ÇEVRE TARİHİMİZ OLSAYDI BUNLARI BİLECEKTİK

Türkiye ÇEVRECİLİK'i öğreniyor. Çevreye duyarlı yurttaşlar her vesile ile çevreyi kirletenleri uyarıyorlar, kirleticilerle mücadele ediyorlar. Ancak ne var ki ülkemizde Çevrecilik gereği gibi anlaşılmış değildir, belli ki bilgi ve eğitim noksanlığı vardır. En önemli noksanlık da ÇEVRE TARİHİ'dir. Çevre Tarihi'ne gerek olup olmadığını anlamak için Kırklareli'ni ele alalım. Peşinen söyleyelim ki Kırklareli'nin Çevre'yi kirletenlerle mücadelede hiçbir şeyi kurtardım diyecek hali yoktur. Buyurun kayıplarımızı öğrenelim. Çevremizde ne vardı ne yoktu öğrenelim.
Kırklareli'nin İLK GAZETECİ YAZARI olan rahmetli Ali Rıza Dursunkaya yazdığı "Kırklareli'ni Tarih, Coğrafya, Kültür Yönünden Tetkik" kitabında şehrin oturduğu iki tepe arasındaki derenin zaman içerisinde BAĞLICA DERESİ iken zaman içerisinde şehrin BOKLUCA DERESİ olmuştur. 1970'li yıllara kadar açık aktığı için de şehrin havasını, güneydeki arazileri kirletmiş, hatta su baskınlarına neden olmuştur. Şehrin güneyi sebze ekimi için kaybedilmiştir.
Yine Ali Rıza Dursunkaya kitabında yazar. Şehirde yapılan birçok askeri kışlanın şehrin hemen kıyısından başlayan ormandan kesilen ağaçlardan yapıldığına vurgu yapar. Şehrin batısında halkın suyunu içtiği, balıklarını tutup yediği İNCİDERE'nin bugün ne inciliği, ne içilecek, ne de balık tutulacak hali kalmıştır. Şehrin ikinci bir KİRLİ DERESİ olmuştur. Şehrin içinde yer alan ÇUKUR ÇEŞME kapatılmıştır. Şehirde birkaç çeşme de bu kapatılmaya dahil edilmiştir. Bunlar 15-20 yıl içerisinde çevremizde kaybettiklerimizdir. Ancak çevrede kaybettiklerimiz daha bitmemiştir. Mesela Demirtaş Mahallesi’nin hemen kıyısında başlayan, bugün "Bademlik Mevkii" diye anılan yörede orman gibi badem ağaçları yok edilmiştir. Yabancı seyyahlar şehrin çevresinin tamamen bağlık olduğunu yazarlar. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bu bağlıklar yok edilmiş, kökleri odun olarak yakılmıştır. Subay Lojmanları’nın batı kıyısından başlayan Ziraat Fidanlığı sökülüp atılmıştır. Şehrin kıyısından başlayan Kırklareli ormanları Dereköy'e kadar çekilmiştir. Kırklareli Şeytandere ile Asilbeyli Köyü arasında dere boyunca mesire yeri çok değil 25-30 yıla kadar halkın gittiği, eğlendiği yerlerdi. Şimdi Dereboyu çöle dönmüştür.
Yabancıların yazdıkları Kırklareli Tarihi’nde yer alan bilgilere göre Kırklareli-Kavaklı arası Meyve Ormanı’dır. Bundan dolayı Kırklareli'nin bir adı da VİNİGRADT’tır. Nerede bu isme göre Kırklareli? Ceviz Ağaçları 20-25 yıl önce mobilya sanayisi için kesilmiştir. Şehrin içinde bahçeli ev, Hünnap ağaçları olan ev kalmamıştır. Ve kısaca Kırklareli Kent Merkezi’nin ÇEVRE SINIRI 125-130 km. geri çekilmiştir. Şimdi çevreciler geride birşey kalmışsa onları kurtarmaya çalışmaktadırlar. ÇEVRE TARİHİMİZ ÇEVRESEL DEĞERLERİN YOK EDİLDİĞİ TARİH'dir. Bilelim ki çevrede, doğada yok edilmemiş bir değer kalmamış, Kent Çevresi çölleşmiş, meyve bahçeli şehir merkezi gitmiş, beton yığını bir şehir gelmiştir. Acı ama gerçek.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol