ÇAĞIMIZIN BELASI

Derneğimizin de içinde yer aldığı Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Hasan Atak, Türkiye'de kanser hastalığı artışında birinci nedenin sigara olduğunu belirtti. Bu konuda yaptığı yazılı bir açıklama ile şunları söylemiştir.
Sigara paketleri üzerindeki uyarıcı fotoğrafların baskısının gün geçtikçe, pastel tonlarda basıldığı ve uyarıcı etkisinin kaybolduğunu belirten Atak, "Avustralya ve İrlanda gibi biz de bir an önce sağlık uyarılarının ve fotoğrafların yer aldığı tek tip paket uygulamasına geçmeliyiz, bu uygulamaya geçene kadar da sigara paketleri ambalajları görünmeyecek şekilde tezgah altına girmelidir" dedi.
TÜDEF Genel Başkanı Hasan Atak, yaptığı yazılı açıklamada, kanser hastalığındaki artışa karşın hastanelerde yeteri kadar Tıbbı Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi uzmanının bulunmadığını, kemoterapi ilaçlarına ulaşmanın ve satın almanın giderek imkansız hale geldiğini savundu.
CUMHURBAŞKANLIĞI VE BAŞBAKANLIK'IN KESİN DİREKTİFİNE RAĞMEN NEDEN ÇIKARTILMADI?
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun 30 Ocak 2014 tarih ve 2014/2 sayılı raporunda sigara tüketiminin özendirilmesinin önlenmesi açısından 'düz paket' uygulamasına geçilmesinin yararlı olacağının değerlendirildiğini hatırlatan Hasan Atak, 'Onuncu Kalkınma Planı'nda da tütün kullanımı ile mücadele gibi sağlıklı hayata yönelik program ve eylem planları uygulanmaya başlanmakla birlikte, bu programların geliştirilmesi ve uygulamada etkinliğin artırılması gerekmektedir' ifadesinin yer aldığını belirtti.
Atak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ulusal Tütün Kontrol Programı Eylem Planı'nda, 2015'te düz paketi yasalaştırma hedefi konuldu. Hedef ve stratejilerin sorumlu kurum ve kuruluşlarca gerçekleştirilmesi 27 Ocak 2015 tarih ve 29249 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi'nde özellikle vurgulandı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık'ın kesin direktiflerine ve bu konu 2015 Ulusal Tütün Kontrol Programı Eylem planında kesin ifadelerle yer almasına rağmen düz paketin yasalaştırılmasında geç kalınan her saat kansere birkaç artı daha yazmaktadır. 2015 yılı bu açıdan boşa geçirilmiştir. Bu yasal hazırlıkların 2016 yılında bitirilmesini istiyoruz" dedi.
NARGİLE'YE DİKKAT!
Hasan Atak, Türkiye'de nargilenin gençleri sigaraya alıştırmak için yaygınlaştırıldığına da işaret ederek, şu uyarılarda bulundu: "Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere üniversiteli gençlerin yoğun olduğu birçok kentte ve şehrin en işlek semtlerinde açılan nargile kahvelerine giden gençler, nargile içmeseler bile havada bulunan tütün dumanından etkileniyorlar. İçtikleri portakallı, elmalı, çikolata aromalı tütünlerin, tütün olduğunun farkına varmadan, nikotin bağımlısı hale geliyorlar ve sonuçta her yerde nargile bulamayacakları için bir paket sigara alıp, sigaraya alışıyorlar. Gençlerin ve velilerin bu konuda çok dikkatli olmalarını istiyoruz."
TÜKETİCİNİN MUTFAĞI YANMAYA DEVAM EDİYORYOR!..
Tüketici Hakları Derneği Genel Merkezi tarafından yayınlanan 'Ekonomik Rapor'un 2015 Kasım ayına ait rapor, geçen hafta yayınlandı. Bu rapora göre; toplumsal hayat ve insan yaşamı ile doğrudan ilişkisi bulunan ekonomik dünyamız özetle şöyle tanımlanmıştır:
- 40 TEMEL GIDA MADDESİNDE TÜKETİCİLERİN SATIN ALMA GÜCÜ DÜŞTÜ!..
- KIRMIZI ET VE ZEYTİNYAĞI MUTFAĞA GİRMİYOR!..
- CEVİZ, BADEM VE KURU ÜZÜM HAYAL OLDU!..
- SARIMSAK VE YEŞİL SOĞAN EL YAKIYOR!..
- MERCİMEK VE NOHUTA YANAŞILAMIYOR!..
- TÜKETİCİLER YETERLİ VE DENGELİ BESLENEMİYOR!..
- YETERSİZ VE DENGESİZ BESLENME HASTALIKLARA NEDEN OLUYOR!..
Tüketicinin mutfağı yanıyor!.. Son bir yılda, Kasım 2014 ile Kasım 2015 arasında 40 temel gıda maddesinde 12 aylık ortalama fiyat artışı %23.40 oldu.
Son 12 aylık fiyat artışlarına örnek ( TÜİK verilerine göre): Mercimek yüzde 25.81, dana eti yüzde 25.34, sakatat yüzde 21.44, balık yüzde 20.9, yumurta yüzde 21.28, zeytinyağı yüzde 105.34, sarımsak yüzde 46.75, dolmalık biber yüzde 37.33, yeşil soğan yüzde 44.49, ıspanak yüzde 45.21, kuru soğan yüzde 31.79, pırasa yüzde 24.07, portakal yüzde 21.68, mandalina yüzde 19.39, badem içi yüzde 33, kuru üzüm yüzde 21.43.
Maaş artışları 40 temel gıda maddesinin fiyat artışının altında kaldı. Örnek vermek gerekirse; son bir yılda emekli işçinin maaşı yüzde 9.23, asgari ücretli işçinin maaşı yüzde 12.29, emekli öğretmenin maaşı yüzde 13.7, emekli memurun maaşı ise yüzde 15.52 artmıştır. Buna göre; emekli işçinin 40 temel gıda maddesinde, asgari ücretli işçinin 32 temel gıda maddesinde, emekli öğretmenin 28 temel gıda maddesinde, emekli memurun ise 26 temel gıda maddesinde satın alma güçleri düştü.
Türk-İş'in açıklamalarına göre, Kasım 2015 ayında dört kişilik bir ailenin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için hanelerine 1391TL'nin girmesi gerekiyor. Eğer, haneye giren para bu miktarın altında ise, hane halkı açlık sınırının altında yaşıyor demektir. Yoksulluk sınırı ise 4530TL'dir. Türk-İş'in açlık ve yoksulluk rakamları ile TÜİK'in eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir istatistiklerini karşılaştırdığımızda, ülkemizde 50 milyondan fazla kişinin açlık sınırının altında, nüfusun yüzde 85'den fazlasının ise yoksulluk sınırının altında yaşadığı anlaşılıyor.
Tüketici Hakları Derneği olarak; 'tüketicilerin yeterli ve dengeli beslenebilmesi, gıda da satın alma güçlerinin arttırılabilmesi için gerekli ekonomik önlemlerin ivedilikle alınmasını istiyoruz. Bununla birlikte, Türkiye'de uygulanan yanlış tarım ve gıda politikaları ile tüketicilerin aleyhinde olan pazarlama ve fiyat politikalarından ivedilikle dönülmesini istiyoruz' talepleri, geçtiğimiz hafta içinde kamu oyu ile paylaşılmıştır.
SOKAK HAYVANLARI!..
Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır, bilirsiniz. Bu açıdan bakıldığında, kendine özgü farklı sorunları ve olumsuzlukları da vardır, doğal olarak.
Şu günlerde, her ne kadar daha henüz kendini hissettirmemiş olmasına karşın, kışı yaşıyoruz. Bunun, sokak hayvanları için anlamı; yazın su ihtiyaçları ne ise, bugün de barınma ve beslenmeye muhtaç durumundadırlar. Bu konuda, başta yerel yönetimler olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına, insan ile birlikte doğa haklarını da gündemine almış sivil örgütlere ve her türlü barış, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren bireylere önemli görevler düşmektedir.
Bu konuda, hayvan severler ile hayvan sevmeyenlere küçücük birer önerim olacaktır: Hayvan sever yurttaşlara yapacağım öneri, biliyorum ki hatırlatmaya gerek olmadan 'hayvanların varlık ve doğal koşullarda yaşama hakkı' doğrultusunda sanıyorum gereği yerine getiriliyordur. Hayvan sevmeyenlere ise önerim, sevmek zorunda olmadığınızı bildiğimiz gibi, zarar verme hakkına da sahip olmadığınızı biliyoruz. Yani; 'gölge etmeyin başka ihsan gerekmez'. Bir başka deyimle; 'şefaat istemezler, yeter ki mezarlarından taş çalmayın'.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol