EKMEĞE YAPILAN ZAMMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), başta Ankara ve İstanbul olmak üzere tüm yurtta yapılan ekmek zamlarına tepki gösterdi. Genel Başkan Hasan Atak imzasıyla yapılan açıklamada; "Ekmeğe Ankara' da %33, İstanbul' da ise %25 oranında yapılan zammın ne ekonomik, ne de insani açıdan bir açıklaması olamadığı" ifade edilerek:
"Bu zam, dar gelirli emeklinin dulun, yetimin, geçim zorluğuyla boğuşan Ankaralının üç ekmeğinden birini İstanbullunun ise dört ekmeğinden birini almıştır. Üstelik Fırıncılar Federasyonu başkanının açıklamalarından bunun böyle kalmayacağı; içinde bulunduğumuz yıl Ankara'daki ekmeğin fiyatının da İstanbul gibi 1,25 Liraya yükseleceği anlaşılmaktadır. Ancak, ekmek maliyetlerinin en önemli kalemini oluşturan un fiyatlarında bir artış yoktur. Tam tersine sayın Tarım Bakanı'nın geçtiğimiz günlerde yaptığı açılamaya göre; 2014 yılında 868 TL/Ton olan buğday fiyatları 2015'te 19 milyon tondan yaklaşık 3,6 milyon ton artışla 22,6 milyon tona ulaşmış ve buğdayın fiyatı %3 düşüşle 845 TL/Tona inmiştir", denilmiştir.
TÜDEF açıklamasında tüketicilere seslenerek "ekonomi ve ticarette en büyük gücün 'tüketimden gelen güç'lerinin kullanılması"; ATO ve İSO'ya seslenerek üye fırınlara ekmek zammının fırıncılar odaları tarafından getirilmiş olduğu ve zamlı tarifenin ticaret odaları üyesi fırıncıları bağlamadığı belirtilerek; "Yasanızdaki 'tüketiciyi koruma göreviniz' doğrultusunda, bir sosyal sorumluluk örneği gösterilerek bu tanımı zor zammın" iptali talebinde bulunmuştur.
Daha önemlisi ise; TÜDEF, açıklamasında asıl görevin Tarım ve Ticaret Bakanlıklarına düşmekte olduğunu vurgulanarak şöyle denildi: "78 milyon tüketicinin ekmeği için ilgili tüm mercileri göreve çağırıyoruz. Serbest piyasa, başıboş piyasa anlamına gelmemektedir. Tarım Bakanlığı et, süt ve ekmek gibi bazı temel gereksinim maddelerinde sosyal devlet ilkesi doğrultusunda daha etkin bir şekilde piyasayı düzenleyici görev bir üstlenmelidir. Ulusal politikaların belirlenmesine geniş tüketici kesiminin etkin katılımı ve temsili sağlanmalıdır. Bu doğrultuda ulusal ekmek politikaları belirlenmelidir. Ticaret Bakanlığı ise, ekmek gibi bazı önemli gıda maddelerinin fiyatlarının ilgili esnaf odasınca tek taraflı belirlenmesine cevaz veren 507 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Yasası'nın 125 maddesini kaldırmalı, bunun yerine Evrensel Tüketici ve İnsan Hakları'nı öngören çağdaş düzenlemeleri getirmelidir" açıklamasında bulunmuştur.
Biliyorsunuz! Atalarımız demiş ki; "ekmekle oynanmaz"… hem iş olarak mecazi anlamdaki ekmekle, hem de temel gıda maddesi olan ekmekle oynamak hayra alamet değildir. Bedeli çok ağır olur. Bunun tarihte birçok örneği vardır ama, ben size birini anımsatmak istiyorum. Mısır'ın 70'li yıllara kadar bağımsızlık ve adaletten yana, halkının mutluluğuna saygılı lideri Cemal Abdül Nasır'dan sonra yönetimi eline geçiren Enver Sedat d önemi başladı.
Bu dönemde Sedat yönetimi İhvan'a (Müslüman Kardeşler) alabildiğine toleranslı davranmıştır.70'lere gelinceye kadar, İhvan'ın seslendiği taban esas olarak kentli ve eğitimli küçük-burjuvaziydi. Ancak, 70'li yıllarda IMF ve Dünya Bankası politikalarıyla yüz yüze gelen ve devlet kapitalizmini terk etmeye ve dışa açılmaya başlayan Mısır'da muazzam bir toplumsal dönüşüm yaşanmaya başlanmıştır.
Sedat hükümetinin Dünya Bankası'yla işbirliği içinde, kamu çalışanlarının ikramiyelerini kesmesi, ücretlerini dondurması ve temel gıda ürünlerine yapılan sübvansiyonları kaldırması sonucunda gıda fiyatlarının fırlaması, 1977'de yüz binlerce emekçinin sokaklara dökülmesine yol açtı. Mısır tarihine "Ekmek Ayaklanması" olarak geçen bu isyan, kanlı bir şekilde bastırıldı. 18-19 Ocak tarihlerinde gerçekleşen bu iki günlük isyanda, ordu sokağa dökülen halka saldırmış, 79 emekçiyi katletmiş, 800'den fazlasını da yaralamıştır.
Yoksul emekçilerin daha derin bir sefalete sürüklendiği bu dönemde, içlerinde çok sayıda İhvan üyesinin de bulunduğu kapitalistlerse 'serbest piyasa ekonomisi'nin nimetlerinden faydalanarak ceplerini doldurmuşlardır. İhvan üyeleri arasında da, büyük otellerin, holdinglerin, bankaların sahibi olanların sayısı artmıştır. Ve, bu da onların sonlarının başlangıcı olmuştur.
Gerçi bizim ülke insanımızın haksızlıklara karşı toplumsal tepki ve de mücadele vermesi yerine, birbirinin gözünü oymak, ayaklarının altına muz kabuğu koymak, bireysel ve yandaş çıkarını düşünmek, hatta barış, hak, adalet, özgürlük ve demokrasi isteyenlerin gözlerini kırpmadan yok edebilmek için elinden geleni arkasına koymayacak kadar akıl sağlığı yerinde değildir. Tabii ki, bu önyargılarımın hiçbiri emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları için geçerli değildir.
Ekmeğe yapılan zamların, aşağıdaki maliyet hesaplarına baktığımızda hiçte inanılır bir gerekçesi olmadığına göre; insan, acaba devlet 'yurttaşının sabrını mı sınıyor' diye düşünmekten kendini alamıyor.
EKMEĞİN MALİYETİ!..
Ekmeğin maliyet unsurları;
Ekmek maliyet hesabında önemli ve değişken olan; fırın tipi (döner tabanlı borulu), fırın kapasitesi, fırında çalışan işçe sayısı, sigortalı olup olmaması, fırın yeri ve kirası gibi hususların etkisi nedeniyle standart bir uygulama olamamaktadır.
Her ilde Fırıncılar Odasının hazırladığı gramaja göre maliyet tablosu Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından tasdik edilerek uygulamaya geçilmektedir.
Ekmekte maliyeti oluşturan unsurları aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz.
a) Un fiyatı %30-45
b) Genel imalat giderleri %20-30
c) İşçilik ve yasal yan ödemeler %15 - 30
d) İmalatçı karı %10-25
e) Bayi karı %10-20
f) Katma değer vergisi %1
Bunları ayrı ayrı incelediğimizde;
a) Un fiyatı: Ekmek yapımında kullanılan un; TS 4500 Un Standartlarında belirtilen özelliklere uygun olmak koşuluyla Tip 2 veya Tip 3 olarak seçilir. Un niteliklerinin iyi ekmek yapımına uygun olmadığı veya rekabetin fazla olduğu yerlerde daha pahalı olan Tip 1 un da kullanılabilir.
Türkiye genelinde un fiyatları bölgeler itibarıyla fark gösterse de , birbirine yakın yerlerde hemen hemen aynıdır. Ancak peşin veya vadeli alınması yanında alınan miktar ve mevsimlere göre önemli farklar oluşabilmektedir. Un fiyatları pek tabii buğday fiyatlarına bağlıdır.
b) Genel imalat giderleri başlığı altında yer alanlar aşağıda belirtilmiş olup maliyetteki oranı % 20-30 arasında değişmektedir.
1- Un nakliyesi ve hammaliyesi
2- Tuz
3- Maya
4- Ekmek katkı maddesi
5- Fırın yakıtı ( motorin/fuel oil/elektrik/kömür vb)
6- Ekmek dağıtım aracı yakıtı ( benzin/motorin )
7- Su
8- Elektrik
9- Tozluk un
10-Tava yağı ( döner tabanlı fırınlarda )
11-Fırın kirası, bina vergisi
12-Genel giderler ( temizlik, boya-badana, telefon, poşet, kağıt, basılı evrak, kırtasiye, yazar kasa, meşrubat )
13-Fırındaki makinelerin bakımı, onarım, yedek parça ve işçilik giderleri
14-Ekmek dağıtım aracının bakım, onarım, yedek parça ve işçilik giderleri
15-Fırındaki makine ve ekipmanların amortismanı
16-Muhasebeci ücreti
17-İş elbisesi
c) İşçilik giderlerinde en önemli husus; işçi sayısı yanında, sigortalı olup olmamasıdır.Ayrıca toplu sözleşme şartları da etkilidir. Yan ödemeler yükü; işçi ücretini yaklaşık % 40'ı kadardır.
1- İşçi ücreti
2- Ücretli izin
3- Hafta tatili ve bayram ücreti
4- Ayni yardım ( ekmek olarak verilen )
5- Sosyal Sigortalar Kurumu işveren hissesi
6- Tasarrufa Teşvik Fonu işveren hissesi
7- Kıdem tazminatı
İşçi ücretlerinin ekmek maliyetindeki oranı ilden ile değişmekte, genelde % 15-30 arasında kabul edilmektedir.
d) İmalatçı karı değişik kentlerde % 10-15 arasında hesaplanmaktadır.
e) Bayi (bakkal) karı değişik yörelerde % 10-20 arasında hesaplanmakta ancak, atıl kapasite - ihtiyaçtan fazla
üretim nedeniyle pek çok fırın daha yüksek ondalık vermektedir.
f) Katma değer vergisi % 1 olarak uygulanmaktadır.
SONUÇ : Ege Üni. Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sezgin ÜNAL'ın hesaplamalarına göre, ekmek üretiminde maliyeti etkileyen en önemli etken fırın başına üretilen ekmek miktarıdır. İşçilik giderleri yanında, genel işletme giderlerinin önemli bölümü sabit giderler olup, toplam ekmek miktarı arttıkça, bir ekmek başına düşen maliyet azalacaktır. Bunu sağlayabilmek için fırın sayısı azaltılmalı, üretim miktarı arttırılarak birim ekmek maliyeti düşürülmeli, bayi/bakkal karı sınırlandırılmalıdır. Maliyet tablosunda yer alan ile fiyatlarının gerektiği gibi incelenmesi önemlidir. Bu hususlara uyulduğunda ekmek fiyatları kesinlikle ucuzlatılabilir.
ÖRNEK
Belirtilen bütün hususlar dikkate alındığında; 50 kilogramlık bir çuvaldan su kaldırması % 55 (A) ve % 60 ( B ) olan unlardan elde edilebilecek ekmek miktarları hesaplandığında;
Ekmek veriminde UN TİPİNİN üretilecek ekmek miktarına etkisi yoktur. Ekmek gramajı ve pişme kaybı esastır.
Görüldüğü gibi su kaydırma fazlalaştığı zaman % Pişme Kaybı da artmaktadır.
Ekmek üretiminde; unun yoğurma kazanına boşaltılması, yoğurma, fermantasyon, hamur kesme, şekil verme, son fermantasyon, pişirme işlemleri sırasında olabilen çeşitli hataları, hammaddeden gelen hatalar ele alındığında % 2 fire olacağı genelde kabul edilmektedir.
Sonuç olarak; 50 kilogramlık bir çuval undan 63,1-63,6 kg. 250-300 gramlık net ekmek elde edilir.
HAYVANSEVERLERDEN ACİL ÇAĞRI!..
Hayvanların donarak ve açlıktan ölmesine ses çıkaran 50.000 kişi olduk!
Biz yağmurda rüzgarda bile yuvalarımıza sığınırken onlar karda tipide sığınacak bir yuva bulamıyor. Bu kayıtsızlığın ve sessizliğin içinde ses olan 50.000 kişiyiz. Belediyelerin giderek artan sayımızı göz önünde bulundurup harekete geçeceğinden umutluyuz. İmzanız ve desteğinizi onlara gözle görünür kılacak, harekete geçmeleri için ön ayak olmaya çalışacağız.
Çok geç olmadan sokakta yaşayan köpekler için kulübeler yapılsın!

Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim. 27.01.2015
Hüseyin Kahraman

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol