DOĞAL HAYVANCILIĞI ÖĞRETEMİYORUZ

Sayın okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim… Cemrelerin ikisi düştü. Üçüncü cemre bugün toprağa düşecek. Yani baharımızın habercileri geldi. Sağ, hoş olana kendisi de gelecek inşallah. Ama orman köylerimizde, özlediğimiz koyun, kuzu seslerini duyamaz olduk. Olmayan koyun ve kuzudan ses çıkar mı? Boş olan kışla ve ahırdan ses gelir mi?
Bizler ilkokula giderken bu zamanlar, okuldan çıkınca, eşeğimize semerini vurup, heybeyi koyar, koyunlarımızı karşılamaya gider, yeni doğan kuzuları heybeye koyar gelirdik. Ailemiz bizden fazla eşeğe güvenirdi; Çünkü ormanda kalabalık olan sürülerden, bizim sürüyü, KOYUNLARIN ÇAN SESLERİNİ dinleyip, eşeğimiz bulurdu.
Şimdi bunu çocuklarımıza ve torunlarımız anasıl anlatacağız? Ne koyun kaldı, ne de eşek… Anlatsak da anlayamazlar. Bizim kuşaklar ve önceki kuşaklar, hayvancılığı yaşayarak öğrendik. Ve ülkemizi geçmişte kendi kendine yeten, yedi ülke konumunda tuttuk. Bizim ve bizden önceki kuşaklardan yetişen Ziraat Mühendisi ve Veterinerler de geçmişte Türkiye Hayvancılığına başarılı bir şekilde damgasını vurmuşlar. İşin özü, dünya var olduğundan yakın geçmişimize kadar, hem hayvanlarımızı, hem orman köylülerimizi doğal olarak besleyen ORMANLARIMIZIN, EVLATLARINI KAYBEDEN ANNELER GİBİ, KUCAKLARI BOŞ KALDI. Ormanlarımızda hayvan, orman köylerimizde insan kalmadı. Ama ben geçen haftalarda, köşemden yazdım; “SEBEPLERİN SONUÇLARINI YAŞIYORUZ” diye…
Geçmişte orman köylüsü küstürüldü ve hayvancılığı terk etti. Şimdi de Üniversitelerimizin yakınlarında, orman ve mera hayvancısı kalmadığı için öğrencilerine ders verecek örnek hayvancılık işletmesi bulamadıklarından, klasik kapalı çiftlik hayvancılığını örnek göstererek ders veriyorlar. SÜRDÜRÜLEBİLİR, EKONOMİK HAYVANCILIK MODELİNİ ORTAYA KOYAMIYORUZ. Bizim ormanlarımız birkaç tane Türkiye besleyebilecek bitki örtüsüne sahip. Sektördeki yetkili birimlerin hiçbiri derslerini ve uygulamasını görmediği, mera ve orman hayvancılığı hakkında bilgi sahibi olamadığı için fikir sahibi de olamıyorlar. Bizi savaşlarla yıkamayacağını anlayan güçler, kendilerinin deneyip başaramadığı projeleri bize dikte ettirdikleri “Kapalı Hayvancılık Modelleri” ile kendilerini PAZARCI, bizi PAZAR yaptılar.
ÜZERİNE BASA BASA BURADAN YİNE YAZIYORUM; BU OYUNU BOZARAK, TEKRAR ATALARIMIZI ÖRNEK ALARAK, ONLARIN YAPTIKLARINI, MODERNİZE EDİP, TAKLİT EDEREK, İLİMİZİ TEKRAR HAYVANCILIKTA CAZİBE MERKEZİNE ÇEVİREBİLİRİZ.
Sağlık, mutluluk ve bol bereketle kalın sayın okurlarım ve sevgili hayvancı kardeşlerim…

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. vay ağzına düşüncene sağlık Hüseyin ağbim beni çocukluğuma getirdin ah nerde o günler ormanlar keçisiz koyunsuz öksüz; çan sesi yok karaca sesi yok ormanlarda duyulan sadece ağaç kesme motorlarının SESİ