Cumhurbaşkanı Erdoğan Gümülcine’de soydaşlarla buluştu

Yunanistan'a gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında Başkent Atina'daki temaslarının ardından dün Gümülcine'ye geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada ilk olarak cuma namazını kılmak üzere Kırmahalle Camisi'ne geldi. Kendisini karşılayanlar arasında heyecanlı soydaşların yanı sıra AK Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, Edirne İl Başkanı İlyas Akmeşe, Tekirdağ İl Başkanı Cüneyt Yüksel ve Çanakkale İl Başkanı Yeşim Karadağ da hazır bulundu.
Caminin bulunduğu Kırmahalle'ye gelişinde Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete ile Türk azınlık kurum ve kuruluşların temsilcileri tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çocuklar tarafından çiçek takdim edildi.
Erdoğan, "Dik dur eğilme Allah seninle" ve "Reis sana canım feda" şeklindeki tezahüratlarla kendisini bekleyen vatandaşları, yanlarına giderek selamladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da cuma namazını Kırmahalle Camisi'nde kıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gümülcine temasları kapsamında daha sonra Celal Bayar Azınlık Lisesi'ne gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, okul önünde kendisini bekleyen soydaşlara hitap etti. Konuşmasına, "Sevgili öğrenciler, sevgili soydaşlarım." ifadeleriyle başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum" dedi.
Tüm soydaşlara teşekkürlerini ileten Erdoğan, "Anlamlı dedim, şu anda Celal Bayar Lisesi’nin bahçesindeyiz, önündeyiz. 65 yıl önce buraya Türkiye Cumhuriyeti'nin bir cumhurbaşkanı geldi ama o günden bugüne hiçbir cumhurbaşkanı gelmedi. Şimdi ise bu bana nasip oldu. 65 yıl aradan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nden bir cumhurbaşkanı olarak ben sizlerle bir aradayım." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atina'da Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ile baş başa ve heyetler arası güzel görüşmeler gerçekleştirdiğini, aynı şekilde Başbakan Aleksis Çipras ile görüştüklerini söyledi.
"Ülkemdeki Rum vatandaşlarımla ilgili benim bir sorunum yok." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Daha önce el konulmuş olan Rum vatandaşlarımıza ait vakıf gayrimenkullerine yönelik, onların iadeleri istikametinde çıkardığımız bir yasayla hepsine kah bedelleri ödendi, kah bunların teslimi yapıldı. Bütün bunları yaparken biz hiçbir şeyden çekinmedik. Niye? Bütün bu gayrimenkuller hak sahibinindir, bunlara verilmesi gerekir dedik ve verdik. Niye? Güveniyoruz. Şunu söylemem lazım, inancına güvenen inanç hürriyetinden korkmaz, düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmaz. Şimdi Türkiye demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Aynı şekilde Yunanistan da demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bilmiyorum bunun ötesinde daha farklı bir tanımı var mı? Yok, öyleyse bu dayanışmayı sürdürmek lazım. Avrupa Birliği içerisinde Yunanistan'ın destekleri var, aynı şekilde NATO'da da biz bir ara Yunanistan çıkmıştı, ondan sonra biz destekledik ve tekrar NATO'ya Yunanistan'ın kabulü oldu."
Bu dayanışmaların geliştirilmesi gerektiğini ve geliştirmenin önünde de herhangi bir engel görmediğini ifade eden Erdoğan, "İşte şu anda burada sevgili vatandaşlarımın, şu genç yavrularımızın dayanışması, buradaki görüntüsü, birliği, beraberliği çok önemli." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ardından, Chris-Eve Otel'de düzenlenen soydaşlarla buluşma etkinliğinde konuştu. Batı Trakya'nın dört bir köşesinden gelen soydaşlara, Türk milletinin selamlarını getirdiğini belirten Erdoğan, onlarla beraber olmaktan duyduğu mutluluğu belirtti.
Başbakanlık yaptığı dönemden bu yana Yunanistan ile Türkiye ilişkilerini geliştirmenin öncelikli hedefleri arasında yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, "2010'da iki ülke arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyini kurduk, şimdi de bu tarihi ziyareti gerçekleştirdik. Tüm bu gelişmeler bizim kararlı adımlarımızın sonunda mümkün olabildi. Yunanistan ile her alanda üst düzey diyaloğumuzun gelişmesine özel önem veriyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sizlerin, Lozan Anlaşması, Avrupa Birliği müktesebatı ve evrensel insan hakları anlayışına uygun olarak her türlü imkandan yararlanmanızı istiyoruz. Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını bekliyoruz. Görüştüğüm tüm Yunanistan yetkililerine bunları ifade ettim. Yunanistan ile ikili ilişkilerimizin gelişmesi azınlık sorunlarının çözümünü de kolaylaştıracaktır. Bu sorunların çözümü ise Türkiye ile Yunanistan'ı birbirine daha da yakınlaştıracaktır. Ülkemizde ve Yunanistan'da tüm yaşayan azınlıkları zenginlik ve bereket kaynağı haline dönüştürmek her iki ülkeyi de güçlü kılacaktır."
"Benzer yaklaşımları Yunanistan'dan beklemenin de hakkımız olduğuna inanıyoruz." diyen Erdoğan, Batı Trakya Türklerinin iyi birer Yunanistan vatandaşı olarak, bu ülke için çalıştıklarını, bunun karşılığında da Lozan'daki hükümler ve AB standartlarına uygun bir davranış beklemelerinin hakları olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan'daki en önemli sorunlardan birinin "baş müftülük ve din adamları" sorunu olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Burada atanmış müftü ile işi götürmek anlayışı var. Bunun Lozan'da yeri yok, tam aksine seçilmiş müftünün yeri var. Nitekim seçilmiş din adamını kendi ülkemizde biz uyguluyoruz. Örneğin Patrik, bizim tarafımızdan atanarak görev yapan bir insan değildir. Tam aksine Sen Sinod Meclisi tarafından seçilen bir insandır. Nitekim Sen Sinod Meclisi'ndeki sayı iyice azalmıştı, ben Patrik'e bir haber gönderdim. 'Bize siz bu noktada din görevlisi gönderin, biz bu sayıyı vatandaş yapmak suretiyle dolduralım.' Bize isimler gönderdiler, biz onları vatandaş yaptık. Nitekim şu anda Sen Sinod Meclisi'nin üye sayısı 17'ye yükselmiştir. Dolayısıyla da seçme hakkı 17 kişiden oluşan Sen Sinod Meclisi'nindir. Peki burada niçin bizim baş müftümüzü, bizim din görevlilerimiz seçmesin, niçin burada hala atama kararlılığını gösteriyorsunuz? Bu yanlış bir şey, bunun Lozan'da yeri yok."
"Endişeyle, şüpheyle birbirimize bakmamızın anlamı yok." diyen Erdoğan, bunların kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakanla görüşürken de gündeme geldi. Ben burada kendi soydaşlarıma da sesleniyorum. Azınlıklar kavramı içerisinde burada Müslüman azınlık noktasından mı, yoksa Türk azınlık noktasından mı hareket... Kendileri, 'Orada Pomak da Roman da var' dediler. 'Bana göre bizim ortak paydamız İslam'dır, Müslüma'ndır' dedim. Dolayısıyla, Türk'üyle, Roman'ıyla, Pomak'ıyla biz biriz, beraberiz. Burada hiçbir şey yok. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Benim indimde ha Türk olmuş ha Pomak olmuş ha Roman olmuş, biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik mi, bitti iş. Bunun aksini kimse iddia edemez. Eğer birileri bunun aksini iddia ediyorsa kendini çek etsin."
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" vurgusu yapan Erdoğan, Türkiye'de bulunan bütün etnik unsurların "tek millet" kavramının içinde bulunduğunu, aynı şeyin Yunanistan için de geçerli olduğunu bildirdi.
Erdoğan, "tek bayrak" konusunda da aynı şeyin geçerli olduğunun altını çizerek, "Birileri Yunanistan bayrağının dışında bir bayrak çıkarma gayreti içine giriyorsa, bu 17 Kasımcılar olabilir, ha orada sıkıntı olur. Bizim bir defa soydaşlar, Türkler olarak ayrı Türk bayrağımız var, o ayrı bir konu. Burada bizim bir defa asimilasyon değil, entegrasyon noktasında bizim Yunanistan bayrağını bir kenara koymamız mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Tek vatan" ilkesinin Yunanistan için de geçerli olduğunu söyleyen Erdoğan, Batı Trakya'daki yaklaşık 150 bin Türk nüfusunun Yunanistan bayrağı, devleti altında yaşadığına işaret etti. (akparti.org.tr)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol