DELİORMAN VE KOCA YUSUF PEHLİVAN -II-

Deliorman Tarihi Özellikler
Deliorman... Dünyanın en namlı pehlivanlarını yetiştiren bölgesinde doğmuş ve yetişmiş Koca Yusuf'un köyünden bazı akrabaları, onun bir oturuşta bir kuzuyu yediğini anlatmış.
Köyün en semiz, en güçlü çocuk olan Koca Yusuf'a, Deliorman mutfağına ait, manda sütünden yapılan yoğurtlar, kaz, oğlak, kuzu etleri, kavurmalar, pastırmalar ve daha birçok besleyici gıdalar beslenmesi için verilirdi.
Bu bir Tımar geleneği imiş. Deliorman yöresi jeografi konumundan dolayı en fazla tımarlı sipahi ve akıncı yetiştiren yöreymiş. Bundan dolayı, akıncılar ve pehlivanlar diyarı olarak anılıyormuş. Belki de, Koca Yusuf'a bu gücü ve ruhu veren en önemli etken, doğup büyüdüğü Deliorman'mış.
Bazı tarihi kaynaklarına bakarsak, Koca Yusuf, Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat ve Sultan II. Abdülhamit döneminde pek çok güreş yapanlardan biriymiş.
Devrin hâkim havası altında, sağlam bir dini ve milli kültür alan pehlivanlar, mertlik, yiğitlik, pehlivanlık yarışı yapmayı en büyük zevk kabul etmiş oldukları bir gerçekmiş. Devrin insanlarının en büyük eğlencesi de bu yiğitlerin güreşlerini seyretmekmiş. Asırlardır harp meydanlarında gayr-i müslimlerle karşılaşmış yiğitlerimiz, ilk defa 19. asırda, sulh zamanında "Diyar-ı Firengistan"da gayr-i müslim pehlivanlarla karşılaşmış.
Koca Yusuf, beş altı yaşlarında iken Bulgarlarda yeni milliyetçilik hareketleri başlamış. 1862 yılında milliyetçi çeteleri, Türk köylerini basıp, Türk insanlarını öldürmeye başlamış. Türkler de kendilerini savunmak için, çeteler oluşturmuş. Bunlar, Hasan ve Aliş pehlivanlarının çeteleriymiş.
Çok eski zamanlarda güreş, spor ve yarışma dışında, askerleri, erkekleri savaşlara hazırlayan bir aktiviteymiş. Erkekler, günlük hayatında da, tarla işlerinde de, hayvan gütmekte de, düğün bayramlarda da... hiç durmadan güreşe kapışıyormuş. Zaman geçtikçe, güreş gelenek haline gelmiş. Türklerin yaşamının vazgeçilmez bir parçası olmuş. Bundan dolayı her köyde erkeklerin birçoğu güreşe tutuşuyormuş, güreş oyunları yapıyormuş. Devamında, güreşe bir spor olarak değer verilmeye başlanmış. Bugün güreş, farklıları birleştiren bir yarışma, insanların hem fiziki, hem ruhi gelişimi sağlayan bir spor olduğu görünmektedir.
DOĞA İLE ANTRENMAN
Yirmi yaşına geldiğinde kendisine antrenman verecek pehlivan bulamayınca çoğu kez tek başına antrenman yapmış. Günümüzde Karalar köyünde, Koca Yusuf'un anıt taşıla birlikte, muhafaza edilen 400 kiloluk Koca Yusuf'un antrenman yaparken kullandığı taş, turistleri çeken bir varlıktır.
Koca Yusuf doğa ile antrenman yaptığından dolayı onu, ünlü Rus güreşçi Alexander Karelin'e benzetiyorlar. İkisi de çiftçi, ormanda ağaç kesen insanlarmış ve doğa ile antrenman yaparmış.
KOCA YUSUF'UN KADINLARI
Birçok anlatımlara göre, Koca Yusuf, yakışıklı, boylu postlu, ilgi çeken biriymiş. Güreşlerden sonra, onu izleyen Deliorman kızları, lafa tutuyormuş. Hatta anlatımlara göre bir gün, ilk kez görmüş ve konuşmuş olan bir güzel kızdan evlilik teklifi almış. "Bu kız olan kız, nasıl bunu yapabildi", diye şaşıp kalmış. Ama kahraman olan Koca Yusuf, sadece kızların değil, evlenmek için kız isteyenlere kız veren babaların da en mükemmel, ideal erkek, "Pehlivan damat" beğeni ve fikrine uygunmuş.
Yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük, en ilgi çekici pehlivana güreşlerini seyir eden seyirciler, "Müthiş Türk!", diye hitap ederek çığlık atıyormuş.
Kaynak: NURTEN REMZİ
DELİORMANDA KOCA YUSUF
CANLANIYOR

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol