ELEKTRİKTE KAYIP-KAÇAK KONUSU

21.Yüzyılın başından itibaren, dünyaya paralel olarak 'Tüketici Bilinci' ülkemizde de önemli gelişmeler kaydetti. Bu nedenledir ki, yurttaşlarımız kendisiyle doğrudan ya da dolaylı ilgisi bulunan ekonomik, sosyal, idari vb. ne kadar ilişki var ise, neden ve niçin olduğunu sorgulamaya başladı.
Bankacılık işlemlerini sorguladı… İletişim hizmetlerini sorguladı… Enerji kullanımını sorguladı… Doğal kaynakların tüketimi ve ekolojik çevre tahribatlarını sorguladı… Kısacası; aldığı ürün ya da hizmetin kalitesi, bedeli, atıklarından tutun da, yarattığı olumsuzluklara varana kadar ne varsa sorguladı.
Elektrik faturalarında tüketicilere yansıtılan kayıp-kaçak meselesi de, 2007 yılında ve böyle bir iklimde gündeme geldi. O günlerde, ülke genelinde yüz binlerce yurttaşımızın hukuksal açıdan haksız olduğuna karar verilen bu kayıp-kaçak bedellerine karşı demokratik isyan haklarını kullanarak 'Tüketici Sorunları İl Hakem Kurulları'na baş vurdu.
Bu hak arama girişimlerine karşı, dönemin EPDK başkanı 'yurttaşların yersiz davrandığını, bu ödeme kalemlerinin adını değiştirir yine alırız' diyerek, halkımızın bu haklı talebini 7 yıl ötelemeyi başardı. Zira; devlet büyüklerinin bu ve benzeri beyanatları nedeniyle, bütün Türkiye'de olduğu gibi ilimiz hakem kurulunda da vatandaşa bir açıklama bile yapmadan binlerce başvuru rafa kaldırıldı.
Ülkemizde istisnai olarak birkaç 'Tüketici Sorunları Hakem Kurulu' ve 'Tüketici Mahkemesi'nden cesaretli ve tüketici lehine olumlu karar çıktı. Ama, bilinçli tüketicimiz ve de onun örgütü mücadeleden yılmadı ve 2014 sonlarındaki 'Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' kararıyla bu konudaki haksızlıklara karşı, kavga yeniden başlatılmış oldu.
Buna karşılık, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun, dürüst tüketicilerden tahsil edilemez dediği, hukuk devleti ve adalet anlayışına aykırı bulduğu kayıp-kaçak bedelinin güvence altına alınmasını sağlamak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından bir 'Yasa Tasarısı' hazırlanmıştır.
Söz konusu yasa taslağından çıkarılacak gizlenmiş bazı çarpıcı mesajlara ise;
"KAYIP-KAÇAĞA GÜVENCE İÇİN TÜKETİCİLERİN YARGI HAKKI ELLERİNDEN ALINACAK, HAK ARAMALARI ENGELLENECEK.
"KAYIP-KAÇAĞA GÜVENCE İÇİN YASAL, İDARİ VE EKONOMİK FAŞİZM UYGULANMAK İSTENİYOR.
"DÜZENLENECEK YASA İLE DÜRÜST TÜKETİCİLER CEZALANDIRILACAK, ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETLERİ ÖDÜLLENDİRİLECEK.
Vb. gibi anlam içeren yorumlar yapıldı.
Tasarıda ayrıca, teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler ile kesme-bağlama maliyeti, sayaç okuma maliyeti gibi maliyetler de yasal güvence altına alınarak tüketicilere yansıtılacak.
Tasarıyla 6446 Sayılı 'Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17.maddesine eklenen fıkrada şöyle denilmektedir:
Kurul kararları yürürlükte olduğu müddetçe, kararlar uyarınca kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince yapılan uygulamalar, maddi hatalar hariç düzenleyici işlemin iptalinden bağımsız olarak dava konusu edilemez ve 'Tüketici Hakem Heyetleri'ne müracaat edilemez.
Söz konusu bedeller ile ilgili mahkeme ve tüketici hakem heyeti kararına istinaden dağıtım şirketleri ya da görevli tedarik şirketleri tarafından yapılan iadeler ve mahkeme kararında yer alan giderler, tarifeler yoluyla karşılanır.
Bilim insanlarının da belirttiği gibi, yasal düzenleme tamamen Anayasa'ya aykırıdır. Bu Tasarı ile hukuk devleti ve adalet anlayışı ayaklar altına alınmaktadır. Tasarı baştan sona Türkiye'nin de altına imza attığı 'Evrensel Tüketici Hakları'na aykırıdır. Kamu yararına aykırıdır.
Bu tasarıya karşı, 'Tüketici Hakları Derneği' genel merkezi ülke genelinde;
-Kayıp-kaçağın yasal güvence altına alınmasını değil, tüketicilerden alınmamasını sağlayacak bir yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. Bununla birlikte, 'Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' kararı doğrultusunda 2007 yılından itibaren bugüne kadar alınan kayıp-kaçak bedellerinin tüketicilere iade edilmesine ilişkin ayrıca bir yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. Bu iki yasal düzenleme isteğimizin kabulü ile birlikte, mevcut tasarının telafisi mümkün olmayan vahim sonuçlara neden olacağı ve tüketicilerin yargı hakkı ile hak arama hakkını ortadan kaldıracağı için kabul edilmemesi gerektiği konusunda, Enerji ve Tabi Kaynakları Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı, Başbakan ve tüm milletvekillerine mektup gönderme kampanyası başlattı.
Halkın yoğun desteğine ihtiyaç duyulan mektup gönderme kampanyası ile amaçlanan;
"KAYIP-KAÇAK BEDELİNİN SORUMLUSU OLMAYAN TÜKETİCİLERE YANSITILMAMASI,
"2007 YILINDAN BUGÜNE KADAR ALINAN KAYIP-KAÇAK BEDELLERİNİN ABONELERE İADE EDİLMESİNE İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER YAPILMASIDIR.
Ayrıca; bu mektupta, tasarının yasalaşması durumunda telafisi mümkün olmayan şu sonuçların doğacağına da değinildi:
a)Kayıp-kaçak bedeli yasal güvence altına alınarak dürüst elektrik tüketicileri ve aboneleri cezalandırılmış olacak. Dürüst elektrik aboneleri çalmadıkları, kullanmadıkları kaçak elektrik ile sorumlusu olmadıkları kayıp elektrik bedelini ödemek zorunda bırakılacak.
b)Tüketicilerin yargı hakkı elinden alınarak hak araması engellenmiş olacak.
c)Devam eden davalar geçersiz kılınacak. Tüketici Hakem Heyetleri'ne yapılan başvurular ile tüketici mahkemeleri ve icra müdürlüklerinde devam eden her türlü icra takibi, dava ve başvurular düşecek.
d)Anayasaya aykırı bir yasal düzenleme yapılmış olacak.
e)Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı hiçe sayılmış olacak.
f)Hukuk devleti ve adalet anlayışına aykırı bir sonucun doğmasına neden olunacak.
g)Türkiye'nin de altına imza attığı 'Evrensel Tüketici Hakları' hiçe sayılmış olacak.
h)Kamu yararı ortadan kaldırılmış olacak.
i)Elektriği çalan hırsızın üzerine gitmeyen ve kayıpları önlemek için yatırım yapmayan elektrik dağıtım şirketleri korunmuş ve ödüllendirilmiş olacak.
j)Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler ile kesme-bağlama maliyeti, sayaç okuma maliyeti gibi maliyetler de yasal güvence altına alınarak tüketicilere yansıtılacak, haksızlığa bir haksızlık daha eklenecek.
k)Vicdana aykırı bir sonucun doğmasına neden olunacak.
l)Kayıp-kaçağın önlenmesine engel olunacak.
YEREL YÖNETİM ANLAYIŞI ŞÖYLE OLMALIDIR…
İlimizde olduğu gibi, demografik büyümelerin en önemli olumsuzluğu; barınma, beslenme, sağlıklı su temini ve trafik sorununu beraberinde getirmesidir. Öncelik tespiti yapılarak, bu sorunların baş edilemez seviyeye gelmeden bilim ve aklı kullanarak planlı ve programlı bir çözümü gerekir ve bu kaçınılmazdır.
Yerel yönetim yetkililerinin bu şansı kaçırmamaları önerilmektedir.
Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 21.01.2015
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol