Çocuklar satranç öğreniyor

Kırklareli’nde okulların tatile girmesi ile birlikte bir çok veli çocuklarının boş kalmamasını isteyerek, onları Kırklareli Gençlik ve Spor Hizmetleri İl Müdürlüğünün açtığı yaz kurslarına gönderiyor. Bu yaz kursları arasında en çok ilgi gören branş ise satranç oluyor...

Yaz tatilinde çocukların boş kalmaması nedeni ile aileler satranç branş’ı seçiyor. Özellikle son yıllarda satranç branşında alınan başarılar ve yetişen sporcular, çocukların bu branşa yönelmesini arttırdı. Branş’ın antrenörü, çocukların satranç’a olan bu ilgisinden bir hayli memnun. Öğrencilerin antrenmanlarda hocalarını pür dikkat dinlemeleri ve öğrenme adına tüm çabalarını sarf etmeleri antrenörlerin bu haklı gururunu arttırıyor.
“Satranç düşüneme gerektiren bir spor dalı”
Satranç Antrenörü Bülent Buğday satranç’ın çok fazla düşünce ve dikkat gerektirdiğini belirterek “Satranç eğitimindeki öncelikli kriter, sporcunun oyuna dikkatini çekebilmektir. Yani, sporcu kesinlikle satrançtan sıkılmamalıdır. Bunun için kimi eğitimciler, satranç alanını bir savaş alanına benzetirler ve figürleri de birer savaş aracı olarak tanıtırlar. Ki bu yöntem, teoride de gerçekle paralel şekilde yer almaktadır. Satrancın ortaya çıkışı, kullanılan figürlerin isimleri düşünüldüğünde, bu oyunun savaş odaklı bir strateji oyunu olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzdendir ki, piyonlara zaman zaman piyade, asker gibi isimler verilirken, fillerin ve atların da savaş alanlarında yoğun olarak kullanıldığı anlatılmaktadır. Bu tip anlatımlarla, çocuk yaştaki birey oyunun içinde kalacak, zihninde oyunu üç boyutlu bir hayale dönüştürecek ve kendi ordusunu yönlendirmek isteyecektir. Savaş teması, her ne kadar olumsuzlukları çağrıştırsa da, oyunda ölüm değil strateji vurgulandığı için, bu olumsuzluk ortadan kalkmaktadır”
“Satranç’a küçük yaşta başlanmalı”
“Beyin ve zeka sporu olan satranç, öylesine oynayanlar için pek gerekli görülmese de, bu alanda kariyer yapmayı ve başarı sağlamayı hedefleyen sporcular açısından oldukça önemli eğitim adımlarına sahiptir. Eğitimler, genellikle çok küçük yaşta başlamalı, çocuk yaştaki sporcuların bir takım kritik bilgileri bu yaşlarda almaları sağlanmalıdır”
Satranç’ın Tarihçesi
Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır'da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin'de, Mezopotamya'da ve Anadolu'da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3. - 4. yüzyıllarda Hindistan'da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan'dan kalmadır. Daha sonra satranç İran'a, onlardan Araplara, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa'ya yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra, İspanyol Lucena'nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı.
O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun kuralları değişmeden gelmiştir. İspanya'dan sonra, İtalya, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'da satranç hızla yaygınlaştı. 15. yüzyılda İspanyol Lucena, 17. yüzyılda İspanyol El Greco, 18. yüzyılda Fransız Philidor'un satranç kitapları vardır. 19. yüzyıl sonlarında satrancın büyük yıldızları belirdi: Anderssen, Morphy, Rubinstein ve Steinitz. 1850'lerden başlayarak, güçlü oyuncuların katıldığı turnuvalar yapıldı. Sonunda, 1886'da o zamanın en kuvvetli iki satranç oyuncusu arasında, ilk dünya satranç şampiyonluk karşılaşması oynandı: Steinitz ve Zukertort. Steinitz bu maçı, 10 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi (+10 -5 =5) alarak kazandı.
İlk resmi dünya satranç şampiyonu Wilhelm Steinitz'dir. Steinitz aynı zamanda, satrancı sistematik oynama kavramının da babasıdır. Steinitz'in teorisinin başlangıç noktası "Satrançta konumun özelliklerine uygun bir plan yaparak oynamak" tır. "Konumun Özellikleri" konusundaki görüş ve çalışmaları, modern satranç oyununun temelleri olmuştur.
Aileler son derece
memnun
Kapalı Spor Salonu'nda çocuklarını izlemeye gelen veliler ise, antrenörlerin çocuklara çok ılımlı yaklaştığını, işlerini gerçekten severek yaptıklarını söyleyerek; "Özellikle spor anlamında küçük çocuklarla baş etmek çok zordur. Burada çocuklarımızı emanet ettiğimiz hocalarımız işlerini layıkıyla ve severek yaptıkları için, içimiz çok rahat. Çocuklarımıza yaklaşımları, öğretme tarzları gerçekten onların bu işi ne kadar severek yaptıklarını gösteriyor. Benim tavsiyem tüm velilerin yeteneklerine göre çocuklarını bir spor branşına yazdırmaları. Çünkü sporla gelişen çocuk her zaman bir adım önde oluyor" şeklinde memnuniyetlerini dile getirdiler.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol