DİL YARASI

Kimilerine göre sevmek, sevilmekten bir adım önde gitmektir.
Kimilerine göre de sevildiği kadar değil, sevebildiği kadar değerlidir insan.
Duygularımızı korumak, taze tutmak, elimizde midir acaba, sorusu çoğu zaman soru işareti kalabiliyor düşüncelerimizin aynasında.
Ne kadar çok seversek sevelim, sevgimizi göstermeyi beceremezsek eğer o sevgi rehindir.
Özellikle dilimize hâkim olmayı bilmezsek, sevdiklerimizi istemeden yaralamış olabiliriz
Bu sadece sözle olmayabilir, bazen gözle, bazen davranışla, bazen de sadece bir bakışla.
Özellikle dil yarası yaraların en onarılmazıdır.
Gün gelir en ağır yaraların izi kapanır da, dil yarasının izi asla kapanmaz.
Aynen kara sevda gibidir terk etmez sahibini.
Bu yüzden en fazla dikkat edilecek silah dilimizdir.
Onunla vurulanın tedavisi olmaz.
Çok içmiş sarhoşun bile hani pişmanlığın ifadesi olarak bir eyvahhh sözü dökülür ye dilinden, bir değil bin eyvah çekilse, zamanı geri alma imkânı yoktur.
Bazen en çok değer verdiklerimizi bile kaybederiz dilimiz yüzünden ve sonra gelir pişmanlıklar. Dilim tutulsaydı da söylemeseydim o gün o sözleri diyen pişmanlıkların ardından kocaman bir boşlukta buluruz bir gün kendimizi.
Günün biri dediğimiz ise, sandığımız kadar uzak olmayabilir.
Çünkü yarınlar neler getirir, neler götürür hiç belli olmaz.
Uzak sandığımız yollar yakın, yakın olan yollar uzakta kalabilir.
Tahminler hava durumuna benzemez.
Günlük güneşlik yarınlar beklerken, kurşuni bulutlar arasında bulmak da var kendimizi.
Gün gelir bazen bizim aklımızın ucundan geçmeyenleri hayat sergileyiverir önümüze.
Acılansak da, yaralansak da sevdiklerimizi kırmamak için kendi yaramızı kendimiz sarmaya çalışmalıyız. Hatasız kul olmaz, hatalarından ders ala, ala doğru yolu bulandır insan.
Geçmişteki hatalarımız bizi kendimize getirdiği gün geri dönmek istesek bile yol bulamayabiliriz.
Her başın bir sonu olduğu gibi, bazen de sonların da başı vardır, o zaman da bıraktıklarımızı bıraktığımız yerde bulamamak vardır.
Bir acı oturur yüreğimizin orta yerine, pişmanlığın görülmeyen elleri sarılır durur boğazımıza.
Doğanın hiç değişmeyen kurallarından biri de, neyi nasıl bıraktıysan öyle bulmaktır.
Kırıp döktüğümüz, incitip de bırakıp gittiğimiz kişilere bir gün geri dönmek isteyebileceğimizi asla unutmayalım.
Gün olurda bazen düşman bildiklerimizle el ele ve asla ayrılmayız diye düşündüklerimizle karşı karşıya getirebilir hayat şartları bizi.
Hayat her zaman hak ettiklerimizi sunmaz bizlere, çoğu zaman onların savaşını vermekle geçer yaşam yolları.
Kalp kazanmak başka kazançlara benzemez, onu korumak kazanmaktan daha zordur.
İlle de kazandığımız gönülleri yıllar sonrasında da olsa bıraktığımız yerde bulmak sevginin de ötesindedir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol