ÇOCUKLARIN DÜNYASI

Bazı insanlar polisiye romanlarını ve bu tür dizileri severek izlerler.
Bende onlardan biriyim, ayrıca polislere de saygım sonsuzdur.
Onlar vatandaşımızın huzuru için görevdeler.
Belindeki silahları ve kelepçeleri beni korkutmaz çünkü tehlikeli sularda yüzmeyenler polisten korkmaz.
Polisler, eğri yollarda gezenlerin korkulu rüyasıdır.
Bunları da çocuklarımıza bir güzel anlatmalıyız.
Bazı anneler çocuklarıyla baş edemedikleri zamanlarda hemen, bak karşıdan bir polis geliyor, sözümü dinlemezsen seni ona vereceğim, varsın karakola tıksın seni gibi sözlerle çocuklarını sındırırlar.
Bazıları da doktorla korkutur çocuklarını, hiç düşünmezler ki, o çocuk hastalandığı zaman doktora gitmek istemeyecektir.
Çünkü ondan korkar, iğneden korkar.
Çocuklar korktukları kişileri sevmezler, sevemezler.
Öyle diziler var ki, polislerin sağa, sola şiddet uygulaması gösteriliyor.
Geçenlerde bir polisiye dizisi seyrettim biraz.
Orda gördüklerimi çok geçmeden, çocukların sokaklarda oynadıkları oyunlarda rastladım.
Bellerinde plastikten kelepçeler ve oyuncak silahlar.
Polis rolünü üstlenmiş sekiz on yaşlarında bir erkek çocuk, gel diyor diğerine senin ağzını burnunu kıra, kıra ifadeni alayımda bakalım suçunu kabul etmeyecek misin?
Demek çocuklar şiddeti çok kolay benimsiyor hatta şiddet sergileyen çocuk kendisiyle gurur bile duyuyor.
Başka çaren yok, bu sucu kabul edeceksin diye dikleniyor oyun arkadaşına.
Böyle diziler, çocukların gözünden adaleti çabuk silebiliyor.
Ayrıca böyle dizilerden böylen beslenen çocuklar yarınında şiddete düşkün olabilir.
Ben…….polisim,ayaklarını kırarım, benim dediğim kanundur gibi sözler büyümekte olan yavrularımızın bilinç altında büyür onlarla birlikte.
Çocuklarımıza her şeyin güzelini, iyisini öğretmeye çalışırken bazen de bizim öğrettiklerimiz değil onları benimsedikleri başka, başka yollardan çıkıyor önümüze.
Yeni yazık ki kendimizi mahrum edemediğimiz, çok sevdiğimiz dizlileri çocuklarımız eşliğinde izlediğimizi unutuyoruz.
Onlar daha eğilmemiş daldır, nereye bükersek oraya eğileceklerini de aklımızdan çıkarmayalım.
Varsın seyretsin, bizim yanımızda bir şey olmaz demek ne kadar doğru olduğunu bir kez daha
Düşünelim.
Veya onların oyunlarını seyredelim, arkadaşları ile nereler gittiğini, nelerle mutlu olduğunu bilirsek hem kendimize hem de onlara yardım etmiş oluruz.
Çocuklarımızın özgürlüğünü tabi ki vereceğiz ama sorumsuz bir özgürlük olmamalı.
Bunu da biz kendi davranışlarımızla aşılamalıyız onlara.
Onlar yarınlarımızın çiçekleridir, zehirlerle, korkularla değil sevgi ve kardeşlikle beslenmelidir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol