Bosna'dan Kırklareli'ne uzanan dostluk köprüsü

II. Dünya Savaşından sonra, Avrupa'nın en büyük katliamı olarak kayıtlara geçen Srebrenitsa'nın 21. yıl dönümünde, toplu mezarlarda bulunan ve kimlik tespiti yapılan 127 soykırım kurbanı daha düzenlenen törenle toprağa verildi.

35 bini çocuk, 312 bin kişinin ölümüne, 2 milyona yakın kişinin yaşadıkları bölgeleri terk etmesine neden olan hadiseler, travmatik sonuçlar doğurmakla birlikte Türkiye'ye kadar uzanan ve farklılaşan hayat hikâyelerine de zemin hazırladı.
Kamu diplomasisi ve siyasal iletişim alanlarındaki akademik çalışmalarıyla tanınan araştırmacı-yazar Samet Kavoğlu'nun, geçtiğimiz Mayıs ayında, Balkanlar odaklı saha araştırmaları kapsamında ziyaret ettiği Bosna-Hersek'teki gözlemleri de ifade edilen hususa işaret ediyor.
İlgili araştırma kapsamında çok sayıda yapılandırılmamış mülakat gerçekleştirdiklerini ifade eden Kavoğlu, dikkate değer örneklerden birini aktarırken "Bosna Savaşının simgesi Mostar Köprüsünün yanı başında yeniden hayat bulmaya çalışan sokaklardan birinde konuşmaya başladığınız altmışına merdiven dayamış bir çift, hiç tanımadıkları halde neden size sarılıp gözyaşı döker? Basit bir soruya verdiğiniz kısa bir cevap, bu derece duygu yoğunluğuna yol açabilir mi? sualiyle başlıyor ve devam ediyor, "21. yüzyılın en büyük soykırımlarından biri Avrupa'nın ortasında, üç maymunu oynayan Batılı güçlerin gözü önünde yaşanır ve aktarmaktan dahi hicap duyacağım insanlık dışı zulümlerle onbinler Srebrenitsa başta olmak üzere Bosna'nın her köşesinde can verirken, ölümle yaşam arasındaki çizgiden Türkiye'nin uzattığı yardım eliyle kurtulabilen soydaş ve kardeşlerimiz arasında yer alan bu çifti, tarifsiz duygulara gark edenin, "nerelisiniz?" sorusuna verdiği 'Kırklareliliyim' cevabı" olduğunu ifade ediyor.
Bu durumun gerekçesini ise şu sözlerle açıklıyor, "bu insanlar, vahşetten kurtulup, Kırklareli Mülteci Kampında güvenlik ve huzuru bulduklarını, üç yıl misafir edildikleri kampta, kendi anlatımlarıyla, Türk devletinin yanı sıra Kırklarelililerden de büyük yardım ve destek gördüklerini aktarıyor."
Bu hususun insani boyutunun yanı sıra Türk kamu diplomasisi açısından önemini de "bu vakada ve diğer pek çok vakada da gözlendiği üzere aradan geçen 21 yıla rağmen sadece memleketinden dolayı dahi hiç tanımadıkları bir insana, yakın bir dostlarını görmüş gibi sarılıp, göz pınarlarına hakim olamayacak derecede duygusal yakınlık hissedilmesi, Türkiye'ye olan sevgi, saygı ve muhabbetin kelimeleri aşan duygularla ifade edilmesi, Türkiye'nin tarihi, kültürel, ekonomik ve siyasal hinterlandı içerisinde yer alan bölge coğrafyasında Türk kamu diplomasisi açısından dikkate değer kazanım olarak ifade edilebilir" sözleriyle açıkladı.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol