Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kırklareli Müftülüğü ortaklığıyla
hazırlanan “Din İstismarı ile Mücadele” Kırklareli İl Özel İdaresi Cazibe Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Program Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Tilavetin ardından açılış konuşması Kırklareli İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş tarafından gerçekleştirildi. Programın amacının din kılıfını kullanarak terör örgütü kuranların iç yüzünü anlatmak olduğunu ifade eden Müftü Demirtaş; “Bundan 2 sene önce bir geceleyin üzerimize saldırıldı. Tanklarla, tüfeklerle, toplarla. Tabi ki baktığımız zaman bütün İslam coğrafyası darmadağan birbirlerini öldürüyorlar. Bütün dünya bu işe şaşırdı, “İslam bu mu?”, “Din bu mu?” şeklinde. Bunun proje olduğu söyleniyor. Bu ne kadar doğru, bu işin perde arkasında kimler var inşallah hocalarımız bizlere bu konuda bilgi verecekler” ifadelerini kullandı.
“Projeler peygamber
zamanından beri var”
“Din istismarı ile mücadele; Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 15 Temmuz öncesinde vatandaşlarımıza bilgi vermek için uzmanlar eşliğinde 41’e yakın ilde bilgilendirme toplantısı düzenleniyor. Bugün de değerli iki hocamız bizlerle birlikte” diyen Müftü Demirtaş, İslam’a doğru bir akışın olduğunu dile getirerek dünyanın bunun önüne geçmek adına çalışmalar içinde olduğunu belirtti. Demirtaş; “Bu çalışmalar Peygamberimiz zamanından bu yana devam ediyor. Ehli Kitap söylüyor son peygamber gelecek. İnsanlar geliyorlar dini kabul ediyor. Ancak büyüklerinden de kabul almak istiyorlar. Bu nedenle hahamlar, papazlar bir araya gelerek konuşuyorlar bir kısım gidip Hazreti Muhammed’i görüp son peygamber olduğunu kabul ediyor, bir kısım da kabul etmiyor. Bunun da amacı “Bakın bizim insanlarımız inceliyor. Doğruysa kabul ediyor, yanlışsa da reddediyor” bu imajı vermek istiyorlar. Yani projeler peygamber zamanından beri var. Bugün de böyle “islamofobi” dediğimiz şey var. Belli görüntülere ihtiyaç var. Öldürme görüntüleri, terör görüntüleri. Ancak İslam güzel anlayışı merhameti öğütlüyor. Bu tip görüntülerden ötürü vatandaşın kafasındaki din algısı darmadağan oluyor” dedi.
“Bizim gerçek bilgiyi
vermemiz lazım”
Dini bilmemekten dolayı yanlış anlaşılmaların olduğundan bahseden Demirtaş; “Bir de dini bilmemekten kaynaklı aldatmalar, yanlış bilgi vermeler oluyor. Böyle durumlarda tepki gösterenler var ama birçok insan bilmediği için tepki göstermedi. Öncelikle bizim Diyanet olarak kuruluş amacımız insanları bilgilendirmek, aydınlatmak. Bizim gerçek bilgiyi vermemiz lazım. Bizim din konusunda yanlış var, istismar var dememiz lazım. İnşallah değerli hocalarımız bu konularda bizlere bilgi verecekler. Değerli hocalarımıza teşriflerinden ötürü çok teşekkür ediyorum programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Müftü Hüseyin Demirtaş’ın açılış konuşmasından sonra DİB Dini Yüksek İhtisas Eğitim Merkezileri Daire Başkanı Abdurrahman Akkuş ve Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı Dr. Bahattin Akbaş sahneye gelerek dini istismarı ile ilgili önemli bilgiler aktardı.
Bu ne korku sizlerde beyler sahte sapık ahiret cehaletinden bir tek kez ödün verip gerçek ahiret bilgilerini içeren yorumların şimdiyece hiçbirini yayımlamadınız! Mevcut saçmasapan ahiret kafasıyla oraya geçenler derin bir karanlıkta şaşkınlıkta cıyak cıyak ağlayışta buluyorlar kendilerini nerde ne olduklarını bilmediklerinden zira oraya emevi saray uydurmaları ve de vahabi şeytanistlerinin şehvet ümidi ile geçerek papazı buluyorlar amiyan ifadeyle. Paçalarından sahte inanç pislikleri akan domuz tabiatlı mümin münafıklar ahiretin cehennem dibine kendilerine eşlik edecek milyonlarca beyinsiz imanehli devşiriyorlar daimi yalan ahiret uydurmaları ile. Kıyamet kopmak üzeredir beşeriyet tefrike tabidir ki gekecek spiritüel uygarlığa layık olmayanlar çok uzak bir sürgün sistemine adam olmaya gönderilecek ve dünyanın ahireti de cehennemsiz tertemiz yeni yüksek beşeriyetin ileri evrimine kutlu eğitim öğrenim yurdu olmaya verilecek şimdiki gibi uyuşuk milyarlarca beşerin kurtarılması gibi boşa zaman kaybı hamballığı yerine.
Abdullah b. Mes'ud'tan rivayet edildiğine göre: Allah Resulü etraflarında sahabileri ince bir değnekle kum üzerine derince ve dümdüz bir çizgi çektiler ve sonra bu çizginin iki yanına kırkayağa benzer bir takım kısa hatlar ekleyerek buyurdular: "Şu dosdoğru çizgi kurtuluş yoludur ondan kopma küçük hatlarsa felaket yönleri."