DUYGU SÖMÜRÜSÜ

Çok uzun zaman oldu; elime kağıdı, kalemi alıp ta bu köşede yazı yazmayalı. Lâkin bu öyle bir şey ki; tıpkı sigara tiryakiliği gibi, yıllarca bırakırsınız, bir kere ağzınıza götürüp, birkaç nefes çektiğiniz de, hiç bırakmamışçasına tekrar başlarsınız. İşte yazmak ta böyle bir şey… Kalemi, kağıdı elinize aldınız mı bir kez, aman sen de be, diyemiyorsunuz. İçinizde ki güdü, sizi fütursuz bırakmıyor, düşüncelerinizi ve güncel olayları, yaşamış olduğunuz toplumla paylaşmak çabası içine giriyorsunuz. Kendi pencerenizden gördüklerinizi, karşınızdaki ile empati kurarak dile getirmek artık bir ödev ve görev hâlini alıyor. Bundan sonra haftada bir gün bu köşede, benim penceremden gördüklerimi sizlerle paylaşacağım. Sözü fazla uzatmadan konuya geçeyim.
Yazının başlığını duygu sömürüsü yazdım, çünkü burada yazacaklarım da anlatmak istediğim, duygusal yönden sömürülen ve dolayısı ile bedel ödeyen insanlardır. Kim bunlar; ben, sen, o, yani bizler. Bu konuya duygusal açıdan bakan insanlar. Nasıl ve ne şekilde diye soruşunuz gözümün önüne ve kulağıma geliyor şu an. Size örneklerle anlatmaya ve dolayısı ile bu örneklemeleri verdikten sonra, bu konularla ilgili makamlarda ki görev yapan kişilerin, bu konulara yönelik önlem almak yönünden daha titiz bir çalışma içine gireceklerinden şüphe etmeyerek yazıma devam ediyorum.
Askerlik hepimiz için, vatan, namus borcudur. Çocuklarımızı askere yollarken kına yakarak, davul zurna çaldırarak, eş, dost ve akrabalarımızla yolcu ederiz. Çünkü onlar bizim kınalı koçlarımızdır. Bu gelenek bu milletin vatanına ne kadar sahip çıktığının bir göstergesidir. Böylede devam etmesi gerekir.
 Burada anlatmak istediğim, bu olayı kendileri için rant kapısı haline getiren, milletin bu duygu anlayışını sömüren, askere gideceğiz diye, eline davulu, zurnayı, bayrağı alan ve kapı kapı dolaşan insanlardan bahsetmek istiyorum. Bir grup oluşturup, vatandaşı taciz edecek noktaya varan, Siftah bile yapmamış, esnafın dükkânına dalıp sanki haraç istercesine asker hediyesi isteyen, mahallelerdeki sitelere, lojmanlara girip kapı kapı para toplayan, yoldan geçen vatandaşın yolunu keserek asker bahşişi isteyen, vermedikleri zaman gözlerinin içine kin ve nefretle, onu korkutacak, ona kötülük yapabilecek gözlerle bakan insanlardır. Artık bu olaylar o kadar olağan bir hâle geldi ki; Eline davulu alan, mahallelerdeki sitelere, apartmanlara girip, asker bahşisi topluyor. Aileler tedirgin, taciz ediliyor. Kimisi kapıyı açmış bulunduğundan, def-i
bela olsun diye para vermek zorunda kalıyor. Çünkü karşılarına yarma gibi dikilen ve ne yapabileceği belirsiz insanlar. Kapıyı açanların çoğunluğu da evlerinde eşleri olmayan ya da ihtiyar kişiler, kendilerine her türlü kötülük yapılabilir, korumasız olan insanlar bunlar.
Belki bazılarınız verilen paranın ne önemi var diyebilirsiniz, sonuçta gönül alma diye bakabilirsiniz. Ben konuyu bu kadar basit görmediğim için buradan yazmak istedim. Çünkü o para isteyen kişiler, askere gideceklerinden değil, kendilerine, içki ve sigara, vs. almak için topluyorlar. Toplarken de askerlik gibi bizler için kutsiyet ifade eden bir unsuru kullanıyorlar. Biliyoruz ki askere gidecek kişilere, askerlik şubesi tarafından yol parası ödenir. Geliri düşük ve geçinme sıkıntısı içinde olduğunu ispat eden ailelere, ilgili kurum ve kuruluşlarca gereken destek yapılır. Hatta o aile bireylerine, müracaatları halinde, belediyece bile belli ölçüde yardım yapıldığını sanıyorum.
Sadece bu değil tabii ki duygusal sömürü düzeninden çıkar sağlayanlar, başka örnekler de verebiliriz:
Diğer bir örnek: Her çarşamba köşe başlarında dilenciler tezgah açmışlar. Oturdukları yerin kaldırımından neredeyse geçmeniz imkânsız. Dilenen şahısın ayakları üzerinden ya da uzattığı elleri üzerinden atlamak zorunda kalacaksınız neredeyse. Sokak ve caddelerde, dilenen, site ve apartmanlarda dolaşanlar ha keza. Yanlarına bebesini alan dilenmeye çıkmış. Baktığınız da görüntüleri, senden, benden sağlam.  Bunlar da "Allah rızası" için fakire bir sadaka nidalarıyla duygu sömürüsü yapanlar.
Başka bir örnek: Cuma günleri, hepinizce malum olan bir olay, cami önleri, dilenen insan kaynıyor. Şimdi artık ufacık bebeleri kullanıyorlar utanmadan ve de onlara acımadan. Bunlarda; Allah rızası için ibadetini yerine getirmiş olan vatandaşların duygularını sömürerek, dilencilik yapıyorlar.
Sonuçta şuna varmak istiyorum: Bu görüntüler Kırklareli'miz için hoş görüntüler değil. Bu insanların bu şekil de başıboş ve her istediğini yapabilecek bir hüviyette dolaşmaları insanlarımızı artık taciz eder derecede olmuştur.
Kırklareli Vilayeti böylesine denetimsiz ve de asayiş açısından boşluk yaratan sahnelerin oluşmasıyla, güzel bir görüntü sergilememektedir.
Benim pencereden bu konuya baktığımda gördüklerim bunlar, Kırklareli'ni Gereğini yetkili kurum ve kuruluşlarda bulunan ilgililere bırakıyorum.
Bir daha ki yazımda buluşuncaya kadar.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. TEBRİKLER ÇOK GÜZEL KONULARI DİLE GETİRMİŞSİNİZ. ÖZELLİKLE BAYRAK ELİNDE ASKERE GİDİYORUM BAHANESİYLE EV VE APARTMANLARA GİREREK PARA TOPLANMASI SON DERECE YANLIŞ BİR DAVRANIŞ. İLGİLİLERİN DİKKATİNE