CEZA, EN SON BAŞVURULACAK YÖNTEM OLMALIDIR

Cezanın niteliği, boyutu, şekli, koşulları, tarafları vb. tüm tanımlamalardan daha önemlisi; etkinliği ve yararının varlığı kadar kalıcılığının da düşünülmesi gerekir. Bu konuda eğitim, sosyoloji, psikoloji vb. bilim uzmanlarının görüşlerine ters yeni bir şey söyleyecek değilim. Hatırlayın! öğretim yıllarımızın tamamında hepimize; ‘Cezanın, hiçte önceliği olan bir yaptırım’ olmadığı doğrultusunda eğitimlerin verildiği kayıtlarda mevcuttur.
Ceza konusu ‘nereden çıktı’ derseniz; bir tüketici olarak, yaşamın her kesitinin bizimle doğrudan ilgili olduğunu söyleyebilirim.
Geçenlerde, hakkımda yazılmış bir (pardon) iki trafik cezasını ödemek üzere, vergi dairesine gittim. Olanca dikkatimle trafik kurallarına uymaya çalıştığım halde, yaz sonu İzmir’den dönerken iki saat içinde iki trafik cezası yemişim (ayrıca, o güzergahta ilimiz nüfusuna kayıtlı çok ceza verilmiş sürücünün de bulunduğunu öğrenerek, yalnız olmadığımı gördüm). Biri, hız sınırını 1 km. diğeri ise, 10 km. ihlal etmekten. Tamam; suç varsa, ceza da olmalı. Buna itirazım yok. Ama; asla belirtilen hızlarda gidilemeyecek yerlere o sınırı koyarak yurttaşına tuzak kurma be kardeşim. Ve de; altyapı sorumluluğunu yerine getir, yurttaşını da suç işlemeye zorunlu bırakma be canım kardeşim!
Siz ey devlet yetkilileri; yıllık bütçeyi hazırlarken, trafik cezalarından gelecek para konusunda bir fon oluşturduğunuzu biliyoruz. Buna karşılık biz yurttaşlar olarak aylık giderlerimiz listesine, yiyeceğimiz cezalara karşı bir hazırlık mı yapalım istiyorsunuz?
Tüketici Hakları Derneği’ne gelen sorulardan yola çıkarak;
EVRENSEL KABUL GÖRMÜŞ TÜKETİCİ HAKLARININ NE OLDUĞUNA BAKALIM?
1- Temel Gereksinimlerin Karşılanması Hakkı: Tüketicilerin; yeme, içme, giyinme, barınma gibi biyolojik gereksinimlerinin karşılanması için alınan ekonomik ve sosyal önlemlerdir.
2- Sağlık ve Güvenlik Hakkı: Tüketiciler tarafından satın alınan her çeşit mal ve hizmetin üretim dağıtım ve kullanılması sırasında karşılaşılan risklere ve tehlikelere karşı alınan yasal, idari, teknik önlemler ve uygulamaları kapsar.
3- Bilgi Edinme Hakkı: Mal ve hizmetlerin özellikleri, kullanım ve bakım koşulları ile tehlikeleri ve risklerine ilişkin tüketicilerin doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirilmesi konusundaki düzenlemeler ve uygulamalardır.
4- Örgütlenme, Sesini Duyurma ve Temsil Edilme Hakkı: Tüketicilerin haklarını alabilmeleri, savunabilmeleri ve uygulatabilmeleri için bir araya gelip güç birliği oluşturabilmeleri, kendilerini ilgilendiren yasal, ekonomik, sosyal, ticari, teknik ve politik her konuda düşünce ve görüşlerini belirtebilmeleri, baskı unsuru olabilmeleridir.
5- Eğitilme Hakkı: Tüketicilerin haklarını ve sorumluluklarını öğrenerek hak arama, haklarını savunabilme ve tüketici bilincine sahip olabilmeleri için eğitilmeleridir.
6- Seçme Hakkı: Tüketicilerin çeşitli mal ve hizmetler arasında gelir düzeylerine göre kendi gereksinimlerini karşılayabilmesi, istedikleri mal ve hizmetleri ucuz ve kaliteli olarak alabilmesi, tercih edebilmesi ve seçeneklerin artırılmasıdır.
7- Zararların Karşılanması Hakkı: Satın alınan mal ve hizmetlerin ayıplı (kusurlu, özürlü) çıkması durumunda, ayıpların neden olduğu her türlü maddi, manevi, hukuki, ekonomik zararların karşılanmasıdır.
8- Ekonomik Çıkarların Korunması Hakkı: Ticari reklamlar ve ilanlar, çeşitli satış türleri ve bu satışlara ilişkin sözleşmeler, kapıdan satışlar, kampanyalı satışlar, taksitli satışlar, elektronik alışverişler, devre tatil, paket tur, süreli yayınlar, tüketici kredileri, kredi kartları, satış sonrası hizmetler, fiyat uygulamaları, çeşitli kamu hizmetleri vb. konularda evrensel tüketici haklarına ve ilgili kanunlara göre uygulamalar ve düzenlemeler yapılması, tüketicilere daha iyi ve uygun koşullarda mal ve hizmet sunulması, tüketicilerin yaşam düzeylerinin yükseltilmesine ilişkin alınan tüm yasal, idari, teknik, sosyal, ticari ve ekonomik önlemlerdir.
9- Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı: Temiz hava, yeterli ve temiz su, daha çok yeşil alan, temiz ve çağdaş bir kent, sağlıklı ve kaliteli altyapı hizmetlerinin sağlanması, tarihi, doğal ve biyolojik zenginliğin korunması konusunda alınan önlemler ile her çeşit üretim, dağıtım ve tüketim hareketinin çevreye zarar vermemesine ve savurganlığın önlenmesine yönelik alınan tüm önlemlerdir.
Genel merkezimizin bir çalışması;
TÜKETİCİLER, NASIL BİR BELEDİYECİLİK VE NASIL BİR BELEDİYE YÖNETİMİ
İSTİYOR (3)
Bir ilde, ilçede, beldede, mahallede halktan yana, halk için, halkla birlikte demokratik bir belediyecilik anlayışının uygulanabilmesi yalnızca o il ve ilçedeki belediye yönetimi ile gerçekleştirilemez. Belirtilen anlayış doğrultusunda etkin ve gerekli olan tüm hizmetlerin verilebilmesi için il ve ilçelerdeki belediye yönetimlerinin hem kendi aralarında hem de valilikler ve kaymakamlıklar ile işbirliğini, dayanışmayı ve düşünce birliğini oluşturmaları gerekiyor. Bununla birlikte, sözünü ettiğimiz belediyeciliğin il ve ilçelerde uygulanabilmesi için, merkezi yönetimlerin de aynı anlayışta olması ve belediyeler ile ilişki ve eşgüdüm içinde bulunması gerekiyor. Çünkü, il ve ilçe belediye sınırları içerisindeki ulaşım politikaları, su politikaları, kentleşme ve çevre politikaları, yapılaşma ve barınma politikaları ve diğer alanlardaki politika ve uygulamalar genel olarak merkezi yönetimin ve büyükşehir belediyelerinin bu alanlardaki politikaları kapsamında uygulanmaktadır.
Belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar ve merkezi yönetim arasındaki işbirliği ve dayanışma ile kent halkının beklentileri, istekleri ve gereksinimleri:
• Kent halkının gereksinimleri, beklentileri ve istekleri doğrultusunda belediye hizmetlerinin sağlanabilmesi neden belediyeler arası, belediyelerin valilikler, kaymakamlıklar ve merkezi yönetim ile düşünce birliğini, işbirliğini ve dayanışmasını gerektiriyor?
• Kent halkının temiz, sağlıklı, içilebilir, düzenli, ucuz, gerektiğinde ücretsiz şehir şebeke suyuna gereksinmesi var.
• Kent halkı trafik kazalarının olmadığı, güvenli, düzenli ve zaman kaybına neden olmayan, ucuz ve gerektiğinde ücretsiz ulaşım hizmeti istemektedir.
• Kentlerde yaşayan halk, sağlıklı ve yaşanabilir bir kent planının uygulanabildiği, beton yığınları ve gökdelenlerin işgal etmediği, görselliğin yok edilmediği, çarpıklığın ve çirkinliğin olmadığı bir kent ister.
• Kent halkı, ailesiyle birlikte sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmek ister.
• Kent halkı işsiz ve yoksul kalmak istemez.
• Kent halkı, aileleriyle birlikte kültür, sanat ve spor alanlarında gelişimlerine yönelik belediyelerden hizmet bekler.
• Kent halkı, sağlıklı, temiz, her yönüyle güvenli bir kentte yaşamak ister.
• Kent halkı, tüm belediyecilik hizmetlerine ilişkin söz, yetki ve karar sahibi olmak ister.
• Kent halkı sağlıklı ve güvenli barınma olanağına sahip olmak ister.
Kent halkının gereksinimlerine, beklentilerine ve isteklerine ilişkin örnekleri çoğaltabiliriz.
Soruyoruz: Türkiye’de hangi il ve ilçede kent halkının yukarıda belirttiğimiz beklenti, istek ve gereksinimleri eksiksiz, tam ve etkin olarak gerçekleşmiştir, sorunları çözülmüştür?
Yanıtımız: Hiçbir il ve ilçede gerçekleşmemiştir, çözülmemiştir. Neden gerçekleşmemiştir? Çünkü, belediyeler arası anlayış ve düşünce birliği, dayanışma ve işbirliği, ortak hareket olmadığı için gerçekleşmemiştir. Belediyelerin valilikler, kaymakamlıklar ve merkezi yönetimler arasında anlayış birliği, işbirliği, dayanışma ve eşgüdüm olmadığı için gerçekleşmemiş, çözülmemiştir. Belediye yönetimlerinin, valiliklerin, kaymakamlıkların, merkezi yönetimin büyük bir çoğunluğunun kent halkının söz konusu sorunlarına kalıcı bir çözüm bulma, kent halkının beklenti, istek ve gereksinimlerini etkin bir şekilde karşılama gibi bir anlayış ve düşünceye sahip olmadıkları için gerçekleşmemiştir. Bu konuda bir politikaları olmadığı için gerçekleşmemiş ve çözülmemiştir.
Bugünkü anlayış farklılığı, ilişkisizlik, niyetsizlik, politikasızlık devam ettiği sürece de gerçekleşemez ve çözülemez. Bugünkü yasal düzenlemeler varlığını sürdürdüğü sürece gerçekleşemez ve çözülemez. Belediyecilik ve yerel yönetimlerle ilgili yasal düzenlemeler, kent halkının gereksinimlerine, beklentilerine, isteklerine gerekli, yeterli, etkili ve net bir şekilde çözüm bulacak bir içeriğe ve öze sahip olmadığı için mevcut sorunlar çözülmemiştir. Kent halkının beklenti, istek ve gereksinimleri gerçekleşmemiştir. Yasal düzenlemeler, kent halkının beklenti, istek ve gereksinimlerinin giderilmesi konusunda kent halkına söz, yetki ve karar verme hakkı tanımadığı için mevcut sorunlar çözülmemiş, halkın beklenti ve istekleri gerçekleşmemiştir.
Kaldı ki, yazımızın giriş bölümünde de belirtildiği gibi il ve ilçe belediye sınırları içerisindeki temel hizmetlerde, yapılaşma ve imar planlarının uygulanmasında, kentleşmede ve çevresel uygulamalarda merkezi yönetim başta olmak üzere büyükşehir belediyelerinin politikaları belirleyici olmaktadır.

Sorunsuz ve sağlıklı bir yaşam dilerim.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol