Deprem Araştırma Komisyonu kuruldu

AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz ve 150 milletvekilinin, ülkemizde olası depremlerin neden olacağı zararların en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespit edilmesi amacıyla bir Meclis araştırması kurulmasına ilişkin önergesi, İYİ Parti Grubu adına Grup Başkanvekili Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın, toplanan deprem vergilerinin nerelere harcandığının tespit edilmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi, İzmir Milletvekili Murat Çepni ve 20 milletvekilinin, deprem politikasındaki eksikliklerin tespit edilerek alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi, CHP Grubu adına Grup Başkanvekili Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, İzmir'de meydana gelen depremin ardından eksikliklerin tespit edilerek alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi, MHP Grubu adına Grup Başkanvekili Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın, ülkemizde yaşanabilecek muhtemel deprem felaketi öncesinde alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi ortak bir önerge olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi. Beş partinin ortak önerisi şeklinde gelen teklif kabul edilerek Deprem Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyonun önümüzdeki günlerde çalışmaya başlayacağı belirtildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç Başkanlığı'nda toplandı. 3 Kasım 2020 tarihli toplantıda 5 siyasi partinin, Meclis'te 'Deprem Araştırma Komisyonu' kurulmasına ilişkin önergeleri birleştirilerek görüşüldü. Toplantı ile Deprem Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildi. Toplantıda AK Parti Grubu adına Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz konuştu. Depremde alınması gereken tedbirlere ilişkin konuşan Milletvekili Minsolmaz, İzmir’de yaşanan depremde yaşamını yitiren 109 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılara ve tedavi görenlere acil şifalar diledi.
“Tüm parti gruplarının ortak önergesiyle depreme ilişkin bir Meclis araştırması açılması ve bir komisyon kurulması yönündeki duyarlılık gerçekten çok değerli” diyen Minsolmaz, bu konuda Mecliste 21’inci Yasama Dönemi’nde 2000 yılında, 23’üncü Yasama Dönemi’nde 2010 yılında yine aynı amaca mahsus komisyonların kurularak komisyon raporlarının Genel Kurulda oylandığını ve kabul edildiğini anımsattı. Cuma günü 14.51’de yaşanan deprem sonucunda İzmir’de yaşanan acıyı tüm ülkemizin, dünyanın paylaştığını ifade eden Minsolmaz, “Allah bir daha tekrar etmesin diyoruz ama depremin bir daha olacağı bilimsel bir gerçeklik. Bir daha olmamasını dilemek yerine tabii ki bir daha olduğu zaman hiçbir vatandaşımızın burnunun kanamadan bir şekilde depremlere karşı doğru tedbirleri alarak bu süreci yönetmemiz gerçeğini diliyoruz” dedi.
Marmara depreminden sonra
ciddi kararlar alındı
İzmir’de deprem sonrası görev yapan herkese teşekkür eden Minsolmaz, 1999 depreminden sonra yapılanlara ilişkin bilgiler vererek; “1999 depreminden sonra deprem zararlarının azaltılması konusunda gerçekten ülkemizde bir paradigma değişikliği yaşandığını görmek lazım. En önemlisi olarak da depremden sonra AFAD tarafından Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2012 yılında yürürlüğe sokulmuştur. Tabii, bununla kalmamıştır, gerek imar mevzuatında gerek diğer bağlı mevzuatlarda, imar yönetmeliklerinde, yapı denetim mevzuatında, imar planlarının yapılması hakkındaki yönetmeliklerde önemli düzenlemeler yapılmak suretiyle 1999’da on binlerce insanımızın hayatına mal olan Marmara depreminden sonra ciddi kararlar alınmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisimizce ve bakanlıklarımızca yapılan kanun veya yönetmelik düzlemindeki önemli yasal düzenlemeler ile imar planları revizyonları, toplu konut uygulamaları, yapı denetim sistemi, riskli alanlarda rezerv yapı alanlarının tespiti ve 1 milyon 350 bin konutun dönüşümünün sağlanmasıyla kentsel dönüşüm seferberliğiyle deprem tehlike ve risklerini belirleyip bunlara karşı gerekli tedbirleri alarak yerleşim alanlarımızda nitelikli, yeni yapı stoku oluşturulması amacıyla önemli işler yapılmıştır. Takdir edileceği üzere ülkemizin en önemli sorun alanlarından biri olan depremlere ilişkin hazırlıklı olmak, depremlerin oluşturacağı zararları başta yaşam olmak üzere en aza indirebilmek için Meclisimizce yapılabilecek yeni yasal düzenlemeler, teknik, idari ve hukuki düzenlemeler mevcuttur. Bu itibarla ülkemizde olası depremlerde can ve mal güvenliğinin sağlanması, depremler hakkında bireysel ve toplumsal bilincin artırılması, depremlerin neden olabileceği fiziksel, sosyal, psikolojik, ekonomik çevresel zararların en aza indirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi. Planlı, güvenli, sürdürülebilir ve depreme hazırlıklı yaşam alanlarının oluşturulması için yapılacakların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması ve bu hususta bir komisyonun teşekkül edilmesini önemsiyoruz. Biz de bu konuda parti grubu olarak zaten yedinci ayda bu hususa ilişkin bir Meclis araştırması önerisi konusunda teklifimiz vardı” diye konuştu.
Doğru olanı yapmakla mükellefiz
“Bu sürecin içerisinde yaşanan bütün bu olayların tabii ki orada A belediyesi, burada B belediyesi demek veya herhangi bir şekilde, bunların herhangi bir mesulünü aramak durumunda ve günlerinde değiliz” diyen Minsolmaz, “Doğru olanı yapmakla ve gelecek nesillere, geleceğe ilişkin doğru adımları atmakla hepimiz mükellefiz. Bu anlamda Danışma Kurulunda tüm parti grupları tarafından oluşturulan bu konsensüs, ortaya bir irade koyma çabası gerçekten çok değerlidir.
Türkiye, başta deprem olmak üzere insan yaşamına müessir olan bu afetler de özellikle nüfusun önemli bir bölümü etki altında kalmaktadır. Van, Erzincan, Elazığ, Malatya, Marmara, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova bölgesi ve nihayetinde İzmir depremi ve hepimizin malumu olan İzmir’de Marmara bölgesinde, Marmara denizinde beklenen büyük deprem. Bu konuda atmamız gereken bütün adımları ivedi şekilde ve Mecliste el birliğiyle atılması gerçeğini ortaya koymaktadır. Depremlerin neden olabileceği fiziksel, sosyal, psikolojik, ekonomik ve çevresel kayıpları önlemenin veya en aza indirgemenin vazgeçilmez yöntemi tabii ki bilimsel doğruları temel alan şehircilik, mühendislik, mimarlık ilkelerini doğru uygulayarak depreme dayanıklı konut ve güvenli, hazırlıklı, sürdürülebilir yeni yaşam alanları oluşturmaktan geçmektedir” şeklinde konuştu.
Tüm illerin 1/25.000 ölçekli çevre düzen planları tamamlandı
Kentleşme ile ilgili yapılan çalışmaları özetleyen Minsolmaz sözlerini şöyle sürdürdü; “Değerli milletvekilleri, tabii ki bu işin başlangıcı yapılaşacağımız alanları seçmekten geçmektedir. Bu hususta, çevre düzen planlarını yapabilmiş durumdayız. Tüm illerin 1/25.000 ölçekli çevre düzen planları tamamlanmıştır. Bu hususta, belediyelerimize ve merkezî Hükûmete önemli bir görev düşmektedir. Yerleşime uygunluk amaçlı zemin etütleri, jeolojik etütler büyük önem ihtiva etmektedir. Yapmış olduğumuz bütün mevzuatlarda, özellikle 1999 Marmara büyük depreminden sonra tüm kentlerin yerleşim alanlarının jeolojik etütleri tekrar gözden geçirilmiştir. Buna ilişkin yapılan düzenlemelerden sonra imar planlarında bir daha değişiklik yapılmaması için yine bu Mecliste geçtiğimiz dönem içerisinde çok önemli bir mevzuatla imar plan değişikliklerinin önüne geçtik. Bununla beraber, ovalarda, alüvyal zeminlerde yapılaşmanın engellenmesi başta olmak üzere… Ama daha öncesinde, tabii ki ovaların tarım dışı amaçla kullanılmasını engellemek için 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’yla da evet, 141 bölgede, 49 ilimizde büyük ova ilan ettik.”
İmar planlarının doğur olmayan bölgelerde açılmasını engellememiz gerekiyor
“Yapılacak tabii ki çok önemli hususlar var. Öncelikle, imar planlarının doğru olmayan zeminlerde ve bölgede açılmasını engellememiz gerekiyor. İmara açılan bu alanlarda projeye, mühendislik standartlarına ve bilime uygun doğru binalar yapmak durumundayız. Bu binaların ruhsatı aldığından bittiği güne kadarki yapı denetim süreçlerini eksiksiz olarak tamamlamamız lazım. Binalara vatandaşımız iskâna geçtikten sonra bu binaların taşıyıcı sistemlerinde herhangi bir şekilde dükkân amaçlı ve benzeri tadilatlar yapılmasının önüne geçmemiz gerekiyor. Yani, yerleşim alanlarının seçiminden içerisinde iskân eden vatandaşlarımızın yaşam süreçlerine kadar olan bütün boyutta devletiyle, milletiyle, Meclisiyle, sivil toplum örgütleriyle, üniversiteleriyle, mimarlarıyla, mühendisleriyle, yer bilimcileriyle, odalarıyla herkesin büyük bir sorumluluğu ve çalışma alanı bulunmaktadır. Ve dolayısıyla fayların ve derelerin, sellerin, heyelanların ve çevre kirliliğinin sınırları yoktur; ne siyasi sınırları vardır ne idari sınırları vardır. Faylar herhangi bir şehre göre ve diğer afetler şehrin idari sınırlarına veya orada yaşayan insanların siyasi tercihlerine göre hareket etmiyor.
Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, bunun sorumluluklarını yükümlenerek burada oluşturulması planlanan Meclis Araştırması açılması ve bu konuda bir komisyon teşekkülünün en kısa zamanda hayata geçmesi bekliyoruz. Bu hususta emek veren herkese teşekkür ediyoruz. Deprem bölgesinden üzücü haberler gelmemesi dileğiyle, orada yaşamlarını yitiren vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Elif bebek ve Ayda bebek gibi umut olan bu hüzünlü ve üzüntülü günlerimizde geleceğe dair umudumuzu pekiştiren bu kardeşlerimiz adına, burada kurulacak olan Meclis araştırması komisyonuyla ilgili başarılı çalışmalara imza atmak üzere hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol