Çidem; "Temiz suyu ve ekilebilir toprağı olanların gelecek nesilleri yaşayacak"

5 Aralık Dünya Toprak günü dolayısıyla DOKU Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Göksal Çidem bir basın açıklamasında bulundu. Çidem açıklamasında şunları kaydetti;
"5 Aralık, Sessiz dostumuz, Sadık yarimiz Toprakana’nın günü. 1 Cm Tarım toprağı, yaklaşık 600-700 yılda oluşuyor. Tarımın da en az 30 cm yapıldığı düşünülürse, 20-30 bin yılda oluşan tarım toprağı, günlük çıkarlar uğruna, geleceği düşünmeden yok ediliyor.
Bu yılki açıklamada dikkat çekmek istediğim konu toprak kayıplarımız. Dünya Toprak Günü için aşağıdaki grafiğe bakınca kaçınılmaz sona hızla yaklaştığımız açıkça görülüyor. Rusya ile Savaş halinde olan Ukrayna’dan eden hububat ithal ediyoruz.? Toprak ithal edemeyeceğimize göre, var olanları korumak, temiz tutmak kısacası sürdürebilir ve ekilebilir olması gelecek için çok hem de çok önemli.
Türkiye 1961yılında 0.82 hektar iken, 2020 de 0.23 hektara gerilemişiz.ö Ukrayna ise 1992 de 0.64 Hektar iken, 2020 de 0.75 Hektara yükselmiş. Şimdi savaşın neden olduğuna bir de bu açıdan bakın. Ukrayna Tahıl ambarı. Ambarın anahtarı kimlerdeyse onlar aç kalmayacak.
Dünyanın açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalacağı artık komplo teorisi değil. Bilimsel gerçek. Temiz suyu ve ekilebilir toprağı olanların gelecek nesilleri yaşayacak. Ülkeler var olacak.
FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) yaptığı açıklamada, Dünyada açlık ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalan yaklaşık 1 milyar insan bulunduğunu “nüfus artışı gıda üretiminde yaklaşık yüzde 60’lık bir büyümeyi de zorunlu kılacağını. Küresel toprak kaynaklarının yüzde 33’ünün verimsiz durumda olduğunu belirterek, “insanların toprak üzerindeki uygulamaları, toprağın temel işlevlerini azaltacak ya da tüketecek kadar kritik düzeylere gelmiş durumda” 2050’de küresel düzeyde kişi başına düşen ekilebilir ve verimli arazi 1960’taki düzeyin yalnızca dörtte biri olacak. diyor.
FAO 1960 lardaki düzeyin 2050 yılında 1/4 olacak diyor. Biz 2050 ye varmada 2020 li yıllarda ekilebilir toprakların 3/4 ünü kaybettik. Kayıplar telafi edilemez. Ancak bundan sonra kalanları fakatsız amasız ancaksız korumak, mutlaka korumak zorundayız.
İşte bu yüzden 2000 li yıllara kadar limanlarımızda ihraç ettiğimiz Buğday-Mısır-Arpa yüklediğimiz gemiler, şimdi ithal eder konuma geldik. Zamanla yüklediğimiz dışarı sattığımız ürünleri, gelen gemilerle boşaltıp satın alıyoruz. Hem de dövizle.
Toprağın üstünde olduğu kadar altında da yaşam var. Dünyadaki biyoçeşitliliğin en az dörtte biri toprağın altında yaşıyor. Toprak solucanı, bakteri ve mantar gibi küçük organizmalar, bitki köklerinin de yardımıyla bitkilerin besinleri almasını kolaylaştırırken, toprak yüzeyinin üstündeki biyo çeşitliliği de koruyorlar.
Anayasamız toprak varlığımızı güvence altına almıştır.
MADDE 44 - Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
MADDE 45 - Devlet, tarım arazileri ile çayır ve mer'aların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Topraklarımızın büyük bir kısmını yapılaşma, sanayileşme, inşaat, turizm, duble yollar, eneri santraları ve madencilik için geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde elden çıkardık.
Milyonlarca yıldır varlık nedenimiz olan toprağımızı, gelecek nesillerinde yaşam hakkını gözeterek, kayıtsız şartsız korumak zorundayız.
Toprağın yok olmasına olur ve onay verenlere, göz yumanlara bir hatırlatma.. Unutmayın ki, bu dünya 3 günlük.. Dün, Bugün ve yarın.. Dün geldik. Bugün yaşadık. Yarın gidiyoruz. Gideceğimiz yer toprak ananın bağrıdır. Sonsuza kadar bağrında kalacağımız toprak anaya saygı insan olmanın gereğidir." (F.Kurtbayram)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol