DENİZ ÜLKESİNDE DENİZCİLİK FESTİVALİ

Eskiden yerli ve yabancı Büyük Basın ve Haber Merkezlerinde yerel gazetelere Basın Bültenleri gelirdi. O bültenlerde ülkelerde meydana gelen olayların, girişimlerin haberleri yer alıyordu. Onları ilgiyle okurdum. Bazılarını da gazetemiz ATAYOLU'na haber yapardım. Onlardan arşivlediğim bültenler de olmuştur. Nitekim geçengün arşivlediğim bültenleri karıştırırken İngiliz BBC Haber merkezinden gelmiş Basın Bülteninde İngiltere'de ilan edilen Denizcilik Yılı'nda festivaller düzenleneceği, festivallerde İngiliz halkının denizlerle olan ilişkisinin anlatılacağı, denizlerinin İngiltere'nin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatındaki yerinin anlatılacağı bildiriliyordu.
Bilindiği üzere İngiltere bir DENİZ ÜLKESİ'dir ve denizlerin ortasında bir adadır. İngiltere'yi kuşatan denizler İngilte'yi DENİZ ÜLKESİ- İngilizleri Denizci yapmıştır. Deniz Ülkesi olmak bir anlamda güçlü bir Deniz Kuvvetlerine, askeri ve sivil savaş ve ticaret, taşıma gemileri sanayine sahip olmayı gerektirir. İngiliz halkının da Denizci Millet olmasını mümkün kılar. Denizcilik bilgi ve kültürünün yaratılmasına sebep olur. Denizler üzerine kitaplar yazılması gündemde yer alır.
Osmanlı Devleti Padişah Kanuni Sultan Süleyman zamanında imparatorluk haline geldiğinde birçok denize hakimdi ama bir DENİZ ÜLKESİ değildi. Deniz Gücü'nün bir ağırlığı, bir yaptırımı yoktu. İnsanlar denizlerin kıyısında yaşarlardı ama denize girmez, deniz ürünlerini yemezlerdi. Osmanlının deniz ticareti de yoktu. Bir yarımada idi ama denizler üzerine, deniz insan ilişkileri üzerine yazılmış bir kitabı hikâyesi yoktu ve olmamıştır. Bu tür yayınlar ancak Cumhuriyet Döneminde görülmeye başlanmıştır. İngilizler Deniz Ülkesi insanları olmanın yaşam biçimini iki bin dolayında festivalle kutlarken Osmanlı kullarının aklından böyle bir eğlence, şenlik düzenleme geçmemiştir. Denizcilik üzerine yazılmış bir romanımız, hikâyemiz yoktur.
" İHTİYAR BALIKÇI" hikâyesi gibi NOBEL ödülü getirmiş bir kitabımızı yazacak yazar daha henüz ortalıklarda yoktur. Bu alanda ne varsa Cumhuriyet'ten sonra görülmeye başlanmıştır. Kırklareli'nde insanlar 1960 yıllarında denize girmeye balık yemeye deniz kıyılarında keyif yapmaya başlamışlardır. Oysa ülkemiz üç taraftan denizlerle çevrilidir. Denizciliğimiz Cumhuriyet ile başlamıştır. Gerçi Osmanlı Devletinin son yıllarında satın aldığımız savaş yolcu gemilerimiz görünmüştür ama birkaç parça gemi sahibi olmak bir ulusu denizci yapmaz.
Osmanlı Padişahları denizi sevmezlerdi. Bundan dolayı hep kara savaşı yapmışlardır. Bu günkü Deniz Gücümüz, yolcu ve ticari gemilerimiz Cumhuriyet ile uç vermişlerdir. Balıklar denizin içindedirler fakat denizin kıymetini bilmezler misali deniz ile böylesine bir ilişkimiz vardır. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye bir gün gelecek tüm ulusu ile denizci, deniz ülkesi olacaktır.
O zaman edebiyatımızın DENİZ ROMANI- DENİZ HİKAYELERİ yazacaktır. Yılda bir kez olsun KARADENİZ- AKDENİZ- EGE- MARMARA DENİZ FESTİVALLERİMİZ olacaktır. Yeni kuşaklar bu noktaya geldiğimizi görüp denizleri yaşayacaklardır. Türk halkına sporun her çeşidini getiren Mustafa Kemal Atatürk de ulusunda bu YAŞAMA SEVİNCİ dolayısıyla sevinecektir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol