsenin yaptığı işi hor görmemeli, çünkü sevgi ile yapılan her şey güzeldir diye düşünüyorum. Her sabah kahvaltı masamıza gelen sıcak ekmeğin soframıza gelene kadar nice işlemlerden geçerek, ne kadar emek teri ile yoğrulduğunu unutmamak gerekir.
Bir ayakkabıcı, bir temizlikçi, bir çiftçi, ressam, öğretmen, asker veya şair, yazar, kim olursa olsun, verilen emekler bizim içindir. Özellikle sağlığımızla ilgili emek verenleri asla unutmamalıyız, sağlık olmayınca hiçbir şeyin olmayacağını, olamayacağını da hepimiz anlarız en ufak bir rahatsızlık sonrasında bile.
Bunlar çok güzel düşünceler, sadece kalemle anmak değil her zaman saygı duyulması gereken şeyler.
Zaten sevgi emek değil midir, emekle yoğrulmayan hiçbir duygu uzun ömürlü olamaz.
Emek güneştir dünyaya ışık tutan, sıcacık duygudur gönülleri ısıtan.
Emek yolumuzda top, top çiçek, toprağa ekilen tohumdur, emektir bayrağımızda her an denizlerce dalgalanan.
Emeğin olmadığı yerde en yüce duygular bile kökleri havada bir ağaca benzer.
Emeğimizin çiçeğini sevdiklerimize gururla sunabilmek bizi biz eder.
Bazen Kırklareli dışında kaldığım ve gazeteye eserler gönderemediğimi sezen takipçiler hemen sarılıyorlar telefonlara. Önadım ve Kırklar Haber gazetesinin yazar ve sairlerinin eserlerini İnternette de keyifle okuyabildiklerine ayrıca minnettarlar
Bunlar çok güzel duygular, bizlere ilham ve güç veriyor. Bu durumda ben bu yazımın aracılığı ile Önadım yetkililerine sesleniyorum.
Bu gönül dolusu övgüleri Önadım ailesi adına kabul ediyorum. Bir gazetenin okuyucusu olmazsa eğer, o gazete gazetelikten çıkar.
Yazarlar içinde aynısıdır. Eğer yazılar okuyucuya ulaşmaz ise kendinden ötelere yol alınamaz.
Ne mutlu bizlere, yazdıklarımız "Önadım" ve "Kırklar Haber" gazetesi sayesinde okuyucuya ulaşabiliyor.
Böylesine okuyucu kitlemiz oldukça elbette bizlerde sevenlerimize gönül borcumuzu ödeyeceğiz. Okuyucumuza sunacağımız her damla, deryalar olarak dönecektir bizlere, bizlerde her geçen günle deryalarla çağlayacağız yüreklerine soldurmamak için gönül çiçeklerini.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol