Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimiz tüm kurumları ve görevlileriyle insanlarımızın yardımına koştu”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla AK Parti Genel Merkezi’nde cuma günü 135. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya AK Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, Gençlik Kolları Başkanı Bahadır Kovankaya, Kadın Kolları Başkanı Aslı Karakahya ve illimizden 3 partili katılım gösterdi. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zalimin gözü kana da doymaz, mala da doymaz. İsrail'in de gözü doymuyor. Son olarak Amerikan yönetiminin desteğiyle hem Kudüs'ü hem de İsrail'in özellikle ısrar ettiği işgal altındaki diğer Filistin topraklarını ilhak anlamına gelen bir planı devreye almaya çalışıyor. Türkiye olarak görünürde iki devletli çözümü kabul eden ama esasta Filistin'i tümüyle yok eden ve Kudüs'ü tamamen gasbeden bu planı asla tanımıyor ve kabul etmiyoruz” dedi. 

AK Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, Gençlik Kolları Başkanı Bahadır Kovankaya, Kadın Kolları Başkanı Aslı Karakahya ve illimizden 3 partili Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla AK Parti Genel Merkezi’nde cuma günü yapılan 135. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldılar. Başkan Alper Çiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamada, "Binlerce yıldır olduğu gibi bugün de dünya barışının anahtarı Kudüs'tür. Kudüs kırmızı çizgimizdir.“ sözlerine vurgu yaptığını ifade etti.
Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ülke, millet ve parti için hayırlara vesile olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Cezayir, Gambiya ve Senegal’i kapsayan Afrika seyahatini hatırlatarak Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtanın 28 farklı ülkesini ziyaret ettiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gayretlerimiz sonucunda Afrika ülkeleri ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi yüzde 381 artışla 26 milyar dolara ulaştı. Göreve geldiğimizde 12 olan büyükelçilik sayımız 42'ye çıktı. Afrika ülkelerinin Türkiye'de sadece on büyükelçiliği varken bu sayı da bugün 36'ya ulaştı" ifadelerini kullandı. "Dostlarımızın ve kardeşlerimizin toprağı olarak gördüğümüz Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizi inşallah daha da yoğunlaştıracağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “21. yüzyılın aynı zamanda bir Afrika yüzyılı olacağı inancıyla iş birliğimizi artırarak sürdüreceğiz" dedi. 24 Ocak Cuma akşamı Elazığ ve Malatya'da yaşanan depremde hayatını kaybeden 41 vatandaşa Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ardından hastanelere başvuran bin 607 vatandaşa geçmiş olsun dileklerini iletti. Hâlen hastanelerde yedisi yoğun bakımda olmak üzere 48 kişinin tedavisinin sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayati tehlikesi bulunan depremzede olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde Elazığ ve Malatya yanında Diyarbakır, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman'da toplam 498 binanın yıkıldığını, 4 bin 912 binanın ağır hasarlı, 296 binanın orta hasarlı olduğunu, 5 bin 447 binanın hafif hasar aldığını bildirdi. Özellikle Elazığ merkez, Sivrice ve Maden ilçeleriyle Malatya'nın Battalgazi, Doğanyol, Kale, Pütürge ve Yeşilyurt ilçelerinde ciddi yıkımlar ortaya çıktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Deprem haberinin alınmasıyla birlikte üç bakan arkadaşımı anında hemen Elazığ'a gönderdik. Sağ olsunlar gerek İçişleri Bakanım gerek Sağlık Bakanım gerekse Çevre Şehircilik Bakanım anında oraya ulaşarak ve o günden bugüne orada bu çalışmalara hep birlikte müzaheret ettiler ve terk etmediler" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devletimiz tüm kurumları ve görevlileriyle insanlarımızın yardımına koşmuştur. AFAD, Jandarma, Sağlık Bakanlığı, İtfaiye teşkilatları, Kızılay ve diğer kurumlarımızdan 7 bin 171 personel ve 661 araç, deprem bölgesinde görevlendirilmiştir. Şu ana kadar deprem bölgesine AFAD tarafından 25 bine yakın çadır, 31 bine yakın yatak ve 50 bin battaniye ulaştırılarak ihtiyaç sahiplerinin hizmetine sunulmuştur. Kızılay tarafından da deprem bölgesine 2 bin 500 çadır, 15 bine yakın yatak, 42 binin üzerinde battaniye, 220 bin paket gıda maddesi, her biri 5 bin kişi kapasiteli altı mobil ve sahra mutfağı gönderilmiştir." Bakanlıkların her birinin kendi görev alanlarıyla ilgili olarak depremden etkilenen vatandaşlara destek olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Başkanvekili ve Genel Başkan yardımcılarının da deprem bölgesinde bulunarak bütün çalışmalara destek verdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de hemen ertesi gün olay yerine giderek çalışmaları bizzat yerinde gördüğünü aktardı.
“Bu büyük afetin yaralarını süratli bir şekilde saracağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu çok açık, net söylemem lazım, Türkiye, tarihinin en hızlı ve etkili afete müdahale faaliyetini, elhamdülillah göğsümü gere gere söylüyorum, bu depremde yürütmüştür" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bizim tarihimizde Erzincan depremi vardır, meşhurdur. Sakarya, Düzce, Bolu, Kocaeli, bu depremler var malum. O zaman ülkeyi yönetenler de bellidir. Bunun bedeli, faturası ne olmuştur, bunlar da bellidir. Şu anda çıkıp bu CHP'nin başkanı, bunun çünkü yakın siyasi tarihten zerre haberi yoktur, bilmez bu işleri, bu tarih cahilidir, acaba bir Düzce depreminde, bir Kocaeli, Sakarya depreminde, Bolu'da neler olmuş, bitmiş bilmez. Ben daha cezaevinden yeni çıkmıştım, bu deprem olunca ilk işim oralara gitmek oldu ve yaklaşık kokuz, on gün deprem bölgelerinde halkla bir araya geldim. Çünkü biz dertliydik, bunlardan uzak kalamazdık. Gayret ettik, çalıştık, iktidar olduk, yarım kalmış olan o deprem bölgelerindeki çalışmaları biz tamamladık biz. İnanın bundan da haberleri yoktur. Ve biz bunları yaparken, bunu insani, vicdani olarak ve üstlendiğimiz görev sebebiyle yaptık." Van depreminde 20 milyar liraya yakın harcama yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Utanmadan soruyor, 'Deprem için topladığınız paraları nereye harcadınız?' Deprem için toplanan paralar yerine gittiği gibi biz millî bütçeden buralara çok ciddi harcamalar yaparak oraları ayağa kaldırdık" ifadelerini kullandı.
Deprem gecesinden beri bölgede bulunan bakanlar ve diğer ekipler başta olmak üzere bu süreçte emeği geçen herkese şahsı ve Türk milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Elazığ ve Malatya'daki arama kurtarma çalışmaları, depremden sonraki 67'nci saatte tamamlandı. Bu hakikaten çok seri, çok yoğun bir çalışmanın sonucunda elde edilmiş neticedir. Yıkılan ve tehlike arz eden binaların enkazları da şu anda süratle kaldırılıyor. Kullanılamayacak durumda olan binalar da en kısa sürede yıkılacak. Hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden, bu büyük afetin yaralarını inşallah süratli bir şekilde saracağız. Kamunun acil durum ödenekleri yanında vatandaşlarımız tarafından toplanan yardımlar da depremin yaralarının sarılması için kullanılmaktadır. Depremde en çok can kaybının yaşandığı Elazığ'ın Mustafapaşa ve Sürsürü mahallelerinden başlayarak bölgede kapsamlı bir kentsel dönüşüm çalışmasını başlatıyoruz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşüm çalışmasının ilk etabında Elazığ'da 3 bin 850, Malatya'da 2 bin 550 olmak üzere toplam 6 bin 400 yeni konutun süratle yapılarak vatandaşlara teslim edileceğini söyledi.
“Deprem kapımızı çalmadan
hazırlıklarımızı yapmamız şarttır”
Depreme dayanıksız binaların dönüşümü için sadece kira yardımı, kamulaştırma, harç muafiyeti, bina inşaatı gibi işler için 61 milyar liraya yakın bir kaynak kullandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: "Riskli alan olarak belirlenen yerlerde de hâlihazırda 60 milyar liralık bir kaynakla yatırımlarımız devam ediyor. Görüldüğü gibi ülkemizi, depreme hazırlamak için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Hani sürekli, 'Deprem vergileri ne oldu?' hep bunu söylüyor, işte o sordukları deprem vergilerinin 2003-2019 yılları arasındaki toplamı, cari fiyatlarla 66 milyar lira, 2019 fiyatlarıyla 147 milyar liradır. Bugüne kadar depremlerin ardından yapılan ve depreme hazırlık için yürütülen çalışmalarda harcanan kaynak ise bu rakamların yaklaşık beş katıdır." Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Vatandaşlarımızın da artık deprem konusunda çok daha bilinçli bir şekilde hareket ettiklerini memnuniyetle görüyoruz. Bu ülkede artık hiç kimse vatandaşlarımızı depreme dayanıksız bina yapmaya veya oralarda yaşamaya yönlendiremez. Yatay yapılaşmanın ne kadar önemli olduğunu, maruz kaldığımız her deprem bize bir kez daha ispatlıyor. 81 vilayetimizin tamamında bundan sonra hiçbir yeni yerleşim yerine çürük zeminde ne de yüksek katlı olarak inşa edilemeyecektir. Depreme hazırlık kapsamında ülke çapında tespit ettiğimiz 1,5 milyon binanın dönüştürülmesi çalışmalarına hız veriyoruz. Görüldüğü gibi deprem bizi beklemiyor, öyleyse deprem kapımızı çalmadan hazırlıklarımızı tamamen bir defa yapmamız şarttır."
“İdlib'deki duruma seyirci
kalmayacağız”
Son dönemde önemli gelişmelerin yaşandığı yerlerden ikisinin Suriye ve Libya olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esed rejiminin İdlib'deki saldırılarını artırdığını belirtti. İdlib'deki vahşeti engellemek, Suriye'nin istikrarına ve siyasi çözüme destek vermek amacıyla Rusya ile bir mutabakat imzalandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mutabakatın, Esed rejimi ve onu destekleyen Rusya tarafından kanla ve acıyla adım adım delinmekte, bozulmakta, ihlal edilmekte olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki her gelişmenin Türkiye için en az kendi sınırları içindekiler kadar önemli, hayati ve kritik olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: "Hâlen 3,6 milyon Suriyeliyi topraklarında barındıran ülkemizin, yeni bir göç dalgasına tahammülü yoktur. Rejimin terör örgütleriyle olan kötü sicilini de göz önüne aldığımızda, aynı zamanda yeni tehditlerin sınırlarımıza dayanmasına da seyirci kalamayız. Hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik çıkarı, Türkiye'nin güvenlik ve istikbal önceliklerinden daha önemli olamaz. Bu bakımdan Suriye'nin ne diğer bölgelerindeki ne de İdlib'deki duruma seyirci kalmayacağız ve kalamayız."
“Topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa gereğini yapacağız”
2016'dan beri gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarının hassasiyetlere riayet edilmemesi hâlinde sahadaki durumu fiilen kontrol altına alma iradesinin en somut örnekleri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize diyorlar ki, sizin orada ne işiniz var. Adana Mutabakatı'nı git öğren, oku, niye oradayız o zaman bunu en iyi şekilde anlarsın. Biz bu mutabakatın gereği olarak oradayız. Teröristlerle mücadelede Adana Mutabakatı'nın gereği, biz teröristleri sonuna kadar kovalarız. Bu bazen YPG olur, PYD olur, bazen DEAŞ olur. Hatta hatta bazen de FETÖ olur. Bunları sonuna kadar kovalayacağız. Nereye kaçtı? Suriye'ye... Kovalayacağız. Nereye kaçtı? Irak'a... Kovalayacağız. Sonuna kadar...

Bizim topraklarımıza tehdit oluşturan kim varsa, gereğini yapacağız" şeklinde konuştu. İdlib'deki durumun süratle normale döndürülmemesi hâlinde yeniden aynı yola başvurmaktan başka çarelerinin kalmayacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bize verilen sözlerin yerine getirilmediği Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde de aynı yol ayrımına doğru gidiyoruz. Hiç kimsenin Türkiye'yi bölücü örgütün kıskacına sokmaya ya da rejimin zulmüne rıza göstermeye zorlamaya hakkı yoktur. Buradan bir kez daha ilan ediyorum; adı ne olursa olsun, bölücü terör örgütünün Suriye'nin herhangi bir yerinde bölgemiz için bitip tükenmeyecek bir fitne ve ihanet çukuru açmasına izin vermeyeceğiz. Gerekirse teröristlerin bulunduğu her yere bilfiil giderek bu oyunu bozacağız. Rejimin, kendi halkını zulmederek, saldırarak, kanını dökerek, tehdit ederek ülkemizi sürekli bir şekilde göçmen tehdidi altında tutulmasına da izin vermeyeceğiz."
“Tüm samimiyetimizle, Suriye'nin istikrarını ve güvenliğini istiyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki krizin tek çözümünün, bu ülkenin, tüm vatandaşlarını kucaklayan siyasi sürecin, hızla ve adil bir şekilde hayata geçirilmesi olduğunu ifade etti. Suriye'de topraklarında yakarak, yıkarak, öldürerek, göç ettirerek elde edilmiş gibi gözüken kazanımların, siyasi sürecin önünü kesmekten başka işe yaramayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, rejimi bu yönde cesaretlendirenlerin tek amacının da Suriye'deki krizin uzun süre devam etmesini sağlamak olduğunun açık olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Türkiye olarak tüm samimiyetimizle, Suriye'nin tüm halkıyla birlikte istikrarını ve güvenliğini istiyoruz. Bunun için de askerî güç kullanmak dâhil ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmeyeceğiz. Bunu da ifade ediyorum" dedi.
“Türkiye, Libya'da ülkenin meşru hükûmetinin yanındadır”
Suriye konusundaki bu ilkeli duruşu Libya'da da sergilediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye, Suriye'de halkın, Libya'da da ülkenin meşru hükûmetinin yanındadır. Hafter gibi, afedersiniz, ücretli bir lejyonerle değil; biz oradaki ilişkimizi, BM Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı Sarrac ile yürütüyoruz. Ama maalesef birçok ülke Hafter gibi ücretli, Abu Dabi yönetiminin âdeta memuru konumundaki bir lejyonerle yürütüyorlar. Wagner denilen, yine Rusya'nın oraya gönderdiği güvenlik güçleri, Hafter'in oradaki askerleri konumundadır. Sudan'dan gelen 5 bin asker aynı şekilde." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, BM Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı Sarrac'ın davetiyle Libya'da olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: "Libya halkının kahir ekseriyetinin desteğinin, duasının da bizimle olduğunu biliyoruz. Bu ülkenin Köroğlu Türkleri başta olmak üzere tüm halkıyla olan 500 yılık ortak geçmişimizin getirdiği sorumluluktan asla kaçmayacağız. Libya'nın meşru hükûmeti ve halkı yerine bir darbecinin yanında yer alanlar, en başta demokrasiye ihanet etmişlerdir. Ülkenin meşru hükûmeti, Moskova'da ve Berlin'de yapıcı bir tutum ortaya koymasına rağmen, yani Sarrac'ı kastediyorum, darbeci general her seferinde masayı devirerek âdeta gerçek yüzünü göstermiş, Moskova'dan kaçmıştır, Berlin'de de otel odasında saklanmıştır. Sadece bununla kalmamış saldırılarını sürdürerek niyetinin asla anlaşmak olmadığını ortaya koymuştur. Buna rağmen darbeci generali desteklemeyi sürdüren bazı Avrupa ve Arap ülkelerinin riyakârlığını tarih kaydetmiştir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol