CUMHURİYET TARİHİNDE İKİ YAZAR ATATÜRK'E DAHA YAKINDI

Dünya Mustafa Kemal Atatürk'ü yazmaya, anlatmaya, okumaya devam ediyor. Geçenlerde Amerikalı Yazar Judy, Amerikalıların İngilizceye çevrilmiş olan Atatürk'ün NUTUK adlı kitabını okumaya devam ettiklerini telefondan söylerken derin derin düşündüm. Amerikalı yazara bunun nedenini sordum. Dedi ki, "Mustafa Kemal dünyaya, insanlığa ilham veriyor. İnsanlık onu ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISI, DEVRİMCİ, HÜMANİST, BARIŞ YANLISI olarak tanıyor."
Kitaplarını alıp okuduğum yerli ve yabancı yazarları hatırladım. Karşılaştırma yaptım. Biz yabancılar gibi Mustafa Kemal'i anlayıp anlatamıyoruz, yazamıyoruz. Düşünce derinliğimiz onu anlatmaya, yorumlamaya yetmiyor. Bu konuda Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile Falih Rıfkı Atay'ı Atatürk konusunda farklı buluyorum. Onları diğer yazarlara oranla Mustafa Kemal'e daha yakın görüyorum. Falih Rıfkı Atay ÇANKAYA'DAKİ MUSTAFA KEMAL'i anlatmıştır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu ise Atatürk'ü kendi kültürü içinde yorumlamaya, onun devrimini muhalefet engeli ile beraber yaptığına dikkati çekmeye çalışmıştır. Mesela Cumhuriyetin muhalefet ile doğduğunu yazmıştır. Kitlelerin onu anlayarak söylemlerine yer vermediklerini, yeni kavramların anlaşılmadan dile getirildiğini, ulusal bayramlarda pek anlatılmadığını, kavramların açıklanıp yorumlanmadığını vurgulamıştır.
Bu durumda ulusun Mustafa Kemal'i ne kadar izinde olduğuna bakmak ve bunu sormak gerekir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu bu sonucu acaba partisinin 65 yıldan beri tek başına iktidar olacak oyu halkından alamadığı gerçeğine bakarak mı bu sonucu çıkarıyor? Bilmiyorum. Bu durumu eleştirel akla vurmak ve düşünmek gerekir.
Mustafa Kemal olumsuzluklarla mücadele ederek hayata veda etmiştir. Umutla umutsuzluğu beraber hayatında görmüştür. Ancak söylemlerini umuda bağlayarak dile getirmiş, "ULUSUNA BÖYLE OLACAKSIN, ÇAĞDAŞ UYGARLIĞIN ÜSTÜNE BÖYLE ÇIKACAKSIN" demiştir. Mustafa Kemal ulusunun söylemlerindeki gibi olmasını, olması gerektiğini söylemiştir. Tabii bunları yaptıklarını anlatacak aydın kişiler olmadığı, halkının yüzde 92'sinin okuma yazma bilmediği zaman da söylemiştir. TÜRK DEVRİMİ'ni Asyaetik bir kültür zeminine oturtarak, kültür ve zihniyet değişikliği yapmak zorunda kalmıştır. Çünkü yaptığı devrimin bir benzeri Müslüman Dünyası'nda yoktur. DEHA olmak bunun için zordur. Bir yerde okumuştum. DEHA'nın yüzde 75'i çalışmak, yüzde 25'i yetenektir. Bu değerlendirmenin bir matematiği varsa Mustafa Kemal'in Dehası iki yönden de ona nasip olmuştur. Batılı tarihçiler, düşünürler bu konuda Mustafa Kemal Atatürk'ün Dehasını işaret ederek, "Tarihin Büyük Devrimcilerinden Hiçbiri Hatta Cromwell, Robespierre Ve Lenin Dahi Onun Kadar İleri Gitmeye Cesaret Edememişlerdir." Şimdi gelmiş geçmiş bütün zamanların en büyük devrimcisi, askeri ve devlet adamı kolay kolay anlaşılmaz, vasat zekâlar tarafından değeri tespit edilemez. Galiba bizim ortak Akıl ve Zekâmız Mustafa Kemal'i sevmeye yetiyor da anlamaya yetmiyor. Onu anlamış olsak ulusun tümü onun izinde olurdu. Türkiye'nin bugünkü durumu ATATÜRK'ÜN ÇİZGİSİ'nde olduğumuzu gösteriyor mu? Göstermiyor. Bilgimiz, kültürümüz, eğitim düzeyimiz ancak Mustafa Kemal'i sevmemize yetiyor. Onu anlamak sorunu askıdadır. Son yıllarda da Atatürk ve Atatürkçülük üzerine söyleyeceğimiz bir şey kalmadığını görüyoruz. Nitekim onu anma törenlerinde, toplantılarında ikinci sınıf anlatma malzemesi olan şiirli programlar yer almaktadır.
Şunu söylemek istiyorum. Görüşüme göre Mustafa Kemal Atatürk her daim GÜNCEL DEVLET ADAMI'dır ama onu anlama ve anlatma bakımından, yorumlama açısından fazla söyleyeceğimiz yoktur. Mustafa Kemal'i bitirdik mi ne? Bir gün Mustafa Kemal Atatürk'ü bütün yönleri ve tüm gerçekleri ile anlayıp anlatabilecek miyiz bilmiyorum. Günümüzde “Onun zamanı geçti havası” estiriliyor.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol