DOKUZUNCU KAT

Sanatkârlar yatağıdır Kırcaali, şairi, ozanı, şarkıcısı ressamı bu toprakların gücüyle beslenir.
Kışında bahar, baharında ne efsunlar saklıdır, yeşiliyle alıyla, dilindeki balıyla büyüler insanları.
 Bir günde dört mevsim yaşasa da insan, hissettikleri, alıp götüreceği duygular hep bahardır.
Efsanevi güzellikler ortasında, çocukluğumun hayalleri ile dolup taşan şehirde dolaşırken eski dostlukların izlerinde, yeni, yeni köprüler kurduk o günlerden bu günlere.
Geçmişin tarih kokularını içimize çekerek, yeni güzelliklerle merhabalaştık.
Gece yarılarına kadar süren eğlenceler sonrası, "Arpezos" otelinin üst katlarında kalmayı diledim yükseklerden seyretmek için bu günkü Kırcaali'yi.
Odama girer girmez, yatağımın gül kokan çarşaflarından özür dileyerek pencereye yöneldim.
On dört katlı otelin dokuzuncu katından seyre daldım gecenin kollarında ışıldayan bu şehri.
Gözlerimi kamaştırdı Arda'nın dolunayda, dolunayın Arda sularında allı pullu renkleri
Rüzgârla oynaşan dalgaların sesinde ölümsüz ozan Osman AZİZ;
"Aman be deryalar kanlıca deryalar, biz nişanlıyız, ikimizde bir boydayız biz delikanlıyız türküsü çıkıp gelmişti sanki o çocukluk yıllarımdan.
Sonra da Feride'nin; Ben sana demedim mi canlarım Yusuf'um kayıklar batacak diye yalvaran ağıtları çınlıyordu gecenin sessizliğinde.
Heyy, Kırcaali güzel şehir, ah can şehir, on beşinde bir kız gibi uykusuz duran şehir; diye alıyor sazı sözü eline çok değerli ozan ölümsüz şair Osman AZİZ. Çok sevdiği bu şehrin güzelliğini getirirken dile.
Mart gecesinin rüzgârları dişlerini sah damarlarıma batırmaya devam etse de, gönlümün ateşi
İtiyordu beni bir zamanlar kara sevdalıların mekânı olan Arda boylarına.
O, Arda boylarında şimdi 18 katlı binalar, parklar, bahçeler, marketler, lokantalar, barlar kucak açmıştı yeniçağın yeni insanlarına.
Her ışıyan pencere ayrı bir hikâye gizlese de, çoktan durukmuş arda'nın bulanık sularıyla, uslanmış hırçın dalgalarıyla masalar anlatan bir yaşlıya benziyor şimdi.
Elimi uzatsam tutacağımı sandığım salkım, saçak pencereme dökülen yıldızlar tek, tek sönmeye başlayınca şafağın ilk öpücüğünden çözüldü güneşin sarı saçları, elinde bir ışık demetiyle merhaba derken yeni bir güne, ışıldayan vitrinler arasında peri kızı edasıyla gülümsüyordu Kırcaali uykusuz bir gecenin gündüzüne.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol