ÇANAKKALE SAVAŞI YOLUNDA 18 GAZETECİ

Çanakkale Savaşı üzerinden geçen şunca yılda yazılı edebiyata geçmiştir ama halk hala Çanakkale'yi kalın çizgileriyle bilir. Oysa Çanakkale'ye dair unutulmayacak bilgiler, olaylar kitaplarda, gazete sayfalarındadır.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başladığında Osmanlı Devleti büyük ölçüde savaşa hazır vaziyette idi. Devlet geçen zaman içinde de hazırlıklarını sürdürdü. 1912 Balkan Savaşı’ndan ders alınmış, seferberlik sürecinde savaşı halka anlatacak, propagandasını yapacak olanlar ortalıkta yoktu. Padişah'ın Harbiye Vekili Enver Paşa, Alman Komuta Heyeti'nde yer alan generallerden emin görünüyordu. Kendisini Napolyon'a benzetmekle tanınan bu Saray Damadı yani Naciye Sultan’ın eşi bir şeyi unutmuştu. Çanakkale'de cereyan eden savaşın seyrinden halk haber alamıyordu. Ne oluyor, ne gidiyor bilmiyordu. Yazarlar, gazeteciler, şairler Çanakkale'yi masa başında, savaşı görmüş gibi yazıyorlardı. Oysa bu savaş zamanın en modern silahlarının, Kara, Hava, Deniz birliklerinin birden kullanıldığı tarihin ilk Amfibik, Savaşı idi. Osmanlı Ordusu düşmana direniyor, Çanakkale'den geçmesine şiddetle karşı çıkıyor, kah destansı kahramanlıklar yaratıyordu. Mustafa Kemal kenarda tutulmuş, Çanakkale'de kendisine vazife verilmemiş, Tekirdağ'da ismi var, cismi yok 19. Tümen durumdan vazife çıkararak tümenini, 57. Alayı savaşa hazırlamıştı. Gazeteciler, yazarlar, şairler cepheye, savaşa girmeye, izlemeye gitmemiş olsalar bile yazmaya devam ediyorlardı.
Bu durumun bir aldatmaca olacağını düşünen Enver Paşa cepheye gitmek isteyen gazeteci-yazarları cepheye götürebileceklerini ilan etmiş, müracaat edenlerden bir liste oluşmuştur. Bu arada bazı gazeteciler cepheye gitmekten vazgeçtiklerini söylemişler, Çanakkale'ye gitmeye hazır olduklarını bildirmişlerdir. O gazeteci-yazarlar şunlardı:
"11 Temmuz 1915 tarihinde Sirkeci Garı'nda bir araya gelen yazar ve şairler arasında Ahmet Ağaoğlu, Ali Canip, Celal Sahir, Enis Behiç, Hakkı Suha, Hamdullah Suphi, Hıfzı Tevfik, Muhittin, Orhan Seyfi, Selahattin, Yusuf Razi, Mehmet Emin, Ömer Seyfettin, İbrahim Alaeddin, Müfüt Ratip, Ressam Çallı, Nazım Ziya, Müzisyen Ahmet Yekta" Çanakkale'ye gitmek istediklerini bildiren birçok gazeteci, yazar, şair sonradan gitmekten vazgeçmişlerdir. Tabii gitmemek için birçok mazeret ileri sürmüşlerdir. Balkan Savaşı’nda da buna benzer bir durum olmuş, Alay İmamları askere moral vermek yerine İstanbul'da kalmayı tercih etmişlerdir. Maaşlarını İstanbul'da almışlardır. Daha sonra gidenler, gitmeyenler kendi aralarında tartışmışlardır. Çanakkale'ye gidecek bu on sekiz kişiye askeri elbise giydirmişler, dönüşte cephede gördüklerini, izlenimlerini gazetelerine, dergilerine yazmışlar, halk böylece Çanakkale savaşı hakkında bilgi sahibi olmuştur. Çanakkale üzerine şiirler yazmışlardır. Mehmet Akif şiirle Çanakkale'de Türk kahramanlığını anlatan biridir. Kırklareli şairlerinden Mülayim Tirfil Çanakkale Savaşı’ndan yıllar sonra doğduğu halde Çanakkale Savaşı üzerine nefis bir şiir yazmıştır.
Çanakkale'ye gidip savaşın korkunçluğunu görenler bizim çocukluğumuzda Cumhuriyet Dönemi’nde yazılarını, şiirlerini okuduğumuz edebiyatçılardır. Edebiyatta Fecri Aticiler, Beş Hececiler dediğimiz bu şair ve yazarlardır. Biz Çanakkale'yi onlardan dinledik, onların yazılarını, kitaplarını okuyarak bilgi sahibi olduk. Çanakkale Savaşı'nın, edebiyatçı ve gazetecilerin bu yanını ve o dönemin fikir ve tartışmalarını öğrenmek istiyorlarsa Erol Köroğlu'nun yazıp İletişim Yayınları arasında çıkan "TÜRK EDEBİYATI ve BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)" kitabını tavsiye ederiz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol